Fitnelere Karşı Uyarma ve Uzak Tutma Hakkında Hadisler ~ İslami Bilgi

İSLAMİ BİLGİ VE BELGELERİN BULUNDUĞU İNTERNET BLOĞUDUR.

5 Aralık 2015 Cumartesi

Fitnelere Karşı Uyarma ve Uzak Tutma Hakkında Hadisler

٩٧٦٤ أﺑﻮ ﺛﻌﻠﺒﺔ اﻟﺨﺸﻨﻰ أﻧﻪ ﺳﺎٔل اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻋﻦ ﻫﺬه اﻟﺎٓﻳﺔ ﴿ﻋَﻠَﻴْﻜُﻢْ اَﻧْﻔُﺴَﻜُﻢ﴾ ﻓﻘﺎل اءﺗﻤﺮوا ﺑﺎﻟﻤﻌﺮوف واﻧﺘﻬﻮا ﻋﻦ اﻟﻤﻨﻜﺮ ﺣﺘﻰ إذا رأﻳﺘﻢ ﺷﺤﺎ ﻣﻄﺎﻋﺎ وﻫﻮى ﻣﺘﺒﻌﺎ ودﻧﻴﺎ ﻣﻮٔﺛﺮة وإﻋﺡﺎب ﻛﻞ ذى رأى ﺑﺮأﻳﻪ ﻓﻌﻠﻴﻚ ﺑﻨﻔﺴﻚ ودع ﻋﻨﻚ اﻟﻌﻮام ﻓﺎٕن ﻣﻦ وراءﻛﻢ أﻳﺎﻣﺎ اﻟﺼﻴﺮ ﻓﻴﻬﻦ ﻣﺜﻞ اﻟﻘﺒﺾ ﻋﻠﻰ اﻟﺡﻤﺮ ﻟﻠﻌﺎﻣﻞ ﻓﻴﻬﻦ ﻣﺜﻞ أﺟﺮ ﺧﻤﺴﻴﻦ رﺟﻠﺎ ﻳﻌﻤﻠﻮن ﻣﺜﻞ ﻋﻤﻠﻜﻢ ﻗﻴﻞ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ أﺟﺮ ﺧﻤﺴﻴﻦ ﻣﻨﺎ أو ﻣﻨﻬﻢ ﻗﺎل ﺑﻞ أﺟﺮ ﺧﻤﺴﻴﻦ ﻣﻨﻜﻢ ﻟﺎٔﺑﻰ داود واﻟﺘﺮﻣﺬى


9764- Ebû Sa'lebe el-Huşenî radiyallahu anh'dan:
"O, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e 'Size nefsinizi korumak gerek' (Mâide, 5/105) âyeti hakkında sorunca, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şu cevabı verdi: 'Ma'rufla amel edin, kötülükten uzak durun. Cimri insana itaat edildiğini, hevâ ve hevese uyulduğunu, dünyanın âhirete tercih edildiğini ve herkesin kendi görüşünü beğendiğini gördüğünüz zaman (işte o zaman) sen kendine bak, avamı bırak! Sizden sonra öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda sabretmek, avucuna kor almak gibidir. O zamanda bir amel sahibi, bugün sizde amel eden elli kişinin aldığı ecri alacaktır.'
Ona denildi ki: 'Ey Allah Resûlü! Bizden elli kişi gibi mi yoksa onlardan elli kişi gibi mi ecir alacaktır?' 'Bilakis sizden elli kişinin aldığını alacaktır' buyurdu." Ebû Dâvud ve Tirmizî.
9764- Bu hadisi Ebû Dâvud (4341), Tirmizî (3058) ve İbn Mâce (4014), İbnu'l-Mübârek an Utbe b. e. Hakîm an Amr b. Câriye el-Lahmî an Ebî Umeyye eş-Şa'bânî an Ebî Sa'lebe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
İsnâdı hakkında Tirmizî "hasen garîb" hükmü verdi.

٩٧٦٥ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة رﻓﻌﻪ إﻧﻚ ﻓﻰ زﻣﺎن ﻣﻦ ﺗﺮك ﻓﻴﻪ ﻋﺸﺮ ﻣﺎأﻣﺮ ﻫﻠﻚ ﺛﻢ ﻳﺎٔﺗﻰ زﻣﺎن ﻣﻦ ﻋﻤﻞ ﻓﻴﻪ ﺑﻌﺸﺮ ﻣﺎأﻣﺮ ﻧﺡﺎ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9765- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Öyle bir zamandasın ki, kişi emrolunduğunun onda birini bıraksa helâk olur. Sonra öyle bir zaman gelecek ki kişi o zamanda emrolunduğunun onda birini yapsa kurtulacaktır." Tirmizî.
9765- Bu hadisi Tirmizî (2267), İbr. b. Ya'kûb an Nuaym b. Hammâd an Süfyân b. Uyeyne an Ebî'z-Zinâd ani'l-A'rec an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

٩٧٦٦ اﺑﻦ ﻋﻤﺮو ﺷﺒﻚ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ أﺻﺎﺑﻌﻪ وﻗﺎل ﻛﻴﻒ أﻧﺖ ﻳﺎ ﻋﺒﺪاﻟﻠّﻪ ﺑﻦ ﻋﻤﺮو إذا ﺑﻘﻴﺖ ﻓﻰ ﺣﺜﺎﻟﺔ ﻗﺪ ﻣﺮﺟﺖ ﻋﻬﻮدﻫﻢ وأﻣﺎﻧﺎﺗﻬﻢ واﺧﺘﻠﻔﻮا ﻓﺼﺎروا ﻫﻜﺬا ﻗﺎل ﻓﻜﻴﻒ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻗﺎل ﺗﺎٔﺧﺬ ﻣﺎﺗﻌﺮف وﺗﺪع ﻣﺎﺗﻨﻜﺮ وﺗﻘﺒﻞ ﻋﻠﻰ ﺧﺎﺻﺘﻤﻚ وﺗﺪﻋﻬﻢ وﻋﻮاﻣﻬﻢ ﻟﻠﺒﺨﺎرى
9766- İbn Amr radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem parmaklarını birbirine geçirip: 'Ey Abdullah b. Amr! Sözleri ve emanetleri bir birine karışmış hale gelen işe yaramaz değersiz insanların arasında bulunduğun zaman nasıl hareket edeceksin?' Dedi ki: 'Ey Allah Resûlü! O zaman nasıl davranayım?'
Şöyle buyurdu: 'Tanıdığınla ilişkilerini devam ettir, tanımadığından uzak dur. Seçtiğin iyi kimseleri kabul et, kötü kimseleri ve avamı terket." Buhârî.
9766- Bu hadisi Buhârî (salât 88, I, 123), Hâmid b. Ömer an Bişr an Âsım b. Muh. an Vâkıd b. Muh. an ebîhî an İbn Amr senedi ile tahrîc etti.
Bunu Ebû Dâvud (4342) ve İbn Mâce (3957), Umâre b. Amr an İbn Amr tarikiyle tahrîc ettiler.

٩٧٦٧ أﺑﻮ ذر رﻓﻌﻪ ﻳﺎأﺑﺎ ذر ﻗﻠﺖ ﻟﺒﻴﻚ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ وﺳﻌﺪﻳﻚ ﻗﺎل ﻛﻴﻒ أﻧﺖ إذا رأﻳﺖ أﺣﺡﺎر اﻟﺰﻳﺖ ﻗﺪﻏﺮﻗﺖ ﺑﺎﻟﺪم ﻗﻠﺖ ﻣﺎﺧﺎر اﻟﻠّﻪ ﻟﻰ ورﺳﻮﻟﻪ ﻗﺎل ﻋﻠﻴﻚ ﺑﻤﻦ أﻧﺖ ﻣﻨﻪ ﻗﻠﺖ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ أﻓﻠﺎ آﺧﺬ ﺳﻴﻔﻰ ﻓﺎٔﺿﻌﻪ ﻋﻠﻰ ﻋﺎﺗﻘﻰ ﻗﺎل ﺷﺎرﻛﺖ اﻟﻘﻮم إذا ﻗﻠﺖ ﻓﻤﺎ ﺗﺎٔﻣﺮﻧﻰ ﻗﺎل ﺗﻠﺰم ﺑﻴﺘﻚ ﻗﻠﺖ ﻓﺎٕن دﺧﻞ ﻋﻠﻰ ﺑﻴﺘﻰ ﻗﺎل ﻓﺎٕن ﺧﺸﻴﺖ أن ﻳﺒﻬﺮك ﺷﻌﺎع اﻟﺴﻴﻒ ﻓﺎٔﻟﻖ ﺛﻮﺑﻚ ﻋﻠﻰ وﺟﻬﻚ ﻳﺒﻮء ﺑﺎٕﺛﻤﻚ وإﺛﻤﻪ ﻟﺎٔﺑﻰ داو ﻣﻄﻮﻟﺎ
9767- Ebû Zer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ey Ebû Zer!"
"Buyur, ey Allah Resûlü, emrinize âmâdeyim."
"Zeyt mıntıkasının taşları kanlara bulandığı zaman sen ne yapacaksın?"
"Allah'ın ve Resûlü'nün benim için tercih ettiği şeyi yaparım" dedim.
"İşte o zaman, sana kendilerinden olduğun yakınlarını tavsiye ederim."
"Ey Allah Resûlü! Kılıcımı alıp omuzuma asmayayım mı?"
"O zaman sen de onlara katılmış olursun."
"O halde bana ne emredersin?"
"Evinden ayrılmamanı."
"Ya evime girerse?"
"Eğer kılıcın parıltısından korkarsan, elbisenle yüzünü örtersin de o (câni) hem senin günahını, hem de kendi günahını yüklenerek döner" buyurdu. Ebû Dâvud daha uzun bir metinle.
9767- Bu hadisi Ebû Dâvud (4261) ve İbn Mâce (3958), Hammâd b. Zeyd an Ebî İmrân el-Cevnî ani'l-Muşaas b. Tarîf an Abdillah b. es-Sâmit an Ebî Zer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٦٨ ﻋﺪﻳﺴﺔ ﺑﻨﺖ أﻫﺒﺎن ﺟﺎء ﻋﻠﻲّ إﻟﻰ أﺑﻰ ﻓﺪﻋﺎه إﻟﻰ اﻟﺨﺮوج ﻣﻌﻪ ﻓﻘﺎل ﻟﻪ إن ﺧﻠﻴﻠﻰ واﺑﻦ ﻋﻤﻚ ﻋﻬﺪ إﻟﻰ إذا اﺧﺘﻠﻒ اﻟﻨﺎس أن أﺗﺨﺬ ﺳﻴﻔﺎ ﻣﻦ ﺧﺸﺐ ﻓﻘﺪ اﺗﺨﺬﺗﻪ ﻓﺎٕن ﺷﺌﺖ ﺧﺮﺟﺖ ﺑﻪ ﻣﻌﻚ ﻓﺘﺮﻛﻪ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9768- Udeyse bn. Uhbân radiyallahu anha'dan:
"Ali babama gelip kendisiyle beraber (harbe) çıkmak için çağırdı. Ona (Ali'ye) dedi ki: 'Benim dostum ve senin amcazâden (Peygamber) bana insanlar ihtilafa düştükleri zaman odundan kılıç edinmemi emretti. Ben de odundan bir kılıç edindim. İstersen seninle birlikte çıkayım." Bunun üzerine Ali onu bıraktı". Tirmizî.
9768- Bu hadisi Tirmizî (2203) ve İbn Mâce (3960), Abdullah b. Ubeyd an Udeyse binti Uhbân b. Sayfî an ebîhâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٦٩ أﺑﻮ ﻣﻮﺳﻰ رﻓﻌﻪ إن ﺑﻴﻦ ﻳﺪى اﻟﺴﺎﻋﺔ ﻓﺘﻨﺎ ﻛﻘﻄﻊ اﻟﻠﻴﻞ اﻟﻤﻈﻠﻢ ﻳﺼﺒﺢ اﻟﺮﺟﻞ ﻓﻴﻬﺎ ﻣﻮٔﻣﻨﺎ وﻳﻤﺴﻰ ﻛﺎﻓﺮا وﻳﻤﺴﻰ ﻣﻮٔﻣﻨﺎ وﻳﺼﺒﺢ ﻛﺎﻓﺮا اﻟﻘﺎﻋﺪ ﻓﻴﻬﺎ ﺧﻴﺮ ﻣﻦ اﻟﻘﺎءم واﻟﻤﺎﺷﻰ ﻓﻴﻬﺎ ﺧﻴﺮ ﻣﻦ اﻟﺴﺎﻋﻰ ﻓﻜﺴﺮوا ﻗﺴﻴﻜﻢ وﻗﻄﻌﻮا أوﺗﺎرﻛﻢ واﺿﺮﺑﻮا ﺳﻴﻮﻓﻜﻢ ﺑﺎﻟﺤﺡﺎرة ﻓﺎٕن دﺧﻞ ﻋﻠﻰ أﺣﺪ ﻣﻨﻜﻢ ﻓﻠﻴﻜﻦ ﻛﺨﻴﺮ اﺑﻨﻰ آدم ﻟﺎٔﺑﻰ داود واﻟﺘﺮﻣﺬى
9769- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kıyamet öncesinde, karanlık gecenin parçaları gibi fitneler çıkacaktır. İşte o zaman kişi mü'min olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayacak ya da mü'min olarak akşamlayıp, kafir olarak sabahlayacaktır. O zaman oturan ayaktakinden, yürüyen koşandan daha hayırlı olacak. Öyleyse (o zaman) yaylarınızı kırın, kirişlerini koparın! Kılıçlarınızı taşa vurup körletin! Sizden birinin evine girerlerse Âdem'in iki oğlundan en hayırlısı (yani ölen) olsun."
Ebû Dâvud ve Tirmizî.
9769- Bu hadisi Ebû Dâvud (4259) ve Tirmizî (2204), Muh. b. Cuhâde an Abdirrahman b. Servân an Hüzeyl b. Şurahbîl an Ebî Mûsâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
İsnâdı hakkında "hasen garîb sahîh" hükmü verdi.

٩٧٧٠ وﻓﻰ رواﻳﺔ ﻗﺎﻟﻮا ﻓﻤﺎ ﺗﺎٔﻣﺮﻧﺎ ﻗﺎل ﻓﻜﻮﻧﻮا أﺣﻠﺎس ﺑﻴﻮﺗﻜﻢ
9770- Diğer rivayet:
"Peki o gün ne yapmamızı emredersiniz?" diye sordular. Şöyle buyurdu:
"O gün evlerinizin çulları olun (evlerinizden ayrılmayın!)"
9770- Bu rivayeti Ebû Dâvud (4262), İbn Fâris an Affân an Abdilvâhid b. Ziyâd an Âsım el-Ahval an Ebî Kebşe an Ebî Mûsâ senedi ile tahrîc etti.

٩٧٧١ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة رﻓﻌﻪ ﺳﺘﻜﻮن ﻓﺘﻦ اﻟﻘﺎﻋﺪ ﻓﻴﻬﺎ ﺧﻴﺮ ﻣﻦ اﻟﻘﺎءم واﻟﻘﺎءم ﻓﻴﻬﺎ ﺧﻴﺮ ﻣﻦ اﻟﻤﺎﺷﻰ واﻟﻤﺎﺷﻰ ﻓﻴﻬﺎ ﺧﻴﺮ ﻣﻦ اﻟﺴﺎﻋﻰ ﻣﻦ ﺗﺸﺮف إﻟﻴﻬﺎ ﺗﺴﺘﺸﺮﻓﻪ وﻣﻦ وﺟﺪ ﻣﻠﺡﺎٔ أو ﻣﻌﺎذا ﻓﻠﻴﻌﺬﺑﻪ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ
9771- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Fitneler çıkacaktır. O gün oturan ayakta olandan ayakta olan yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlı olacaktır. Kim ona (fitneye) yönelirse o da ona yönelir. (Böyle bir durumda) Kim bir sığınak ya da barınak bulursa ona sığınsın." Buhârî ile Müslim.
9771- Bu hadisi Buhârî (menâkıb 25, IV, 177; fiten 9/1-2, VIII, 92) ve Müslim (fiten 10-2, s. 2211-2), ez-Zührî an Saîd b. el-Müseyyeb ve-Ebî Seleme an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٧٢ أﺑﻮ ﺳﻌﻴﺪ رﻓﻌﻪ ﻳﻮﺷﻚ أن ﻳﻜﻮن ﺧﻴﺮ ﻣﺎل اﻟﻤﺴﻠﻢ ﻏﻨﻢ ﻳﺘﺒﻊ ﺑﻬﺎ ﺷﻌﻒ اﻟﺡﺒﺎل وﻣﻮاﻗﻊ اﻟﻘﻄﺮ ﻳﻔﺮ ﺑﺪﻳﻨﻪ ﻣﻦ اﻟﻔﺘﻦ ﻟﻤﺎﻟﻚ واﻟﺒﺨﺎرى وأﺑﻰ داود واﻟﻨﺴﺎءى
9772- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İnsanların en güzel malının, dini uğruna fitnelerden kaçarak, dağların eteklerinde yağmurun suladığı yerlere götürüp otlatacağı koyunlar olması yakındır."
Mâlik, Buhârî, Ebû Dâvud ve Nesâî.
9772- Bu hadisi Mâlik (istîzân 16, s. 970), Buhârî (îmân 12, I, 10; bed'ul-halk 15, IV, 97; rikâk 34, VII, 188; fiten 14/2, VIII, 94), Ebû Dâvud (4267) ve (Nesâî (îmân 30, VIII, 123-4), Mâlik an Abdirrahman b. Abdillah b. Abdirrahman b. e. Sa'sa' an ebîhî an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.


٩٧٧٣ أم ﻣﺎﻟﻚ اﻟﺒﻬﺰﻳﺔ ذﻛﺮ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻓﺘﻨﺔ ﻓﻘﺮﺑﻬﺎ ﻓﻘﻠﺖ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻣﻦ ﺧﻴﺮ اﻟﻨﺎس ﻓﻴﻬﺎ ﻗﺎل رﺟﻞ ﻓﻰ ﻣﺎﺷﻴﺔ ﻳﻮٔدى ﺣﻘﻬﺎ وﻳﻌﺒﺪ رﺑﻪ ورﺟﻞ آﺧﺮ ﺑﺮأس ﻓﺮﺳﻪ ﻳﺨﻴﻒ اﻟﻌﺪو وﻳﺨﻮﻓﻮﻧﻪ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9773- Ümmü Mâlik el-Behziye radiyallahu anhâ'dan:
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem fitneden bahsetti ve onun yakın olduğunu beyan etti. Dedim ki:
'Ey Allah Resûlü! O zaman insanların en iyisi kimdir?'
'Hayvanların içinde olup da onların hakkını veren, bir yandan da Rabbine ibadet eden kişi. Bir de düşmana güçlü görünmek ve onu korkutmak için at besleyen kişi'." Tirmizî.
9773- Bu hadisi Tirmizî (2177), İmrân b. Mûsâ an Abdilvâris b. Saîd an Muh. b. Cuhâde an raculin an Tâvus an Ümmi Mâlik senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

٩٧٧٤ ﻣﺤﻤﺪ ﺑﻦ ﻋﻠﻲ أن ﺣﺮﻣﻠﺔ ﻣﻮﻟﻰ أﺳﺎﻣﺔ أﺧﺒﺮه ﻗﺎل أرﺳﻠﻨﻰ أﺳﺎﻣﺔ إﻟﻰ ﻋﻠﻲ ﻟﻴﻌﻄﻴﻨﻰ وﻗﺎل إﻧﻪ ﺳﻴﺴﺎٔﻟﻚ اﻟﺎٓن ﻓﻴﻘﻮل ﻣﺎﺧﻠﻒ ﺻﺎﺣﺒﻚ ﻓﻘﻞ ﻟﻪ ﻳﻘﻮل ﻟﻚ ﻟﻮ ﻛﻨﺖ ﻓﻰ ﺷﺪق اﻟﺎٔﺳﺪ ﻟﺎٔﺣﺒﺒﺖ أن أﻛﻮن ﻣﻌﻚ وﻟﻜﻦ ﻫﺬا أﻣﺮ ﻟﻢ أره ﻗﺎل ﺣﺮﻣﻠﺔ ﻓﺴﺎٔﻟﻨﻰ ﻓﺎٔﺧﺒﺮﺗﻪ ﻓﻠﻢ ﻳﻌﻄﻨﻰ ﻓﺬﻫﺒﺖ إﻟﻰ ﺣﺴﻦ وﺣﺴﻴﻦ واﺑﻦ ﺟﻌﻔﺮ ﻓﺎٔوﻗﺮوا ﻟﻰ راﺣﻠﺘﻰ ﻟﻠﺒﺨﺎرى
9774- Muhammed b. Alî radiyallahu anh'dan:
"Ona Üsâme'nin azatlısı Harmale bildirmiş:
Üsâme, beni Ali'ye bir şey almam için göndererek dedi ki: 'Arkadaşın (Üsâme) neden geri kaldı?' diye soracak. Ona benim adıma şöyle de: 'Eğer arslanın ağzında bile olsaydın, seninle olmak isterdim. Fakat bu savaş işini doğru bulmuyorum.'
Harmale dedi ki: 'Ali bana (hakîkaten) bunu sordu, ben de durumu bildirdim. Bu nedenle o da bana hiçbir şey vermedi. Hemen Hasan ve Hüseyin ile Ca'fer'in oğlunun (Abdullah b. Ca'fer'in) yanına vardım. Onlar beni binek deveme götürdüler.'" Buhârî.
9774- Bu hadisi Buhârî (fiten 20/2, VIII, 99), İbnü'l-Medînî an Süfyân an Amr b. Dinâr an Muh. b. Alî senedi ile tahrîc etti.

