١٠١٢٩ ﺟﺮﻳﺮ ﻛﻨﺎ ﻋﻨﺪ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻓﻨﻈﺮ إﻟﻰ اﻟﻘﻤﺮ ﻟﻴﻠﺔ اﻟﺒﺪر وﻗﺎل إﻧﻜﻢ ﺳﺘﺮون رﺑﻜﻢ ﻋﻴﺎﻧﺎ ﻛﻤﺎ ﺗﺮون ﻫﺬا اﻟﻘﻤﺮ ﻟﺎ ﺗﻀﺎﻣﻮن ﻓﻰ رؤﻳﺘﻪ ﻓﺎٕن اﺳﺘﻄﻌﺘﻢ أن ﻟﺎ ﺗﻐﻠﺒﻮا ﻋﻠﻰ ﺻﻠﺎة ﻗﺒﻞ ﻃﻠﻮع اﻟﺸﻤﺲ وﻗﺒﻞ ﻏﺮوﺑﻬﺎ ﻓﺎﻓﻌﻠﻮا ﺛﻢ ﻗﺮأ ﴿وَﺳَﺒِّﺢْ ﺑِﺤَﻤْﺪِ رَﺑِّﻚَ ﻗَﺒْﻞَ ﻃُﻠُﻮعِ اﻟﺸَّﻤْﺲِ وَﻗَﺒْﻞَ اﻟْﻐُﺮُوب﴾ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﺘﺮﻣﺬى وأﺑﻰ داود
10129- Cerîr radiyallahu anh'dan:
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanındaydık. Mehtaplı bir gecede Ay'a bir baktı ve şöyle buyurdu:
"Rabbinizi Ay'ı perdesiz ve birbirlerinizi itip kakmadan gördüğünüz gibi ayan (beyan) göreceksiniz. Güneş doğmadan ve batmadan namaz kılmaya gücünüz yetiyorsa yapın!"
Sonra: "Güneş doğmadan ve batmadan önce Rabbini hamdiyle tesbih et" meâlindeki âyeti (Tâhâ, 20/13) okudu.
Buhârî, Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud.
10129- Bu hadisi Buhârî (mevâkîtu's-salât 26, I, 143; tefsîr Kâf 4, VI, 48; tevhîd 24/1-2, VIII, 179), Müslim (mecâcid 211, s. 439), Ebû Dâvud (4729) ve Tirmizî (2551), İsmaîl b. e. Hâlid an Kays an Cerîr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
١٠١٣٠ ﺻﻬﻴﺐ رﻓﻌﻪ إذا دﺧﻞ أﻫﻞ اﻟﺡﻨﺔ اﻟﺡﻨﺔ ﻳﻘﻮل اﻟﻠّﻪ ﺗﺒﺎرك وﺗﻌﺎﻟﻰ ﻧﺮﻳﺪون ﺷﻴﺌﺎ أزﻳﺪﻛﻢ ﻓﻴﻘﻮﻟﻮن أﻟﻢ ﺗﺒﻴﺾ وﺟﻮﻫﻨﺎ أﻟﻢ ﺗﺪﺧﻠﻨﺎ اﻟﺡﻨﺔ وﺗﻨﺤﻴﻨﺎ ﻣﻦ اﻟﻨﺎر ﻓﻴﻜﺸﻒ اﻟﺤﺡﺎب ﻓﻤﺎ أﻋﻄﻮا ﺷﻴﺌﺎ أﺣﺐ إﻟﻴﻬﻢ ﻣﻦ اﻟﻨﻈﺮ إﻟﻰ رﺑﻬﻢ ﺗﻌﺎﻟﻰ
10130- Suheyb radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Cennet ehli cennete girdiği zaman, Allah Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyuracak: "Size ilave olarak yapmamı istediğiniz başka bir şey var mı?"
"Yüzlerimizi bembeyaz yapmadın mı? Cehennemden kurtarıp bizi cennete sokmadın mı; (Bundan daha iyi ve fazla ne olabilir ki?)" diyecekler.
Bunun üzerine perde kaldırılacak ve kendilerine Rableri Teâlâ'yı görmekten daha sevimli bir şey verilmediğini anlayacaklardır.