٩٧٧٥ ﺣﺬﻳﻔﺔ ﻣﺎ أﺣﺪ ﻣﻦ اﻟﻨﺎس ﺗﺪرﻛﻪ اﻟﻔﺘﻨﺔ إﻟﺎ وأﻧﺎ أﺧﺎﻓﻬﺎ ﻋﻠﻴﻪ إﻟﺎ ﻣﺤﻤﺪ ﺑﻦ ﻣﺴﻠﻤﺔ ﻓﺎٕﻧﻰ ﺳﻤﻌﺖ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻘﻮل ﻟﺎ ﺗﻀﺮك اﻟﻔﺘﻨﺔ ﻟﺎٔﺑﻰ داود
9775- Huzeyfe radiyallahu anh'dan:
"Muhammed b. Mesleme dışında fitneye karışacak herkes hakkında korku ve endişelerim vardır. Çünkü Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in ona hitâben şöyle buyurduğunu duydum: 'Sana fitne zarar vermeyecektir.'" Ebû Dâvud.
9775- Bu hadisi Ebû Dâvud (4663), el-Hasan b. Alî an Yezîd an Hişâm an Muh. b. Sîrîn an Huzeyfe senedi ile tahrîc etti.

٩٧٧٦ ﻣﻌﻘﻞ ﺑﻦ ﻳﺴﺎر رﻓﻌﻪ اﻟﻌﺒﺎدة ﻓﻰ اﻟﻬﺮج ﻛﻬﺡﺮة إﻟﻰّ ﻟﻤﺴﻠﻢ واﻟﺘﺮﻣﺬى
9776- Ma'kil b. Yesâr radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Herc (fitne) zamanında ibâdet etmek, bana hicret etmek gibidir." Müslim ve Tirmizî.
9776- Bu hadisi Müslim (fiten 130, s. 2268) ve Tirmizî (2201), Hammâd b. Zeyd ani'l-Muallâ b. Zeyd an Muâviye b. Kurre an Ma'kil asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٧٧ اﻟﻤﻘﺪاد رﻓﻌﻪ إن اﻟﺴﻌﻴﺪ ﻟﻤﻦ ﺟﻨﺐ اﻟﻔﺘﻦ إن اﻟﺴﻌﻴﺪ ﻟﻤﻦ ﺟﻨﺐ اﻟﻔﺘﻦ وﻟﻤﻦ اﺑﺘﻠﻰ ﻓﺼﺒﺮ ﻓﻮاﻫﺎ ﻟﺎٔﺑﻰ داود
9777- el-Mikdâd radiyallahu anh'dan:

(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Fitneden kaçan bahtiyardır, fitneden kaçan bahtiyardır. Fitneye müptelâ olup da sabreden kimseye ne mutlu!" Ebû Dâvud.
9777- Bu hadisi Ebû Dâvud (4263), İbr. b. el-Hasan al-Massîsî an Haccâc b. Muh. ani'l-Leys b. Sa'd an Muâviye b. Sâlih an Abdirrahman b. Cübeyr an ebîhî ani'l-Mikdâd senedi ile tahrîc etti.

٩٧٧٨ ﻳﺰﻳﺪ ﺑﻦ أﺑﻰ ﻋﺒﻴﺪ ﻟﻤﺎ ﻗﺘﻞ ﻋﺜﻤﺎن ﺧﺮج ﺳﻠﻤﺔ ﺑﻦ اﻟﺎٔﻛﻮع إﻟﻰ اﻟﺮﺑﺬة وﺗﺰوج ﻫﻨﺎك اﻣﺮأة ووﻟﺪت ﻟﻪ أوﻟﺎدا ﻓﻠﻢ ﻳﺰل ﺑﻬﺎ ﺣﺘﻰ ﻗﺒﻞ أن ﻳﻤﻮت ﺑﻠﻴﺎل ﻓﻨﺰل اﻟﻤﺪﻳﻨﺔ ﻓﻤﺎت ﺑﻬﺎ
9778- Yezîd b. Ebî Ubeyd radiyallahu anh'dan:
"Osman katledildiğinde Seleme b. el-Ekva', Rebeze'ye gitti. Sonra orada bir kadınla evlendi, bir çok çocuğu oldu. Ölmeden bir kaç gün önce Medine'ye indi ve orada vefât etti."
9778- Bu hadisi Buhârî (fiten 14/1, VIII, 94), Müslim (imâret 82, s. 1486) ve Nesâî (bey'at 23, VII, 151-2), Kuteybe an Hâtim b. İsmaîl an Yezîd b. e. Ubeyd an Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٧٩ وﻓﻰ رواﻳﺔ أن ﺳﻠﻤﺔ دﺧﻞ ﻋﻠﻰ اﻟﺤﺡﺎج ﻓﻘﺎل ﻳﺎاﺑﻦ اﻟﺎٔﻛﻮع ارﺗﺪدت ﻋﻠﻰ ﻋﻘﺒﻴﻚ ﺗﻌﺮﺑﺖ ﻗﺎل ﻟﺎ وﻟﻜﻦ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ أذن ﻟﻰ ﻓﻰ اﻟﺒﺪو ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﻨﺴﺎءى
9779- Diğer rivayet:
"Seleme (b. el-Ekva') Haccâc'ın yanına girdi. Haccâc ona dedi ki: 'Ey İbnü'l-Ekva'! Geldiğin yere (çöle) tekrar döndün mü? Medine'yi bırakıp çölü (bedevîliği) mü tercih ettin? Şu cevabı verdi:
'Hayır; ancak Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem çölde yaşamama izin verdi.'" Buhârî, Müslim ve Nesâî.
9779- Bu hadisi Buhârî (fiten 14/1, VIII, 94), Müslim (imâret 82, s. 1486) ve Nesâî (bey'at 23, VII, 151-2), Kuteybe an Hâtim b. İsmaîl an Yezîd b. e. Ubeyd an Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٨٠ اﺑﻦ ﻋﺒﺎس رﻓﻌﻪ وﻳﻞ ﻟﻠﻌﺮب ﻣﻦ ﺷﺮ ﻗﺪ اﻗﺘﺮب أﻓﻠﺢ ﻣﻦ ﻛﻒ ﻳﺪﻳﻪ
9780- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Yaklaşan şerden vay haline Arapların! Ondan ellerini çeken kurtuluşa ermiştir."
Ebû Dâvud
9780- Bu hadisi Ebû Dâvud (4249), İbn Fâris an Ubeydillah b. Mûsâ an Şeybân ani'l-A'meş an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

٩٧٨١ ﺳﻌﻴﺪ ﺑﻦ زﻳﺪ ﻛﻨﺎ ﻋﻨﺪ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻓﺬﻛﺮ ﻓﺘﻨﺔ ﻋﻈﻢ أﻣﺮﻫﺎ ﻓﻘﻠﻨﺎ أو ﻗﺎﻟﻮا ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻟﺌﻦ أدرﻛﺘﻨﺎ ﻫﺬه ﻟﺘﻬﻠﻜﻨﺎ ﻓﻘﺎل ﻛﻠﺎ إن ﺑﺤﺴﺒﻜﻢ اﻟﻘﺘﻞ ﻗﺎل ﺳﻌﻴﺪ ﻓﺮأﻳﺖ إﺧﻮاﻧﻰ ﻗﺘﻠﻮا ﻫﻤﺎ ﻟﺎٔﺑﻰ داود
9781- Saîd b. Zeyd radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanındaydık; fitneden ve onun büyük hâllerinden söz etti.
Bunun üzerine, dedik ya da dediler ki: "Ey Allah Resûlü! Bu bize ulaşırsa bizi helak eder mi?'"
'Hayır, orada öldürülmek size yetecektir' buyurdu.
Saîd dedi ki: 'Sonra kardeşlerimin öldürüldüğünü gördüm.' İkisi de Ebû Dâvud'a ait.
9781- Bu hadisi Ebû Dâvud (4277), Müsedded an Ebî'l-Ahvas an Mansûr an Hilâl b. Yesâf an Saîd b. Zeyd senedi ile tahrîc etti.

٩٧٨٢ أﻧﺲ رﻓﻌﻪ أﻣﺘﻰ ﻋﻠﻰ ﺧﻤﺲ ﻃﺒﻘﺎت ﻓﺎٔرﺑﻌﻮن ﺳﻨﺔ أﻫﻞ ﺑﺮ وﺗﻘﻮى ﺛﻢ اﻟﺬﻳﻦ ﻳﻠﻮﻧﻬﻢ إﻟﻰ ﻋﺸﺮﻳﻦ وﻣﺎءة ﺳﻨﺔ أﻫﻞ ﺗﺮاﺣﻢ وﺗﻮاﺻﻞ ﺛﻢ اﻟﺬﻳﻦ ﻳﻠﻮﻧﻬﻢ إﻟﻰ ﺳﺘﻴﻦ وﻣﺎءة ﺳﻨﺔ أﻫﻞ ﺗﺪاﺑﺮ وﺗﻘﺎﻃﻊ ﺛﻢ اﻟﻬﺮج اﻟﻬﺮج اﻟﻨﺡﺎ اﻟﻨﺡﺎ ﻟﻠﻘﺰوﻳﻨﻰ ﺑﻤﺡﻬﻮل
9782- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ümmetim beş tabaka üzeredir: Kırk sene iyilik ve takva üzere olan tabaka. Yüzyirmi yılına kadar onları takip eden merhamet ve ziyaret ehli olan tabaka. Yüzaltmış yıla kadar onları takip eden birbirlerine sırt çevirip yekdiğerlerinden ilgi kesecek olan tabaka. Ondan sonra kargaşa ve fitne devri gelecek. 'Kurtuluş, kurtuluş!' (diye bağıracaklar)"
İbn Mâce meçhûl bir senedle.
9782- Bu hadisi İbn Mâce (4058), Yezîd er-Rakâşî ve Ebû Maan an Enes (ayrı ayrı) asl-ı senedi ile tahrîc etti. Sindî, her iki senedi hakkında zayıf hükmü verdi.

٩٧٨٣ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة رﻓﻌﻪ ﻟﻴﺎٔﺗﻴﻦ ﻋﻠﻰ اﻟﻨﺎس زﻣﺎن ﻟﺎ ﻳﺪرى اﻟﻘﺎﺗﻞ ﻓﻰ أى ﺷﻰء ﻗﺘﻞ وﻟﺎ ﻳﺪرى اﻟﻤﻘﺘﻮل ﻓﻰ أى ﺷﻰء ﻗﺘﻞ ﻗﻴﻞ وﻛﻴﻒ ﻗﺎل اﻟﻬﺮج اﻟﻘﺎﺗﻞ واﻟﻤﻘﺘﻮل ﻓﻰ اﻟﻨﺎر ﻟﻤﺴﻠﻢ
9783- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, kâtil neden öldürdüğünü, maktûl de neden öldürüldüğünü bilmeyecek."
"Bu nasıl olacak?" diye soruldu: "Kargaşa ve fitne. İşte o zaman hem kâtil, hem de maktûl cehennemlik olacaktır" buyurdu. Müslim
9783- Bu hadisi Müslim (fiten 55-6, s. 2231-2), Ebû Hâzım an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٧٨٤ اﺑﻦ ﻋﻤﺮو ﺑﻦ اﻟﻌﺎص رﻓﻌﻪ إﻧﻬﺎ ﺳﺘﻜﻮن ﻓﺘﻨﺔ ﺗﺴﺘﻨﻈﻒ اﻟﻌﺮب ﻗﺘﻠﺎﻫﺎ ﻓﻰ اﻟﻨﺎر اﻟﻠﺴﺎن ﻓﻴﻬﺎ أﺷﺪ ﻣﻦ وﻗﻊ اﻟﺴﻴﻒ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى وأﺑﻰ داود
9784- İbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İlerde bir fitne olacak, Araplar ölülerini ateşe sürükleyecekler. O zaman dil, kılıçtan daha etkili olacaktır." Tirmizî ve Ebû Dâvud.
9784- Bu hadisi Ebû Dâvud (4265-6) ve Tirmizî (2178), el-Leys an Tâvus an Ziyâd el-A'cem an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Tirmizî isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

٩٧٨٥ أﺳﺎﻣﺔ أﺷﺮف اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻋﻠﻰ أﻃﻢ ﻣﻦ آﻃﺎم اﻟﻤﺪﻳﻨﺔ ﻓﻘﺎل ﻫﻞ ﺗﺪرون ﻣﺎأرى ﻗﺎﻟﻮا ﻟﺎ ﻗﺎل ﻓﺎٕﻧﻰ أرى ﻣﻮاﻗﻊ اﻟﻔﺘﻦ ﺧﻠﺎل ﺑﻴﻮﺗﻜﻢ ﻛﻤﻮاﻗﻊ اﻟﻘﻄﺮ
9785- Üsâme radiyallahu anh'dan:
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem Medine damlarından birine bakıp şöyle buyurdu:
'Benim gördüğümü siz de görüyor musunuz?'
'Hayır' dediler.
'Evlerinizin arasından fitne mahallerini yağmurun düştüğü yerler gibi görüyorum' buyurdu. " Buhârî ve Müslim
9785- Bu hadisi Buhârî (fad. el-Medîne 8, II, 222; mazâlim 25/1, III, 103; manâkıb 25, IV, 176) ve Müslim (fiten 9, s. 2211), ez-Zührî an Urve an Usâme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٨٦ أﺑﻮ ﺳﻌﻴﺪ رﻓﻌﻪ ﻟﺘﺘﺒﻌﻦ ﺳﻨﻦ ﻣﻦ ﻛﺎن ﻗﺒﻠﻜﻢ ﺷﺒﺮا ﺑﺸﺒﺮ وذراﻋﺎ ﺑﺬراع ﺣﺘﻰ ﻟﻮ دﺧﻠﻮا ﺟﺤﺮ ﺿﺐ ﻟﺘﺒﻌﺘﻤﻮﻫﻢ ﻓﻘﻠﻨﺎ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ اﻟﻴﻬﻮد واﻟﻨﺼﺎرى ﻗﺎل ﻓﻤﻦ ﻫﻤﺎ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ
9786- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Siz, sizden önceki insanların yollarına, mutlaka karış karış, arşın arşın uyacaksınız, hatta onlar kertenkele deliğine girseler, siz de onlara uyup o deliğe gireceksiniz."
"Ey Allah Resûlü! Onlar Yahudi ve Hıristiyanlar mıdır?" diye sordular.
"Başka kim olacak?" diye cevab verdi. İkisi de Buhârî ve Müslim'e ait.
9786- Bu hadisi Buhârî (enbiyâ 50/4, IV, 144; i'tisâm 14/2, VIII, 151) ve Müslim (ilm 6, s. 2054), Zeyd b. Eslem an Atâ b. Yesâr an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٨٧ ﻋﺎءﺷﺔ رﻓﻌﺘﻪ ﻟﺎ ﻳﺬﻫﺐ اﻟﻠﻴﻞ واﻟﻨﻬﺎر ﺣﺘﻰ ﺗﻌﺒﺪ اﻟﻠﺎت واﻟﻌﺰى ﻗﻠﺖ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ إن ﻛﻨﺖ ﻟﺎٔﻇﻦ ﺣﻴﻦ أﻧﺰل اﻟﻠّﻪ ﴿ﻫُﻮَ اﻟَّﺬٖٓى اَرْﺳَﻞَ رَﺳُﻮﻟَﻪُ ﺑِﺎﻟْﻬُﺪٰى وَدٖﻳﻦِ اﻟْﺤَﻖِّ ﻟِﻴُﻈْﻬِﺮَهُ ﻋَﻠَﻰ اﻟﺪّٖﻳﻦِ ﻛُﻠِّﻪٖ وَﻟَﻮْ ﻛَﺮِهَ اﻟْﻤُﺸْﺮِﻛُﻮن﴾ أن ذﻟﻚ ﺗﺎم ﻗﺎل إﻧﻪ ﺳﻴﻜﻮن ﻣﻦ ذﻟﻚ ﻣﺎﺷﺎء اﻟﻠّﻪ ﺛﻢ ﻳﺒﻌﺚ اﻟﻠّﻪ رﻳﺤﺎ ﻃﻴﺒﺔ ﻓﻴﺘﻮﻓﻰ ﻛﻞ ﻣﻦ ﻛﺎن ﻓﻰ ﻗﻠﺒﻪ ﻣﺜﻘﺎل ﺣﺒﺔ ﻣﻦ ﺧﺮدل ﻣﻦ إﻳﻤﺎن ﻓﻴﺒﻘﻰ ﻣﻦ ﻟﺎ ﺧﻴﺮ ﻓﻴﻪ ﻓﻴﺮﺟﻌﻮن إﻟﻰ دﻳﻦ آﺑﺎءﻫﻢ ﻟﻤﺴﻠﻢ
9787- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Lât ve Uzzâ'ya tapılmadıkça, gece ve gündüz gitmez (Kıyâmet kopmaz)."
Dedim ki: "Ey Allah Resûlü! Zannediyordum ki Allah: 'Müşrikler istemese de, bütün dinlere galip gelmek üzere, Resûlünü hidâyet ve gerçek din ile gönderen O'dur' âyetini (Tevbe, 9/33) indirdikten sonra bu iş artık tamamlanmıştır."
Şöyle buyurdu: "Şüphesiz, Allah'ın dilediği olacaktır. Sonra Allah hoş bir rüzgâr gönderecek, kalbinde hardal tanesi kadar imanı bulunan herkesi öldürecektir. Geride kendilerinde hiç bir hayır bulunmayan insanlar kalacak ve onlar böylece gerisin geri atalarının dinine döneceklerdir." Müslim
9787- Bu hadisi Müslim (fiten 52, s. 2230), Hâlid b. el-Hâris an Abdilhamîd b. Ca'fer ani'l-Esved b. el-Alâ an Ebî Seleme an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٧٨٨ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة رﻓﻌﻪ ﺳﺘﻜﻮن ﻓﺘﻨﺔ ﺻﻤﺎء ﺑﻜﻤﺎء ﻋﻤﻴﺎء ﻣﻦ أﺷﺮف ﻟﻬﺎ اﺳﺘﺸﺮﻓﺖ ﻟﻪ وإﺷﺮاف اﻟﻠﺴﺎن ﻓﻴﻬﺎ ﻛﻮﻗﻮع اﻟﺴﻴﻒ ﻟﺎٔﺑﻰ داود
9788- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İlerde (gerçeği duymayan) sağır, (hakkı söylemeyen) dilsiz ve (gerçeği görmeyen) kör fitneler olacaktır. Kim ona (fitneye) yönelirse, o da ona yönelecektir. Dilin ona yönelmesi (yani fitnede söz söylemek), kılıç etkisi yapacaktır." Ebû Dâvud.
9788- Bu hadisi Ebû Dâvud (4264), Abdülmelik b. Şuayb an İbn Vehb ani'l-Leys an Yahyâ b. Saîd an Hâlid b. e. İmrân an Abdirrahman b. el-Beylemânî an Abdirrahman b. Hurmuz an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

٩٧٨٩ اﺑﻦ ﻋﻤﺮ رﻓﻌﻪ إذا ﻣﺸﺖ أﻣﺘﻰ اﻟﻤﻄﻴﻄﺎء وﺧﺪﻣﺘﻬﺎ أﺑﻨﺎء اﻟﻤﻠﻮك وﻓﺎرس واﻟﺮوم ﺳﻠﻂ ﺷﺮارﻫﺎ ﻋﻠﻰ ﺧﻴﺎرﻫﺎ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9789- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ümmetim çalımlı çalımlı yürüyüp de, kralların çocukları, İranlılar ve Rumlar onlara hizmet ettiği zaman, kötüleri iyilerine musallat edilecektir." Tirmizî.
9789- Bu hadisi Tirmizî (2261), Abdullah b. Dînâr an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc etti ve birinci senedi hakkında "garîb" hükmü verdi.

٩٧٩٠ ﻣﻌﺎذ إن وراءﻛﻢ ﻓﺘﻨﺎ ﻳﻜﺜﺮ ﻓﻴﻬﺎ اﻟﻤﺎل وﻳﻔﺘﺢ ﻓﻴﻬﺎ اﻟﻘﺮآن ﺣﺘﻰ ﻳﺎٔﺧﺬه اﻟﻤﻮٔﻣﻦ واﻟﻤﻨﺎﻓﻖ واﻟﺮﺟﻞ واﻟﻤﺮأة واﻟﻌﺒﺪ واﻟﺤﺮ واﻟﺼﻐﻴﺮ واﻟﻜﺒﻴﺮ ﻓﻴﻮﺷﻚ ﻗﺎءل أن ﻳﻘﻮل ﻣﺎﻟﻠﻨﺎس ﻟﺎ ﻳﺘﺒﻌﻮﻧﻰ وﻗﺪ ﻗﺮأت اﻟﻘﺮآن وﻣﺎ ﻫﻢ ﺑﻤﺘﺒﻌﻰ ﺣﺘﻰ اﺑﺘﺪع ﻟﻬﻢ ﻏﻴﺮه ﻓﺎٕﻳﺎﻛﻢ وﻣﺎ اﺑﺘﺪع ﻓﺎٕﻧﻤﺎ اﺑﺘﺪع ﺻﻠﺎﻟﺔ وأﺣﺬرﻛﻢ زﻳﻐﺔ اﻟﺤﻜﻴﻢ ﻓﺎٕن اﻟﺸﻴﻄﺎن ﻗﺪ ﻳﻘﻮل ﻛﻠﻤﺔ اﻟﻀﻠﺎﻟﺔ ﻋﻠﻰ ﻟﺴﺎن اﻟﺤﻜﻴﻢ وﻗﺪ ﻳﻘﻮل اﻟﻤﻨﺎﻓﻖ ﻛﻠﻤﺔ اﻟﺤﻖ وﻗﺎل اﺟﺘﻨﺐ ﻣﻦ ﻛﻠﺎم اﻟﺤﻜﻴﻢ اﻟﻤﺸﺘﻬﺮات اﻟﺘﻰ ﻳﻘﺎل ﻣﺎﻫﺬه وﻟﺎ ﻳﺜﻨﻴﻨﻚ ذﻟﻚ ﻋﻨﻪ ﻓﺎٕﻧﻪ ﻟﻌﻠﻪ ﻳﺮاﺟﻊ وﺗﻠﻖ اﻟﺤﻖ إذا ﺳﻤﻌﺘﻪ ﻓﺎٕن ﻋﻠﻰ اﻟﺤﻖ ﻧﻮرا ﻟﺎٔﺑﻰ داود
9790- Muâz radiyallahu anh'dan:
"Ardınızda fitneler olacaktır. O zaman mal çoğalacak, Kur'ân açılacak, mü'min, münafık, erkek, kadın, köle, hür, küçük, büyük herkesin elinde Kur'ân olacak.
İçlerinden biri şöyle diyecek: 'Neden bana tâbi olmuyorlar? Kur'ân okumama rağmen, yine de kimse bana uymadı. Ben onlara Kur'ân'dan başka bir şey uydurmadıkça bana uymayacaklar.' Böyle bir kişinin uydurduklarına tâbi olmaktan sakının! Zira onun ortaya attıkları dalâlet ve sapıklıktır.
Sizi bilgili kimselerin ayaklarının sürçmesine karşı uyarıyorum. Çünkü şeytan ilim sahiplerinin dili ile dalâlet ve sapıklığa davet edecektir. Münafık da bazen doğru söz söyleyebilecektir." Yine dedi ki: "Sen bilgili kişinin şöhret kazanmış sözlerinden kaçın ki, o sözler seni kaydırıp yanıltmasın. Kim bilir belki o bilgili kişi bu sözlerinden döner. Hak ne ise onu kabul et, onun üzerinde ol, çünkü hakkın üzerinde nur vardır." Ebû Dâvud.
9790- Bu hadisi Ebû Dâvud (4611), Yezîd b. Hâlid b. Yezîd ani'l-Leys an Ukayl ani'z-Zührî an Ebî İdrîs an Yezîd b. Umeyre an Muâz senedi ile daha uzun bir metinle tahrîc etti.