10130- Bu hadisi Müslim (îmân 297-8, s. 163) ve Tirmizî (2552), Hammâd b. Seleme an Sâbit el-Bünânî an Abdirrahman b. e. Leylâ an Suheyb asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
١٠١٣١ زاد ﻓﻰ رواﻳﺔ ﺛﻢ ﺗﻠﺎ ﻫﺬه اﻟﺎٓﻳﺔ ﴿ﻟِﻠَّﺬٖﻳﻦَ اَﺣْﺴَﻨُﻮا اﻟْﺤُﺴْﻨٰﻰ وَزِﻳَﺎدَة﴾ ﻟﻤﺴﻠﻢ واﻟﺘﺮﻣﺬى
10131- Diğer bir rivayette şu ilave yer almıştır:
"Sonra şu âyeti okudu:
"İyi davrananlara, daima daha iyisi ve üstünü verilir." (Yunus, 10/26) Müslim ve Tirmizî.
10131- Bu hadisi Müslim (îmân 297-8, s. 163) ve Tirmizî (2552), Hammâd b. Seleme an Sâbit el-Bünânî an Abdirrahman b. e. Leylâ an Suheyb asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
١٠١٣٢ أﻧﺲ رﻓﻌﻪ أﺗﺎﻧﻰ ﺟﺒﺮﻳﻞ ﻋﻠﻴﻪ اﻟﺴﻠﺎم وﻓﻰ ﻳﺪه ﻣﺮآة ﺑﻴﻀﺎء ﻓﻴﻬﺎ ﻧﻜﺘﺔ ﺳﻮداء ﻓﻘﻠﺖ ﻣﺎﻫﺬه ﻳﺎﺟﺒﺮﻳﻞ ﻗﺎل ﻫﺬه اﻟﺡﻤﻌﺔ ﻳﻌﺮﺿﻬﺎ ﻋﻠﻴﻚ رﺑﻚ ﻟﺘﻜﻮن ﻟﻚ ﻋﻴﺪا وﻟﻘﻮﻣﻚ ﻣﻦ ﺑﻌﺪك ﺗﻜﻮن أﻧﺖ اﻟﺎٔول وﻳﻜﻮن اﻟﻴﻬﻮد واﻟﻨﺼﺎرى ﻣﻦ ﺑﻌﺪك ﻗﺎل ﻣﺎﻟﻨﺎ ﻓﻴﻬﺎ ﻗﺎل ﻟﻜﻢ ﻓﻴﻬﺎ ﺧﻴﺮ ﻟﻜﻢ ﻓﻴﻬﺎ ﺳﺎﻋﺔ ﻣﻦ دﻋﺎ رﺑﻪ ﻓﻴﻬﺎ ﺑﺨﻴﺮ ﻫﻮ ﻟﻪ ﻗﺴﻢ إﻟﺎ أﻋﻄﺎه اﻟﻠّﻪ إﻳﺎه أو ﻟﻴﺲ ﻟﻪ ﺑﻘﺴﻢ إﻟﺎ ذﺧﺮ ﻟﻪ ﻣﺎﻫﻮ أﻋﻈﻢ ﻣﻨﻪ أو ﺗﻌﻮذ ﻓﻴﻬﺎ ﻣﻦ ﺷﺮ ﻫﻮ ﻋﻠﻴﻪ ﻣﻜﺘﻮب إﻟﺎ أﻋﺎذه ﻣﻨﻪ أو ﻏﻴﺮ ﻣﻜﺘﻮب إﻟﺎ أﻋﺎذه ﻣﻦ أﻋﻈﻢ ﻣﻨﻪ ﻗﻠﺖ ﻣﺎﻫﺬه اﻟﻨﻜﺘﺔ اﻟﺴﻮداء ﻓﻴﻬﺎ ﻗﺎل ﻫﺬه اﻟﺴﺎﻋﺔ ﺗﻘﻮم ﻳﻮم اﻟﺡﻤﻌﺔ وﻫﻮ ﺳﻴﺪ اﻟﺎٔﻳﺎم ﻋﻨﺪﻧﺎ وﻧﺤﻦ ﻧﺪﻋﻮه ﻓﻰ اﻟﺎٓﺧﺮة ﻳﻮم اﻟﻤﺰﻳﺪ ﻗﻠﺖ ﻟﻢ ﺗﺪﻋﻮﻧﻪ ﻳﻮم اﻟﻤﺰﻳﺪ ﻗﺎل إن رﺑﻚ ﺗﻌﺎﻟﻰ اﺗﺨﺬ ﻓﻰ اﻟﺡﻨﺔ وادﻳﺎ أﻓﻴﺢ ﻣﻦ ﻣﺴﻚ أﺑﻴﺾ ﻓﺎٕذا ﻛﺎن ﻳﻮم اﻟﺡﻤﻌﺔ ﻧﺰل ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻣﻦ ﻋﻠﻴﻴﻦ ﻋﻠﻰ ﻛﺮﺳﻴﻪ ﺛﻢ ﺣﻒ اﻟﻜﺮﺳﻰ ﺑﻤﻨﺎﺑﺮ ﻣﻦ ﻧﻮر وﺟﺎء اﻟﻨﺒﻴﻮن ﺣﺘﻰ ﻳﺡﻠﺴﻮن ﻋﻠﻴﻬﺎ ﺛﻢ ﻳﺡﻰء أﻫﻞ اﻟﺡﻨﺔ ﺣﺘﻰ ﻳﺡﻠﺴﻮن ﻋﻠﻰ اﻟﻜﺜﺐ ﻓﻴﺘﺡﻠﻰ ﻟﻬﻢ رﺑﻬﻢ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﺣﺘﻰ ﻳﻨﻈﺮون إﻟﻰ وﺟﻬﻪ وﻫﻮ ﻳﻘﻮل أﻧﺎ اﻟﺬى ﺻﺪﻗﺘﻜﻢ وﻋﺪى وأﺗﻤﻤﺖ ﻋﻠﻴﻜﻢ ﻧﻌﻤﺘﻰ ﻫﺬا ﻣﺤﻞ ﻛﺮاﻣﺘﻰ ﻓﺎﺳﺎٔﻟﻮﻧﻰ ﻓﻴﺴﺎٔﻟﻮﻧﻪ اﻟﺮﺿﺎ ﻓﻴﻘﻮل ﺗﻌﺎﻟﻰ رﺿﺎءى أﺣﻠﻜﻢ دارى وأﻧﺎ ﻟﻜﻢ ﻛﺮاﻣﺘﻰ ﻓﺎﺳﺎٔﻟﻮﻧﻰ ﻓﻴﺴﺎٔﻟﻮﻧﻪ ﺣﺘﻰ ﺗﻨﺘﻬﻰ رﻏﺒﺘﻬﻢ ﻓﻴﻔﺘﺢ ﻟﻬﻢ ﻋﻨﺪ ذﻟﻚ ﻣﺎ ﻟﺎ ﻋﻴﻦ رأت وﻟﺎ أذن ﺳﻤﻌﺖ وﻟﺎ ﺧﻄﺮ ﻋﻠﻰ ﻗﻠﺐ ﺑﺸﺮ إﻟﻰ ﻣﻘﺪار ﻣﻨﺼﺮف اﻟﻨﺎس ﻳﻮم اﻟﺡﻤﻌﺔ ﺛﻢ ﻳﺼﻌﺪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻋﻠﻰ ﻛﺮﺳﻴﻪ ﻓﻴﺼﻌﺪ ﻣﻌﻪ اﻟﺸﻬﺪاء واﻟﺼﺪﻳﻘﻮن أﺣﺴﺒﻪ ﻗﺎل وﻳﺮﺟﻊ أﻫﻞ اﻟﻐﺮف إﻟﻰ ﻏﺮﻓﻬﻢ درة ﺑﻴﻀﺎء ﻟﺎ ﻗﺼﻢ ﻓﻴﻬﺎ وﻟﺎ ﻓﺼﻢ أو ﻳﺎﻗﻮﺗﺔ ﺣﻤﺮاء أو زﺑﺮﺟﺪة ﺧﻀﺮاء ﻣﻨﻬﺎ ﻏﺮﻓﻬﺎ وأﺑﻮاﺑﻬﺎ ﻣﻄﺮدة ﻓﻴﻬﺎ أﻧﻬﺎرﻫﺎ ﻣﺘﺪﻟﻴﺔ ﻓﻴﻬﺎ ﺛﻤﺎرﻫﺎ ﻓﻴﻬﺎ أزواﺟﻬﺎ وﺧﺪﻣﻬﺎ ﻓﻠﻴﺴﻮا إﻟﻰ ﺷﻰء أﺣﻮج ﻣﻨﻬﻢ إﻟﻰ ﻳﻮم اﻟﺡﻤﻌﺔ ﻟﻴﺰدادوا ﻓﻴﻪ ﻛﺮاﻣﺔ وﻟﻴﺰدادوا ﻓﻴﻪ ﻧﻈﺮا إﻟﻰ وﺟﻬﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ وﻟﺬﻟﻚ دﻋﻰ ﻳﻮم اﻟﻤﺰﻳﺪ ﻟﻠﺒﺰار واﻟﻜﺒﻴﺮ واﻟﺎٔوﺳﻂ واﻟﻤﻮﺻﻠﻰ
10132- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Cibrîl bana, elinde içinde siyah bir nokta bulunan beyaz bir ayna ile geldi" Sordum:
"Bu nedir ey Cibrîl?"