٩٧٩١ ﺣﺬﻳﻔﺔ ﻛﺎن اﻟﻨﺎس ﻳﺴﺎٔﻟﻮن اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻋﻦ اﻟﺨﻴﺮ وﻛﻨﺖ أﺳﺎٔﻟﻪ ﻋﻦ اﻟﺸﺮ ﻣﺨﺎﻓﺔ أن ﻳﺪرﻛﻨﻰ ﻓﻘﻠﺖ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ إﻧﺎﻛﻨﺎ ﻓﻰ ﺟﺎﻫﻠﻴﺔ وﺷﺮ ﻓﺡﺎءﻧﺎ اﻟﻠّﻪ ﺑﻬﺬا اﻟﺨﻴﺮ ﻓﻬﻞ ﺑﻌﺪ ﻫﺬا اﻟﺨﻴﺮ ﻣﻦ ﺷﺮ ﻗﺎل ﻧﻌﻢ ﻗﻠﺖ وﻫﻞ ﺑﻌﺪ ذﻟﻚ اﻟﺸﺮ ﻣﻦ ﺧﻴﺮ ﻗﺎل ﻧﻌﻢ وﻓﻴﻪ دﺧﻦ ﻗﻠﺖ وﻣﺎ دﺧﻨﻪ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻗﺎل ﻗﻮم ﻳﺴﺘﻨﻮن ﺑﻐﻴﺮ ﺳﻨﺘﻰ وﻳﻬﺪون ﺑﻐﻴﺮ ﻫﺪى ﺗﻌﺮف ﻣﻨﻬﻢ وﺗﻨﻜﺮ ﻓﻘﻠﺖ ﻓﻬﻞ ﺑﻌﺪ ذﻟﻚ اﻟﺨﻴﺮ ﻣﻦ ﺷﺮ ﻗﺎل ﻧﻌﻢ دﻋﺎة ﻋﻠﻰ أﺑﻮاب ﺟﻬﻨﻢ ﻣﻦ أﺟﺎﺑﻬﻢ ﻗﺬﻓﻮه ﻓﻴﻬﺎ ﻓﻘﻠﺖ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻓﻤﺎ ﺗﺮى إن أدرﻛﻨﻰ ذﻟﻚ ﻗﺎل ﺗﻠﺰم ﺟﻤﺎﻋﺔ اﻟﻤﺴﻠﻤﻴﻦ وإﻣﺎﻣﻬﻢ ﻗﻠﺖ ﻓﺎٕن ﻟﻢ ﻳﻜﻦ ﻟﻬﻢ ﺟﻤﺎﻋﺔ وﻟﺎ إﻣﺎم ﻗﺎل ﻓﺎﻋﺘﺰل ﺗﻠﻚ اﻟﻔﺮق ﻛﻠﻬﺎ وﻟﻮ أن ﺗﻌﺾ ﺑﺎٔﺻﻞ ﺷﺡﺮة ﺣﺘﻰ ﻳﺪرﻛﻚ اﻟﻤﻮت وأﻧﺖ ﻋﻠﻰ ذﻟﻚ
9791- Huzeyfe radiyallahu anh'dan:
"İnsanlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e hep iyi şeylerden sorardı. Ben ise bana bulaşmasından korktuğum için hep kötü şeylerden sorardım. Dedim ki:
"Ey Allah Resûlü! Biz cahiliye devrinde kötü bir durumdaydık, sapıklık içindeydik. Sonra Allah bize bu güzel ve bütünüyle hayır olan dini nasip etti, çok mutluyuz. Bu güzel ve hayır olan şeyden sonra şer var mıdır?"
"Evet."
"Peki o şerden sonra hayır olacak mı?"
"Evet. Onda bazı yanlışlıklar (duman) da olacak." "Ey Allah Resûlü! Onun yanlışlıkları (dumanı) nedir?"
"Bazı kimseler gelecek ve benim yolumun (sünnetimin) dışında bir yola girecekler, benim hidayetimden başka hidayet tercih edecekler. Onların bazı işlerini ma'rûf bulursun; bazı işlerini de kötü (münker) bulursun."
"Peki bu hayırdan sonra şer olacak mı?"
"Evet cehennem kapılarının üstünde davetçiler olacak, kim onların çağrısına uyarsa onlar onu cehenneme atacaklar."
"Peki Ey Allah Resûlü! Ben o zamana erişirsem, ne yapmamı tavsiye edersin?"
"O zaman, müslüman topluluklarından ve liderlerinden ayrılma!"
"Ya onların cemaati ve liderleri olmazsa?"
"O zaman tüm fırkalardan uzaklaş; hatta bir ağacın kökünü ısırarak (yiyerek yalnız) yaşayabilirsen, ölüm sana gelinceye kadar öyle kal!" buyurdu.
9791- Bu hadisi Buhârî (menâkıb 25, IV, 178; fiten 11, VIII, 92-3) ve Müslim (imâret 51, s. 1475), el-Velîd b. Müslim an Abdirrahman b. Yezîd b. Câbir an Busr b. Ubeydillah an Ebî İdrîs an Huzeyfe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Ebû Dâvud (4244-5), Nasr b. Âsım an Hâlid b. Hâlid el-Yeşkerî an Huzeyfe asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٧٩٢ وﻓﻰ رواﻳﺔ ﻗﻮم ﻟﺎ ﻳﺴﺘﻨﻮن ﺑﺴﻨﺘﻰ وﺳﻴﻘﻮم ﻓﻴﻬﻢ رﺟﺎل ﻗﻠﻮﺑﻬﻢ ﻗﻠﻮب اﻟﺸﻴﺎﻃﻴﻦ ﻓﻰ ﺟﺜﻤﺎن إﻧﺲ ﻗﻠﺖ ﻓﻤﺎ أﺻﻨﻊ إن أدرﻛﺖ ذﻟﻚ ﻗﺎل ﺗﺴﻤﻊ وﺗﻄﻴﻊ وإن ﺿﺮب ﻇﻬﺮك وأﺧﺬ ﻣﺎﻟﻚ ﻓﺎﺳﻤﻊ وأﻃﻊ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ وأﺑﻰ داود
9792- Diğer rivayet:
"Sünnetimin dışına çıkan ve başka yolda olan bir takım insanlar gelecek. İçlerinde insan kılığında fakat kalpleri şeytan kalbi olan bazı kimseler olacak."
"O zamana yetişirsem ne yapayım?"
"Dinle ve itaat et! Sırtına vurup malını alsa bile, yine (imamı) dinleyip itaat et!"
Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud.
9792- Bu rivâyeti Müslim (imâret 52, s. 1476), Yahyâ b. Hassân an Muâviye b. Sellâm an Zeyd b. Sellâm an Ebî Sellâm an Huzeyfe senedi ile tahrîc etti.

٩٧٩٣ اﺑﻦ ﻋﻤﺮو ﺑﻦ اﻟﻌﺎص رﻓﻌﻪ إﻧﻪ ﻟﻢ ﻳﻜﻦ ﻗﺒﻠﻰ ﻧﺒﻰ إﻟﺎ ﻛﺎن ﺣﻘﺎ ﻋﻠﻴﻪ أن ﻳﺪل أﻣﺘﻪ ﻋﻠﻰ ﺧﻴﺮ ﻣﺎﻳﻌﻠﻤﻪ ﻟﻬﻢ وﻳﻨﺬرﻫﻢ ﺷﺮ ﻣﺎﻳﻌﻠﻤﻪ ﻟﻬﻢ وإن أﻣﺘﻜﻢ ﻫﺬه ﺟﻌﻞ ﻋﺎﻓﻴﺘﻬﺎ ﻓﻰ أوﻟﻬﺎ وﺳﻴﺼﻴﺐ آﺧﺮﻫﺎ ﺑﻠﺎء وأﻣﻮر ﺗﻨﻜﺮوﻧﻬﺎ وﺗﺡﻰء ﻓﺘﻨﺔ ﻓﻴﺮﻗﻖ ﺑﻌﻀﻬﺎ ﺑﻌﻀﺎ وﺗﺡﻰء اﻟﻔﺘﻨﺔ ﻓﻴﻘﻮل اﻟﻤﻮٔﻣﻦ ﻫﺬه ﻣﻬﻠﻜﺘﻰ ﺛﻢ ﺗﻨﻜﺸﻒ وﺗﺡﻰء اﻟﻔﺘﻨﺔ ﻓﻴﻘﻮل اﻟﻤﻮٔﻣﻦ ﻫﺬه ﻫﺬه ﻓﻤﻦ أﺣﺐ أن ﻳﺰﺣﺰح ﻋﻦ اﻟﻨﺎر وﻳﺪﺧﻞ اﻟﺡﻨﺔ ﻓﻠﺘﺎٔﺗﻪ ﻣﻨﻴﺘﻪ وﻫﻮ ﻳﻮٔﻣﻦ ﺑﺎﻟﻠّﻪ واﻟﻴﻮم اﻟﺎٓﺧﺮ وﻟﻴﺎٔت إﻟﻰ اﻟﻨﺎس اﻟﺬى ﻳﺤﺐ أن ﻳﻮٔﺗﻰ إﻟﻴﻪ وﻣﻦ ﺑﺎﻳﻊ إﻣﺎﻣﺎ ﻓﺎٔﻋﻄﺎه ﺻﻔﻘﺔ ﻳﺪه وﺛﻤﺮة ﻗﻠﺒﻪ ﻓﻠﻴﻄﻌﻪ إن اﺳﺘﻄﺎع ﻓﺎٕن ﺟﺎء آﺧﺮ ﻳﻨﺎزﻋﻪ ﻓﺎﺿﺮﺑﻮه ﻋﻨﻖ اﻟﺎٓﺧﺮ ﻟﻤﺴﻠﻢ واﻟﻨﺴﺎءى
9793- İbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Benden önce hiç bir peygamber gelmemiştir ki, kavmine hayır bildiği doğruyu gösterip öğretmiş olmasın. Onlara şerrin ne olduğunu bildirip de ondan alıkoymasın.
Bu ümmetinize gelince, âfiyet onun başında kılındı. (Ümmetin) sonuna ise belâ ve kabul etmiyeceğiniz bazı işler ve birbirini takip edecek fitneler gelecektir. Fitne gelecek, mümin: 'İşte mahvoluşum bundadır' diyecek. Sonra fitne oradan ayrılıp gidecek. Ardından (başka) fitne gelecek, mü'min: 'İşte şu, işte şu!' diyecek. Kim cehennemden uzaklaşıp cennete girmek isterse, ölümü Allah'a ve âhiret gününe iman ederek karşılasın. Kendine nasıl muamele edilmesini istersen insanlara da öyle muamele et! Kim bir imama tâbi olup da samimiyetle sadakat sözü vermişse mümkün olduğu kadar ona itaat etsin. Bir başkası gelip onunla (önceki ile) çekişmeye koyulursa, onun boynunu vurun!" Müslim ve Nesâî.
9793- Bu hadisi Müslim (imâret 47, s. 1472-3), Ebû Dâvud (4248) ve İbn Mâce (3956), el-A'meş an Zeyd b. Vehb an Abdirrahman b. Abdirrabbilka'be an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٩٤ ﺟﺎﺑﺮ رﻓﻌﻪ إن ﻋﺮش إﺑﻠﻴﺲ ﻋﻠﻰ اﻟﺒﺤﺮ ﻓﻴﺒﻌﺚ ﺳﺮاﻳﺎه ﻓﻴﻔﺘﻨﻮن اﻟﻨﺎس ﻓﺎٔﻋﻈﻤﻬﻢ ﻋﻨﺪه أﻋﻈﻤﻬﻢ ﻓﺘﻨﺔ ﻳﺡﻰء أﺣﺪﻫﻢ ﻓﻴﻘﻮل ﻓﻌﻠﺖ ﻛﺬا وﻛﺬا ﻓﻴﻘﻮل ﻣﺎﺻﻨﻌﺖ ﺷﻴﺌﺎ ﺛﻢ ﻳﺡﻰء أﺣﺪﻫﻢ ﻓﻴﻘﻮل ﻣﺎﺗﺮﻛﺘﻪ ﺣﺘﻰ ﻓﺮﻗﺖ ﺑﻴﻨﻪ وﺑﻴﻦ اﻣﺮأﺗﻪ ﻓﻴﺪﻧﻴﻪ ﻣﻨﻪ وﻳﻠﺘﺰﻣﻪ وﻳﻘﻮل ﻧﻌﻢ أﻧﺖ ﻟﻤﺴﻠﻢ
9794- Câbir radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İblis'in Arş'ı denizdedir. Avanesini insanları azdırmak ve saptırmak için yeryüzüne salar. Onun katında en büyük ve kıymetlileri en çok azdırandır. Onlardan biri gelip: 'Bugün böyle böyle yaptım' der. Bunun üzerine ona şöyle der: 'Hiç bir şey yapmamışsın.' Sonra diğer biri gelip: 'Onun yakasını bırakmadım, karısından ayırıncaya kadar ardından gittim.'
Bunun üzerine İblis onu kendisine yaklaştırır ve yanından ayırmaz, üstelik ona şöyle der: 'Sen ne güzelsin!'" Müslim
9794- Bu hadisi Müslim (sıfâtu'l-münâfikîn 66-7, s. 2167), el-A'meş an Ebî Süfyân an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٧٩٥ أﺑﻮ ﻣﻰﺳﻰ رﻓﻌﻪ ﻣﻦ ﺣﻤﻞ ﻋﻠﻴﻨﺎ اﻟﺴﻠﺎح ﻓﻠﻴﺲ ﻣﻨﺎ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﺘﺮﻣﺬى
9795- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Bize karşı silah taşıyan, bizden değildir." Buhârî, Müslim ve Tirmizî.
9795- Bu hadisi Buhârî (fiten 7/2, VIII, 90), Müslim (îmân 163, s. 98) ve Tirmizî (1459), Ebû Usâme an Büreyd b. Abdillah b. e. Bürde an Ebî Bürde an Ebî Mûsâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٩٦ اﺑﻦ اﻟﺰﺑﻴﺮ رﻓﻌﻪ ﻣﻦ ﺷﻬﺮ ﺳﻴﻔﻪ ﺛﻢ وﺿﻌﻪ ﻓﺪﻣﻪ ﻫﺪر ﻟﻠﻨﺴﺎءى
9796- İbnü'z-Zübeyr radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kim kılıcını çekip de sonra kınına koyarsa, kanı heder olur." Nesâî.
9796- Bu hadisi Nesâî (tahrîmu'd-dem 26/1-2, VII, 117), İbn Tâvus an ebîhî an İbni'z-Zübeyr asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٧٩٧ ﺟﻨﺪب رﻓﻌﻪ ﻣﻦ ﻗﺘﻞ ﺗﺤﺖ راﻳﺔ ﻋﻤﻴﺔ ﻳﺪﻋﻮ ﻋﺼﺒﻴﺔ أو ﻳﻨﺼﺮ ﻋﺼﺒﻴﺔ ﻓﻘﻠﺘﻠﻪ ﺟﺎﻫﻠﻴﺔ ﻟﻤﺴﻠﻢ واﻟﻨﺴﺎءى
9797- Cündeb radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kim kör (gayesi İslâm olmayan) bir bayrak altında bir asabiyete çağırırken, ya da bir asabiyete yardım ederken öldürülürse onun ölümü, Câhiliyye ölümü üzeredir." Müslim ve Nesâî.
9797- Bu hadisi Müslim (imâret 57, s. 1478) ve Nesâî (tahrîmu'd-dem 28/2, VII, 123), Ebû Miclez an Cündeb asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٧٩٨ ﺳﻔﻴﺎن ﺳﻤﻌﺖ رﺟﻠﺎ ﺳﺎٔل ﺟﺎﺑﺮا اﻟﺡﻌﻔﻰ ﻋﻦ ﻗﻮﻟﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﴿ﻓَﻠَﻦْ اَﺑْﺮَحَ اﻟْﺎَرْضَ ﺣَﺘّٰﻰ ﻳَﺎْذَنَ ﻟٖٓﻰ اَﺑٖٓﻰ اَوْ ﻳَﺤْﻜُﻢَ اﻟﻠّٰﻪُ ﻟٖﻰ﴾ اﻟﺎٓﻳﺔ ﻗﺎل ﺟﺎﺑﺮ ﻟﻢ ﻳﺡﻰء ﺗﺎٔوﻳﻠﻬﺎ ﺑﻌﺪ ﻗﺎل ﺳﻔﻴﺎن ﻛﺬب ﻗﻴﻞ ﻟﺴﻔﻴﺎن ﻣﺎأراد ﺑﻬﺬا ﻓﻘﺎل ﻃﺎءﻓﺔ ﻣﻦ اﻟﺮاﻓﻀﺔ ﻳﻘﻮﻟﻮن إن ﻋﻠﻴﺎ ﻓﻰ اﻟﺴﺤﺎب ﻓﻠﺎ ﺗﺨﺮج ﻣﻊ ﻣﻦ ﺧﺮج ﻣﻦ وﻟﺪه ﺣﺘﻰ ﻳﻨﺎدى ﻣﻨﺎد ﻣﻦ اﻟﺴﻤﺎء ﻳﺮﻳﺪون ﻋﻠﻴﺎ أﺧﺮﺟﻮا ﻣﻊ ﻓﻠﺎن ذﻟﻚ ﺗﺎٔوﻳﻞ ﻫﺬه اﻟﺎٓﻳﺔ ﻋﻨﺪﻫﻢ وﻛﺬب ﺟﺎﺑﺮ وﻛﺬﺑﻮا ﻫﻢ وإﻧﻤﺎ ﻛﺎﻧﺖ ﻫﺬه اﻟﺎٓﻳﺔ ﻓﻰ إﺧﻮة ﻳﻮﺳﻒ وﻗﺎل ﺗﻌﺎﻟﻰ ﴿وَﺣَﺮَامٌ ﻋَﻠٰﻰ ﻗَﺮْﻳَﺔٍ اَﻫْﻠَﻜْﻨَﺎﻫَﺎٓ اَﻧَّﻬُﻢْ ﻟَﺎ ﻳَﺮْﺟِﻌُﻮن﴾ ﻟﻤﺴﻠﻢ ﻓﻰ ﻣﻘﺪﻣﺔ ﻛﺘﺎﺑﻪ
9798- Süfyan radiyallahu anh'dan:
"Bir adamın Câbir el-Cu'fî'ye Cenâb-ı Hakk'ın: 'Babam bana izin verinceye, ya da Allah benim için hükmedinceye kadar buradan asla ayrılmam' âyeti (Yûsuf, 12/80) hakkında sorduğunu duydum. Câbir dedi ki: 'O âyetin te'vili yapılmamıştır.' Süfyân: 'O yalan söylemiş' dedi. Süfyân'a: 'Peki bununla neyi kasd etmiştir?' diye soruldu.
'Râfizîlerden bir taifeyi kasdetmiştir. Çünkü onlar diyorlar ki, Ali göklerdeki buluttadır, Ali gökten 'filan kişiyle çıkınız!' diye sesleninceye kadar, çocuklarından herhangi birisi ile çıkmayız." Onlara göre mezkûr âyetin te'vili budur. Câbir de, 'Onlar da yalan söylemişlerdir. Çünkü bu âyet Hz. Yusuf'un kardeşleri hakkındadır.'"
Allah Teâlâ buyurmuştur: 'Yok ettiğimiz kasaba halkına artık (iyi davranmak) haramdır. Zira onlar tekrar (hayata, tövbeye) dönmezler' (Enbiyâ, 21/95)". Müslim bunu kitabının mukaddimesinde nakletmiştir.
9798- Bu hadisi Müslim (mukaddime bâb 5, s. 20), Seleme b. Şebîb ani'l-Humeydî an Süfyân senedi ile tahrîc etti.