"Bu Cuma'dır. Rabbin bunu sana ve senden sonra kavminin bayramı olsun diye sunuyor. (Böylece) sen ilk olacaksın, Yahudi ve Hıristiyanlar senden sonra olacaklar. (Yani onların kutsal günleri seninkinden sonra gelecek)" dedi.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sordu:
"Peki onda ne gibi faydalar vardır?"
"Onda sizin için çok hayır ve fayda vardır. Onda öyle bir saat vardır ki, kim o saatte Rabbine hayır ile dua eder ve o hayır onun için kısmet kılınırsa (Allah) onu mutlaka verir, eğer kısmet kılınmamışsa istediğinden daha büyüğü onun için saklanır. Hakkında takdir edilen bir kötülükten O'na sığınırsa mutlaka ondan onu kurtarır, eğer takdir edilmemişse onu daha büyük bir şerden kurtarır" dedi.
"Peki içindeki bu siyah nokta nedir?"
"O Cuma gününün oluştuğu saattir. O, bize göre günlerin efendisidir. Biz ona âhirette "Yevmu'l-Mezîd" diyeceğiz."
"Neden "Yevmu'l-Mezîd" diyeceksiniz?"
"Çünkü Rabbin Teâlâ, cennette miskten daha güzel kokan bembeyaz bir vâdi edinmiştir. Cuma günü olduğu zaman, Allah Teâlâ İlliyyîn'den Kürsî'si üzerine inecek. Kürsî'nin etrafını nurdan minberler saracak. Peygamberler gelip onların üzerinde oturacaklar. Sonra cennet ehli gelip miskten kum yığınları üstünde oturacaklar. Rableri Teâlâ onlara tecelli edecek ve onlar O'nun cemalini müşâhade edecekler. Rableri de şöyle buyuracak: "İşte Ben va'dini yerine getiren, nimeti üzerinizde tamamlayan (Rabbinizim). Burası, size bolca vereceğim bir yerdir. İsteyin Benden ne isterseniz!"
O'ndan hoşnutluk isteyecekler. O da şöyle buyuracak: "Zaten sizi buraya yerleştiren Benim hoşnutluğumdur. Size daha bolca vereceğim, isteyin!"
Arzuları bitinceye dek durmadan isteyecekler. Tam o anda onlara gözlerin göremediği, kulakların duyamadığı, insan aklının tahayyül edemediği şey açılacak. Bu durum, Cuma günü halkın dağılma zamanına kadar böyle devam edecek.
Sonra Rab Teâlâ Kürsî'sine çıkacak. O'nunla beraber şehidler ve sıddîklar da çıkacaklar. -Sanırım şunları da söyledi:- Oda sahipleri olanlar da bembeyaz inci, ya da kıpkırmızı yakut, ya da yemyeşil zebercedden olan odalarına dönecekler. Nehirleri akan, kapıları düzenli, meyveleri bol olan, içinde eşleri ve hizmetçileri bulunan muazzam odalarına.
Daha çok iyiliklere nâil olabilmeleri, Allah'ı daha çok görebilmeleri için, Cuma'ya karşı besledikleri arzu kadar hiç bir arzu ve hasretleri olmayacaktır. Bu nedenle işte (âhirette) o güne (Cuma'ya) Mezîd günü denilmiştir." Bezzâr, Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr ve'l-Evsat'ta ve Ebû Ya'lâ.
10132- Bu hadisi Taberânî (Mecma'ul-bahreyn 4879-80), ayrı ayrı olarak Ebû İmrân el-Cevnî ve Sâlim b. Abdillah an Enes aslı senedi ile tahrîc etti.
Heysemî ise şu bilgileri vermektedir: "Ebû Ya'lâ'nın râvileri Sahîh ricâlindendir." Taberânî'nin isnâdlarından birisinin râvileri, ihtilâflı İbn Sevbân dışında Sahîh ricâlindendir. Bezzâr'ın isnâdı ise ihtilâflıdır" Mecma' X, 422).
١٠١٣٣ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة أن اﻟﻨﺎس ﻗﺎﻟﻮا ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻫﻞ ﻧﺮى رﺑﻨﺎ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻗﺎل ﻫﻞ ﺗﻤﺎرون ﻓﻰ اﻟﻘﻤﺮ ﻟﻴﻠﺔ اﻟﺒﺪر ﻟﻴﺲ دوﻧﻪ ﺳﺤﺎب ﻗﺎﻟﻮا ﻟﺎ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻗﺎل ﻫﻞ ﺗﻤﺎرون ﻓﻰ اﻟﺸﻤﺲ ﻟﻴﺲ دوﻧﻬﺎ ﺳﺤﺎب ﻗﺎﻟﻮا ﻟﺎ ﻗﺎل ﻓﺎٕﻧﻜﻢ ﺗﺮوﻧﻪ ﻛﺬﻟﻚ ﻳﺤﺸﺮ اﻟﻨﺎس ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻓﻴﻘﻮل ﻣﻦ ﻛﺎن ﻳﻌﺒﺪ ﺷﻴﺌﺎ ﻓﻠﻴﺘﺒﻊ ﻓﻤﻨﻬﻢ ﻣﻦ ﻳﺘﺒﻊ اﻟﺸﻤﺲ وﻣﻨﻬﻢ ﻣﻦ ﻳﺘﺒﻊ اﻟﻘﻤﺮ وﻣﻨﻬﻢ ﻣﻦ ﻳﺘﺒﻊ اﻟﻄﻮاﻏﻴﺖ وﺗﺒﻘﻰ ﻫﺬه اﻟﺎٔﻣﺔ ﻓﻴﻬﺎ ﻣﻨﺎﻓﻘﻮﻫﺎ ﻓﻴﺎٔﺗﻴﻬﻢ اﻟﻠّﻪ ﻓﻴﻘﻮل أﻧﺎ رﺑﻜﻢ ﻓﻴﻘﻮﻟﻮن ﻫﺬا ﻣﻜﺎﻧﻨﺎ ﺣﺘﻰ ﻳﺎٔﺗﻴﻨﺎ رﺑﻨﺎ ﻓﺎٕذا ﺟﺎء رﺑﻨﺎ ﻋﺮﻓﻨﺎه ﻓﻴﺎٔﺗﻴﻬﻢ اﻟﻠّﻪ ﻓﻴﻘﻮل أﻧﺎ رﺑﻜﻢ ﻓﻴﻘﻮﻟﻮن أﻧﺖ رﺑﻨﺎ ﻓﻴﺪﻋﻮﻫﻢ وﻳﻀﺮب اﻟﺼﺮاط ﺑﻴﻦ ﻇﻬﺮاﻧﻰ ﺟﻬﻨﻢ ﻓﺎٔﻛﻮن أول ﻳﺡﻮز ﻣﻦ اﻟﺮﺳﻞ ﺑﺎٔﻣﺘﻪ وﻟﺎ ﻳﺘﻜﻠﻢ ﻳﻮﻣﺌﺬ أﺣﺪ إﻟﺎ اﻟﺮﺳﻞ وﻛﻠﺎم اﻟﺮﺳﻞ ﻳﻮﻣﺌﺬ اﻟﻠّﻬﻢ ﺳﻠﻢ ﺳﻠﻢ وﻓﻰ ﺟﻬﻨﻢ ﻛﻠﺎﻟﻴﺐ ﻣﺜﻞ ﺷﻮك اﻟﺴﻌﺪان ﻫﻞ رأﻳﺘﻢ ﺷﻮك اﻟﺴﻌﺪان ﻗﺎﻟﻮا ﻧﻌﻢ ﻗﺎل ﻓﺎٕﻧﻬﺎ ﻣﺜﻞ ﺷﻮك اﻟﺴﻌﺪان ﻏﻴﺮ أﻧﻪ ﻟﺎ ﻳﻌﻠﻢ ﻗﺪر ﻋﻈﻤﻬﺎ إﻟﺎ اﻟﻠّﻪ ﺗﺨﻄﻒ اﻟﻨﺎس ﺑﺎٔﻋﻤﺎﻟﻬﻢ ﻓﻤﻨﻬﻢ ﻣﻦ ﻳﻮﺑﻖ ﺑﻌﻤﻠﻪ وﻣﻨﻬﻢ ﻣﻦ ﻳﺨﺮدل ﺛﻢ ﻳﻨﺡﻮ ﺣﺘﻰ إذا أراد اﻟﻠّﻪ رﺣﻤﺔ ﻣﻦ أراد ﻣﻦ أﻫﻞ اﻟﻨﺎر أﻣﺮ اﻟﻤﻠﺎءﻛﺔ أن ﻳﺨﺮﺟﻮا ﻣﻦ ﻛﺎن ﻳﻌﺒﺪاﻟﻠّﻪ ﻓﻴﺨﺮﺟﻮﻧﻬﻢ ﺑﺎٓﺛﺎر اﻟﺴﺡﻮد وﺣﺮم اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻰ اﻟﻨﺎر أن ﺗﺎٔﻛﻞ أﺛﺮ اﻟﺴﺡﻮد ﻓﻴﺨﺮﺟﻮن وﻗﺪ اﻣﺘﺤﺸﻮا ﻓﻴﺼﺐ ﻋﻠﻴﻬﻢ ﻣﺎء اﻟﺤﻴﺎة ﻓﻴﻨﺒﺘﻮن ﻛﻤﺎ ﺗﻨﺒﺖ اﻟﺤﺒﺔ ﻓﻰ ﺣﻤﻴﻞ اﻟﺴﻴﻞ ﺛﻢ ﻳﻔﺮغ اﻟﻠّﻪ ﻣﻦ اﻟﻘﻀﺎء ﺑﻴﻦ اﻟﻌﺒﺎد وﻳﺒﻘﻰ رﺟﻞ ﺑﻴﻦ اﻟﺡﻨﺔ واﻟﻨﺎر وﻫﻮ آﺧﺮ أﻫﻞ اﻟﻨﺎر دﺧﻮﻟﺎ اﻟﺡﻨﺔ ﻣﻘﺒﻞ ﺑﻮﺟﻬﻪ ﻗﺒﻞ اﻟﻨﺎر ﻓﻴﻘﻮل ﻳﺎرب اﺻﺮف وﺟﻬﻰ ﻋﻦ اﻟﻨﺎر ﻗﺪ ﻗﺸﺒﻨﻰ رﻳﺤﻬﺎ وأﺣﺮﻗﻨﻰ ذﻛﺎﻫﺎ ﻓﻴﻘﻮل ﻫﻞ ﻋﺴﻴﺖ أن أﻓﻌﻞ ذﻟﻚ أن ﺗﺴﺎٔل ﻏﻴﺮ ذﻟﻚ ﻓﻴﻘﻮل ﻟﺎ وﻋﺰﺗﻚ ﻓﻴﻌﻄﻰ اﻟﻠّﻪ ﻣﺎﺷﺎء ﻣﻦ ﻋﻬﺪ وﻣﻴﺜﺎق ﻓﻴﺼﺮف اﻟﻠّﻪ وﺟﻬﻪ ﻋﻦ اﻟﻨﺎر ﻓﺎٕذا أﻗﺒﻞ ﺑﻪ ﻋﻠﻰ اﻟﺡﻨﺔ رأى ﺑﻬﺡﺘﻬﺎ ﺳﻜﺖ ﻣﺎﺷﺎء اﻟﻠّﻪ أن ﻳﺴﻜﺖ ﺛﻢ ﻗﺎل ﻳﺎرب ﻗﺪﻣﻨﻰ ﻋﻨﺪﺑﺎب اﻟﺡﻨﺔ ﻓﻴﻘﻮل اﻟﻠّﻪ ﻟﻪ أﻟﻴﺲ ﻗﺪ أﻋﻄﻴﺖ اﻟﻌﻬﻮد واﻟﻤﻴﺜﺎق أن ﻟﺎ ﺗﺴﺎٔل ﻏﻴﺮ اﻟﺬى ﻛﻨﺖ ﺳﺎٔﻟﺖ ﻓﻴﻘﻮل ﻳﺎرب ﻟﺎ أﻛﻮن أﺷﻘﻰ ﺧﻠﻘﻚ ﻓﻴﻘﻮل ﻓﻤﺎ ﻋﺴﻴﺖ إن اﻋﻄﻴﺖ ذﻟﻚ أن ﺗﺴﺎٔل ﻏﻴﺮه ﻓﻴﻘﻮل ﻟﺎ وﻋﺰﺗﻚ ﻟﺎ أﺳﺎٔﻟﻚ ﻏﻴﺮ ﻫﺬا ﻓﻴﻌﻄﻰ رﺑﻪ ﻣﺎﺷﺎء ﻣﻦ ﻋﻬﺪ وﻣﻴﺜﺎق ﻓﻴﻘﺪﻣﻪ إﻟﻰ ﺑﺎب اﻟﺡﻨﺔ ﻓﺎٕذا ﺑﻠﻎ ﺑﺎﺑﻬﺎ ﻓﺮأى زﻫﺮﺗﻬﺎ وﻣﺎﻓﻴﻬﺎ ﻣﻦ اﻟﻨﻀﺮة واﻟﺴﺮور ﻓﻴﺴﻜﺖ ﻣﺎﺷﺎء اﻟﻠّﻪ أن ﻳﺴﻜﺖ ﻓﻴﻘﻮل ﻳﺎرب أدﺧﻠﻨﻰ اﻟﺡﻨﺔ ﻓﻴﻘﻮل اﻟﻠّﻪ وﻳﺤﻚ ﻳﺎ اﺑﻦ آدم ﻣﺎأﻏﺪرك أﻟﻴﺲ ﻗﺪ أﻋﻄﻴﺖ اﻟﻌﻬﻮد واﻟﻤﻮاﺛﻴﻖ أن ﻟﺎ ﺗﺴﺎٔل ﻏﻴﺮ اﻟﺬى أﻋﻄﻴﺖ ﻓﻴﻘﻮل ﻳﺎرب ﻟﺎ ﺗﺡﻌﻠﻨﻰ أﺷﻘﻰ ﺧﻠﻘﻚ ﻓﻴﻀﺤﻚ اﻟﻠّﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻣﻨﻪ ﺛﻢ ﻳﺎٔذن ﻟﻪ ﻓﻰ دﺧﻮل اﻟﺡﻨﺔ ﻓﻴﻘﻮل ﺗﻤَﻦّ ﻓﻴﺘﻤﻨّﻰ ﺣﺘﻰ إذا اﻧﻘﻄﻊ أﻣﻨﻴﺘﻪ ﻗﺎل اﻟﻠّﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﺗﻤﻦّ ﻣﻦ ﻛﺬا وﻛﺬا ﻳﺬﻛﺮه رﺑﻪ ﺣﺘﻰ إذا اﻧﺘﻬﺖ ﺑﻪ اﻟﺎٔﻣﺎﻧﻰ ﻗﺎل اﻟﻠّﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻟﻚ ذﻟﻚ وﻣﺜﻠﻪ ﻣﻌﻪ ﻗﺎل أﺑﻮ ﺳﻌﻴﺪ ﻟﺎٔﺑﻰ ﻫﺮﻳﺮة إﻧﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻗﺎل ﻗﺎل اﻟﻠّﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻟﻚ ذﻟﻚ وﻋﺸﺮة أﻣﺜﺎﻟﻪ ﻗﺎل أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة ﻟﻢ أﺣﻔﻆ ﻣﻨﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ إﻟﺎ ﻗﻮﻟﻪ ﻟﻚ ذﻟﻚ وﻣﺜﻠﻪ ﻣﻌﻪ ﻗﺎل أﺑﻮ ﺳﻌﻴﺪ إﻧﻰ ﺳﻤﻌﺘﻪ ﻣﻦ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻘﻮل ﻟﻚ ذﻟﻚ وﻋﺸﺮة أﻣﺜﺎﻟﻪ ﻗﺎل أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة وذﻟﻚ اﻟﺮﺟﻞ آﺧﺮ أﻫﻞ اﻟﺡﻨﺔ دﺧﻮﻟﺎ اﻟﺡﻨﺔ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﺘﺮﻣﺬى﴿﴾
10133- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
İnsanlar dediler ki:
"Ey Allah Resûlü! Rabbimizi görecek miyiz?"
"Bulutsuz berrak bir mehtap gecesinde Ay'ı görmek için itişip kakışır mısınız?"
"Hayır."
"Bulutsuz bir günde Güneş'i görmek için birbirinizi itip kakarak birbirinize eziyet verir misiniz?"
"Hayır."
"İşte Rabbinizi de öyle zahmetsiz ve sıkıntısız, apaçık göreceksiniz.