٩٧٩٩ اﺑﻦ ﻋﻤﺮ رﻓﻌﻪ أﻟﺎ إن اﻟﻔﺘﻨﺔ ﻫﻬﻨﺎ ﻳﺸﻴﺮ إﻟﻰ اﻟﻤﺸﺮق ﻣﻦ ﺣﻴﺚ ﻳﻄﻠﻊ ﻗﺮن اﻟﺸﻴﻄﺎن
9799- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem
"Doğudaki Şeytan'ın boynuzunun çıktığı yeri göstererek 'Dikkat edin! Fitne oradadır' buyurmuştur.
9799- Bu hadisi Buhârî (fiten 16/1, 2, VIII, 95; menâkıb 5/3, IV, 157) ve Müslim (fiten 45-49, s. 2228-9), Sâlim ve Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٨٠٠ وﻓﻰ رواﻳﺔ اﻟﻠّﻬﻢ ﺑﺎرك ﻟﻨﺎ ﻓﻰ ﺷﺎﻣﻨﺎ اﻟﻠّﻬﻢ ﺑﺎرك ﻟﻨﺎ ﻓﻰ ﻳﻤﻨﻨﺎ ﻗﺎﻟﻮا وﻓﻰ ﻧﺡﺪﻧﺎ ﻗﺎل اﻟﻠّﻬﻢ ﺑﺎرك ﻟﻨﺎ ﻓﻰ ﺷﺎﻣﻨﺎ اﻟﻠّﻬﻢ ﺑﺎرك ﻟﻨﺎ ﻓﻰ ﻳﻤﻨﻨﺎ ﻗﺎﻟﻮا ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ وﻓﻰ ﻧﺡﺪﻧﺎ ﻓﺎٔﻇﻨﻪ ﻗﺎل ﻓﻰ اﻟﺜﺎﻟﺜﺔ ﻫﻨﺎﻟﻚ اﻟﺰﻟﺎزل واﻟﻔﺘﻦ وﻣﻨﻬﺎ ﻳﻄﻠﻊ ﻗﺮن اﻟﺸﻴﻄﺎن
9800- Diğer rivayet:
"Allahım! Bize Şam'ımızı mübarek kıl, Allahım bize Yemen'inimizi mübarek kıl," diye dua etti.
"Necdimizi de mi?" diye sorduklarında şöyle buyurdu:
"Allahım! Bize Şam'ımızı mübarek eyle! Allahım! Bize Yemen'imizi mübarek eyle!" Yine: "Ey Allah'ın Resûlü! Necdimizi de mi?" diye sordular, sanırım üçüncüsünde şu açıklamayı yaptı: "Zelzeleler, fitneler orada olacaktır. Çünkü Şeytan'ın boynuzu oradan çıkacaktır."
9800- Bu rivayeti Mâlik (isti'zân 29, s. 975) ve Buhârî (istiskâ 27/2, II, 22-3; fiten 16/3, VIII, 95), Abdullah b. Dînâr ve Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٨٠١ وﻓﻰ رواﻳﺔ ﻗﺎل ﺳﺎﻟﻢ ﻳﺎأﻫﻞ اﻟﻌﺮاق ﻣﺎأﺳﺎٔﻟﻜﻢ ﻋﻦ اﻟﺼﻐﻴﺮة وأرﻛﺒﻜﻢ ﻟﻠﻜﺒﻴﺮة ﺳﻤﻌﺖ أﺑﻰ ﻋﺒﺪاﻟﻠّﻪ ﺑﻦ ﻋﻤﺮ ﻳﻘﻮل ﺳﻤﻌﺖ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻘﻮل إن اﻟﻔﺘﻨﺔ ﺗﺡﻰء ﻣﻦ ﻫﻬﻨﺎ واوﻣﺎٔ ﺑﻴﺪه ﻧﺤﻮ اﻟﻤﺸﺮق ﻣﻦ ﺣﻴﺚ ﻳﻄﻠﻊ ﻗﺮن اﻟﺸﻴﻄﺎن وأﻧﺘﻢ ﻳﻀﺮب ﺑﻌﻀﻜﻢ رﻗﺎب ﺑﻌﺾ وإﻧﻤﺎ ﻗﺘﻞ ﻣﻮﺳﻰ اﻟﺬى ﻗﺘﻞ ﻣﻦ آل ﻓﺮﻋﻮن ﺧﻄﺎٔ ﻓﻘﺎل اﻟﻠّﻪ ﻟﻪ ﴿وَﻗَﺘَﻠْﺖَ ﻧَﻔْﺴًﺎ ﻓَﻨَﺡَّﻴْﻨَﺎكَ ﻣِﻦَ اﻟْﻐَﻢِّ وَﻓَﺘَﻨَّﺎكَ ﻓُﺘُﻮﻧًﺎ﴾ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﻤﻮﻃﺎٔ واﻟﺘﺮﻣﺬى
9801- Diğer rivayet:
Sâlim (b. Abdillah b. Ömer) dedi ki: "Ey Irak halkı! Size küçük günahı sormayacağım, siz büyük günah işlediniz. Babam İbn Ömer'in şöyle dediğini duydum:
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in eliyle Doğuyu göstererek şöyle buyurduğunu işittim:
"'İşte fitne oradan, Şeytan'ın boynuzunun çıktığı yerden zuhur edecektir." O zaman birbirlerinizin boynunu vuracaksınız. Mûsâ Fir'avn ailesinden olan adamı yanlışlıkla öldürmüştü. Buna rağmen Allah ona şöyle dedi: 'Sen bir adam öldürdün, biz seni gam ve kederden kurtardık, seni bir çok musibetle imtihan ettik.'" Buhârî, Müslim, Muvattâ' ve Tirmizî.
9801- Bu rivayeti Müslim (fiten 50, s. 2229), İbn Fudayl an ebîhî an Sâlim an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٨٠٢ اﻟﺎٔﺣﻨﻒ ﺑﻦ ﻗﻴﺲ ﺧﺮﺟﺖ وأﻧﺎ أرﻳﺪ ﻫﺬا اﻟﺮﺟﻞ ﻓﻠﻘﻴﻨﻰ أﺑﻮﺑﻜﺮة ﻓﻘﺎل أﻳﻦ ﺗﺮﻳﺪ ﻳﺎأﺣﻨﻒ ﻗﻠﺖ أرﻳﺪ ﻧﺼﺮ اﺑﻦ ﻋﻢ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻓﻘﺎل ﻳﺎأﺣﻨﻒ ارﺟﻊ ﻓﺎٕﻧﻰ ﺳﻤﻌﺘﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻘﻮل إذا ﺗﻮاﺟﻪ اﻟﻤﺴﻠﻤﺎن ﺑﺴﻴﻔﻴﻬﻤﺎ ﻓﺎﻟﻘﺎﺗﻞ واﻟﻤﻘﺘﻮل ﻓﻰ اﻟﻨﺎر ﻓﻘﻠﺖ أو ﻗﻴﻞ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻫﺬا اﻟﻘﺎﺗﻞ ﻓﻤﺎ ﺑﺎل اﻟﻤﻘﺘﻮل ﻗﺎل إﻧﻪ ﻛﺎن ﻗﺪ أراد ﻗﺘﻞ ﺻﺎﺣﺒﻪ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ وأﺑﻰ داود واﻟﻨﺴﺎءى
9802- el-Ahnef b. Kays radiyallahu anh'dan:
"Ben şu adama katılmak için yola çıktım, yolda Ebû Bekre'ye rastladım. Sordu:
'Ey Ahnef nereye böyle?'
'Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in amcasının oğluna yardım etmek istiyorum.' Şöyle dedi: 'Ey Ahnef! Dön! Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum:
'İki müslüman kılıçlarını çekip birbirleriyle çarpıştıkları zaman, kâtil de maktûl de cehennemlik olur.' Denildi ki: 'Ey Allah Resûlü! Kâtili anladık, lâkin maktulün suçu nedir?' Şöyle buyurdu: 'O da rakibini öldürmek istiyordu.'" Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.
9802- Bu hadisi Buhârî (diyât 2, VIII, 37; fiten 10/1-2, VIII, 92), Müslim (fiten 14-6, s. 2213-4), Ebû Dâvud (4268) ve Nesâî (tahrîmu'd-dem 29, VII, 125), el-Ahnef b. Kays el-Hasan Rib'î an Ebî Bekre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٨٠٣ اﺑﻦ ﻣﺴﻌﻮد رﻓﻌﻪ ﺳﺒﺎب اﻟﻤﻮٔﻣﻦ ﻓﺴﻮق وﻗﺘﺎﻟﻪ ﻛﻔﺮ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﺘﺮﻣﺬى واﻟﻨﺴﺎءى
9803- İbn Mes'ud radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Mü'mine hakaret etmek fısktır, onunla çarpışmak ise küfürdür."
Buhârî, Müslim, Tirmizî ve Nesâî.
9803- Bu hadisi Buhârî (edeb 44, VII, 84; fiten 8, VIII, 91), Müslim (îmân 116, s. 81), Tirmizî (2634-5) ve Nesâî (tahrimu'd-dem 27, VII, 132), Abdurrahman b. Abdillah b. Mes'ûd ve Ebû Vâîl an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٨٠٤ اﺑﻦ ﻋﻤﺮ رﻓﻌﻪ ﻟﺎ ﺗﺮﺟﻌﻮا ﺑﻌﺪى ﻛﻔﺎرا ﻳﻀﺮب ﺑﻌﻀﻜﻢ رﻗﺎب ﺑﻌﺾ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ وأﺑﻰ داود واﻟﻨﺴﺎءى
9804- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Sakın benden sonra birbirinizin boynunu vuracak kâfirlere dönüşmeyin!" Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.
9804- Bu hadisi Buhârî (mağâzî 77, V, 126; diyât 2, VIII, 35-6; fiten 8, VIII, 91), Müslim (îmân 119-20, s. 82), Ebû Dâvud (4686) ve Nesâî (tahrîmu'd-dem 28/10, VII, 126), Vâkıd b. Muh. b. Zeyd an ebîhî an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٨٠٥ وﻋﻨﻪ رﻓﻌﻪ ﻣﻦ ﻣﺸﻰ إﻟﻰ رﺟﻞ ﻣﻦ أﻣﺘﻰ ﻟﻴﻘﺘﻠﻪ ﻓﻠﻴﻘﻞ ﻫﻜﺬا ﻓﺎﻟﻘﺎﺗﻞ ﻓﻰ اﻟﻨﺎر واﻟﻤﻘﺘﻮل ﻓﻰ اﻟﺡﻨﺔ ﻟﺎٔﺑﻰ داود
9805- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kim ümmetimden bir adamı öldürmeye giderse, (öldürülmek istenen kişi) ona şöyle desin: 'Kâtil cehennemdedir, maktül ise cennette olacaktır.'" Ebû Dâvud.
9805- Bu hadisi Ebû Dâvud (4260), Ebû'l-Velîd et-Tayâlisî an Ebî Avâne an Rakabe b. Maskale an Avn b. e. Cuhayfe an Abdirrahman b. Semure an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

٩٨٠٦ اﺑﻦ ﻣﺴﻌﻮد ﻟﺎ ﻳﻘﻮل أﺣﺪﻛﻢ اﻟﻠّﻬﻢ إﻧﻰ أﻋﻮذ ﺑﻚ ﻣﻦ اﻟﻔﺘﻨﺔ ﻓﺎٕﻧﻪ ﻟﻴﺲ ﻣﻨﻜﻢ أﺣﺪ إﻟﺎ ﻳﺸﺘﻤﻞ ﻋﻠﻰ ﻓﺘﻨﺔ وﻟﻜﻦ ﻣﻦ اﺳﺘﻌﺎذ ﻓﻠﻴﺴﺘﻌﺬ ﻣﻦ ﻣﻀﻠﺎﺗﻬﺎ ﻓﺎٕن اﻟﻠّﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻳﻘﻮل ﴿اِﻧَّﻤَﺎٓ اَﻣْﻮَاﻟُﻜُﻢْ وَاَوْﻟَﺎدُﻛُﻢْ ﻓِﺘْﻨَﺔ﴾ ﻟﻠﻜﺒﻴﺮ ﺑﺎﻧﻘﻄﺎع وﻣﺨﺘﻠﻂ
9806- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan:
"Sizden biri 'Allahım fitneden Sana sığınırım' demesin, çünkü içinizden fitneye bulaşmayacak kimse yoktur. Sığınmak isteyen, fitnenin saptırıcılarından sığınsın. Çünkü Allah şöyle buyurmuştur: 'Mallarınız ve çocuklarınız ancak fitnedir.'"
Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de munkatı' bir isnâd ile muhtelit bir râvi kanalıyla.
9806- Ezberi bozuk sözkonusu râvi el-Mes'ûdî'dir (Mecma' VII, 220).