Kıyamet günü insanlar diriltilecekler. Allah buyuracak ki:
"Kim (dünyada iken) neye tapıyorsa onun peşine düşsün!". Bunun üzerine kimisi Güneş'e uyacak, kimisi Ay'a uyacak. Kimisi de putlara uyacaklar. Geride münafıkların da içinde olduğu bu ümmet kalacak. Allah onlara gelip: "Ben sizin Rabbinizim" buyuracak. Onlar da şöyle diyecekler:
"Rabbimiz gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır. Rabbimiz geldiğinde biz O'nu tanırız." Allah onlara (bildikleri sûrette) gelip: "Ben sizin Rabbinizim" buyuracak. Onlar da: "Sen bizim Rabbimizsin" diyecekler. Allah da onları çağıracak. Cehennemin üstüne sırat kurulacak. Peygamberlerden ümmetiyle ilk geçen ben olacağım. Orada peygamberlerden başka hiç kimse konuşamayacak. Peygamberlerin o günkü kelâmı: "Allahım! Selâmete erdir, selâmete erdir!" olacak. Cehennemde Sa'dân dikeni gibi çengeller olacak. "Sa'dân dikenini gördünüz mü?" (Ashâb:) "Evet" dediler. "İşte o çengeller tıpkı sa'dân dikeni gibidir. Ancak büyüklüğünü Allah bilir. İnsanları işledikleri günahlar sebebiyle kapacak. Onlardan kimi günahı sebebiyle helâk olacak, kimi de kurtarılıncaya kadar ceza görüp sonra kurtulacaktır. Hatta Allah ateş ehlinden olanlardan merhamet etmek istediği kimseler için meleklerine, Allah'a ibadet edenleri oradan çıkartmalarını emredecek. Secde izleriyle tanıyıp onları çıkaracaklar. Çünkü Allah ateşe secde izini yakmayı haram kılmıştır. Yanmış ve perişan olmuş bir vaziyette çıkacaklardır. Sonra üzerlerine (cennette) hayat suyu dökülecek. Selin taşıdığı (topraktaki) tanenin bitmesi gibi bitecekler. Cennetle cehennem arasında bir adam kalacak ki cennete girecek son kişi odur. Yüzü cehenneme doğru olacaktır. Şöyle diyecek:
"Rabbim, ne olur yüzümü ondan (cehennemden) çevir! Onun kokusu beni zehirleyip perişan ediyor, alevi de beni yakıp kavuruyor." Allah ise:
"Bunu yaparım ama Benden başka bir şey istersin."
"İzzetin hakkı için hayır ya Rabbi!" diyecek. Allah ondan böyle bir söz aldıktan sonra onun yüzünü ateş tarafından beriye çevirecek. Cennete doğru yönelince, onun göz kamaştıran güzelliğini görecek, Allah'ın dilediği kadar sükût ettikten sonra kendini şöyle demekten alamayacak:
"Rabbim, beni cennete doğru yanaştır!"
"Benden başka bir şey istemeyeceğine dair söz vermemiş miydin?"
"Evet, ey Rabbim! Senin en kötü kulun olmayayım."
"Cennetin kapısına yaklaştırırsam, belki ondan başka bir şey istersin."
"İzzetin hakkı için hayır yâ Rabbi!" diyerek, Allah'a yemin verdikten sonra Allah onu cennetin kapısına yaklaştıracak."
Kapıdan içerdekilerin göz kamaştırıcı güzellik ve yeşilliklerini görünce, Allah'ın dilediği kadar sustuktan sonra şöyle demekten kendini alamayacak: "Yâ Rabbi! Ne olur beni cennete koy!" Allah şöyle buyuracak: "Yazık sana ey Âdemoğlu! Amma da istiyorsun ha! Verdiklerimden başka bir şey istemeyeceğine dair söz vermemiş miydin?"
"Ne olur Allahım! Beni mahlukatın içinde en bedbaht insan yapma!" der demez, Allah gülecek. Sonra cennete girmesine izin verecek ve "Dile benden ne dilersen!" diyecek. O da isteyip temenni edecek. Temennileri bitince, Allah adını zikrederek şunu şunu da iste diyecek. Bütün istek ve temennileri sona erince, Allah buyuracak: "Bu ve onunla beraber bir misli daha senindir."
Ebû Saîd, Ebû Hureyre'ye dedi ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
"Allah Teâlâ ona: "Bu ve bununla beraber on katı daha senindir" buyurdu.
Ebû Hureyre dedi ki: "Bu ve beraberinde bir o kadarı da senindir" sözünden başkasını, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den ezberlemedim."
Ebu Saîd şöyle dedi: Ben ise, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den "Bu ve onun on katı daha senindir" sözünü duydum."
Ebû Hureyre dedi ki: "İşte cennete en son girecek olan adam budur."
Buhârî, Müslim ve Tirmizî.
10133- Bu hadisi Buhârî (ezân 129, I, 295; rikâk 52, VII, 205; tevhîd 24, VIII, 179), Müslim (îmân 299-300, s. 163-167) ve Tirmizî (2554), Atâ b. Yezîd, Saîd b. el-Müseyyeb ve Ebû Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
0 yorum:
Yorum Gönder