٩٨٠٧ أم ﺣﺒﻴﺒﺔ رﻓﻌﺘﻪ رأﻳﺖ ﻣﺎﺗﻠﻘﻰ أﻣﺘﻰ ﺑﻌﺪى وﺳﻔﻚ ﺑﻌﻀﻬﻢ دﻣﺎء ﺑﻌﺾ وﺳﺒﻖ ذﻟﻚ ﻣﻦ اﻟﻠّﻪ ﻛﻤﺎ ﺳﺒﻖ ﻓﻰ اﻟﺎٔﻣﻢ ﻗﺒﻠﻬﻢ ﻓﺴﺎٔﻟﺘﻪ أن ﻳﻮﻟﻴﻨﻰ ﺷﻔﺎﻋﺔ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻓﻴﻬﻢ ﻓﻔﻌﻞ ﻟﺎٔﺣﻤﺪ واﻟﺎٔوﺳﻂ
9807- Ümmü Habîbe radiyallahu anhâ'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Benden sonra ümmetimin karşılaşacak olduğu şey olarak birbirlerinin kanlarını dökmelerini gördüm. Çünkü kendilerinden önceki ümmetlerde olduğu gibi onlara da (böyle bir fitneden) önce Allah'ın kitabı gelmiştir. Onun için kıyamette onlar hakkında şefaat etme yetkisini istedim ve bana o yetkiyi verdi."
Ahmed ve Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat'ta.
9807- Bu hadisi Ahmed (VI, 428), Ebû'l-Yemân an Şuayb ani'z-Zührî an İbn e. Hüseyn an Enes an Ümmi Habîbe senedi ile tahrîc etti.

٩٨٠٨ أﻧﺲ رﻓﻌﻪ ﻣﻦ اﻗﺘﺮاب اﻟﺴﺎﻋﺔ أن ﻳﺮى اﻟﻬﻠﺎل ﻗﺒﻠﺎ ﻓﻴﻘﺎل اﻟﻴﻠﺘﻴﻦ وأن ﺗﺘﺨﺬ اﻟﻤﺴﺎﺟﺪ ﻃﺮﻗﺎ وأن ﻳﻈﻬﺮ ﻣﻮت اﻟﻔﺡﺎٔة ﻟﻠﺎٔوﺳﻂ واﻟﺼﻐﻴﺮ ﺑﻀﻌﻒ
9808- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Şunlar kıyametin yaklaştığının alametleridir: Hilalin zamanından önce görülüp 'Bu iki geceliktir' denilmesi, Mescidlerin yol olark kullanılması ve ani ölümlerin görülmesi." Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat ve's-Sağîr'de zayıf bir senedle.
9808- Râvilerinden el-Heysem b. Hâlid el-Massîsî zayıf bir râvidir (Mecma' VII, 325).

٩٨٠٩ اﺑﻦ ﻋﻤﺮو ﺑﻦ اﻟﻌﺎص رﻓﻌﻪ ﻟﺎ ﺗﻘﻮم اﻟﺴﺎﻋﺔ ﺣﺘﻰ ﻳﻈﻬﺮ اﻟﻔﺤﺶ وﻗﻄﻴﻌﺔ اﻟﺮﺣﻢ وﺳﻮء اﻟﺡﻮار وﻳﺨﻮن اﻟﺎٔﻣﻴﻦ ﻗﻴﻞ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻓﻜﻴﻒ اﻟﻤﻮٔﻣﻦ ﻳﻮﻣﺌﺬ ﻗﺎل ﻛﺎﻟﻨﺨﻠﺔ وﻗﻌﺖ ﻓﻠﻢ ﺗﻔﺴﺪ وأﻛﻠﺖ ﻓﻠﻢ ﺗﻜﺴﺮ ووﺿﻌﺖ ﻃﻴﺒﺎ ﻟﻠﺒﺰار ﺑﻠﻴﻦ
9809- İbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Zina yayılıncaya, akrabadan ilgi kesilinceye, kötü komşuluk çoğalıncaya, emin kimse ihanet edinceye kadar kıyamet kopmaz." Denildi ki:
"Ey Allah Resûlü! O zaman mü'min kimse nasıl olacak?"
"Yere düşünce bozulmayan, yenilince dağılmayan, güzelce konulan hurma gibi olacaktır" buyurdu. Bezzâr leyyin bir senedle.
9809- Râvilerinden Abdurrahman b. Müferrâ ihtilâflı bir râvidir. Diğer râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma' VII, 327).

٩٨١٠ ﺣﺬﻳﻔﺔ رﻓﻌﻪ ﻳﺪرس اﻟﺎٕﺳﻠﺎم ﻛﻤﺎ ﻳﺪرس وﺷﻰ اﻟﺜﻮب ﺣﺘﻰ ﻟﺎﻳﺪرى ﻣﺎﺻﻴﺎم وﻟﺎ ﺻﻠﺎة وﻟﺎ ﻧﺴﻚ وﻟﺎ ﺻﺪﻗﺔ وﻟﻴﺴﺮى ﻋﻠﻰ ﻛﺘﺎب اﻟﻠّﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻓﻰ ﻟﻴﻠﺔ ﻓﻠﺎ ﻳﺒﻘﻰ ﻓﻰ اﻟﺎٔرض ﻣﻨﻪ آﻳﺔ وﺗﺒﻘﻰ ﻃﻮاءف ﻣﻦ اﻟﻨﺎس اﻟﺸﻴﺦ اﻟﻜﺒﻴﺮ واﻟﻌﺡﻮز ﻳﻘﻮﻟﻮن أدرﻛﻨﺎ آﺑﺎءﻧﺎ ﻋﻠﻰ ﻫﺬه اﻟﻜﻠﻤﺔ ﻟﺎ إﻟﻪ إﻟﺎ اﻟﻠّﻪ ﻓﻨﺤﻦ ﻧﻘﻮﻟﻬﺎ ﻓﻘﺎل ﻟﻪ ﺻﻠﺔ ﻣﺎﻳﻐﻨﻰ ﻋﻨﻬﻢ ﻟﺎ إﻟﻪ إﻟﺎ اﻟﻠّﻪ وﻫﻢ ﻟﺎ ﻳﺪرون ﻣﺎﺻﻠﺎة وﻟﺎ ﺻﻴﺎم وﻟﺎ ﻧﺴﻚ وﻟﺎ ﺻﺪﻗﺔ ﻓﺎٔﻋﺮض ﻋﻨﻪ ﺣﺬﻳﻔﺔ ﺛﻢ ردﻫﺎ ﻋﻠﻴﻪ ﺛﻠﺎﺛﺎ ﻛﻞ ذﻟﻚ ﻳﻌﺮض ﻋﻨﻪ ﺣﺬﻳﻔﺔ ﺛﻢ أﻗﺒﻞ ﻋﻠﻴﻪ ﻓﻰ اﻟﺜﺎﻟﺜﺔ ﻓﻘﺎل ﻳﺎﺻﻠﻪ ﺗﻨﺡﻴﻬﻢ ﻣﻦ اﻟﻨﺎر ﺛﻠﺎﺛﺎ ﻟﻠﻘﺰوﻳﻨﻰ
9810- Huzeyfe radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Elbisenin parlaklığı gittiği gibi İslâm'ın da parlaklığı sönüp gidecektir. Hatta oruç nedir, namaz nedir, kurban nedir, zekât nedir bilinmeyecektir. Bir gece Allah'ın Kitâb'ı silinecek ve yeryüzünde ondan bir âyet dahi kalmayacaktır. İnsanlardan sadece yaşlı adamlar ve kadınlar kalacak ve onlar da şöyle diyecekler: 'Bari babalarımızdan öğrendiğimiz: Lâ ilâhe illallah (= Allah'tan başka hiç bir tanrı yoktur) kelimesini söyliyelim.'"
(Râvi) Sıla ona dedi ki: "Namaz nedir, oruç nedir, kurban nedir, zekât nedir? bilmiyenlere bunun faydası ne olacak ki?"
Huzeyfe bu soruya cevap vermedi. Tam üç kere tekrarlamasına rağmen Huzeyfe onu cevapsız bıraktı, Üçüncüsünde ona dönerek -üç kere- şöyle dedi:
"Ey Sıla! Sen onları ateşten kurtarırsın."
İbn Mâce.
9810- Bu hadisi İbn Mâce (4049), Alî b. Muh. an Ebî Muâviye an Ebî Mâlik el-Eşcaî an Rib'î b. Hirâş an Huzeyfe senedi ile tahrîc etti.
Sindî, isnâdının sahîh olduğunu, râvilerinin güvenilir kimseler olduğunu söylemiştir.

٩٨١١ ﻋﻮف ﺑﻦ ﻣﺎﻟﻚ رﻓﻌﻪ ﻳﻜﻮن أﻣﺎم اﻟﺪﺟﺎل ﺳﻨﻮن ﺧﻮادع ﻳﻜﺜﺮ ﻓﻴﻬﺎ اﻟﻤﻄﺮ وﻳﻘﻞ اﻟﻨﺒﺖ وﻳﻜﺬب ﻓﻴﻬﺎ اﻟﺼﺎدق وﻳﺼﺪق ﻓﻴﻬﺎ اﻟﻜﺎذب وﻳﻮﺗﻤﻦ ﻓﻴﻬﺎ اﻟﺨﺎءن وﻳﺨﻮن ﻓﻴﻬﺎ اﻟﺎٔﻣﻴﻦ وﻳﻨﻄﻖ ﻓﻴﻬﺎ اﻟﺮوﻳﺒﻀﺔ ﻗﻴﻞ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ وﻣﺎ اﻟﺮوﻳﺒﻀﺔ ﻗﺎل ﻣﻦ ﻟﺎ ﻳﻮٔﺑﻪ ﻟﻪ ﻟﻠﻜﺒﻴﺮ ﺑﻤﺪﻟﺲ
9811- Avf b. Mâlik radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Deccâl öncesinde aldatıcı seneler olacak, yağmur çok yağacak, bitki az olacak. Doğru kimseler yalanlanacak, yalancı kimseler doğrulanacak. Haine güvenilecek, güvenilir olan kişi hain sayılacak. Ruveybida söz sahibi olacaktır."
"Ruveybida nedir ey Allah Resûlü?" diye sordular. "Kendisine önem verilmeyen ayak takımından kişi" buyurdu. Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de müdellis bir râvi kanalıyla.
9811- Bu hadisi Taberânî birkaç isnâdla tahrîc etmiştir ki, bunlardan en makbul olanın isnâdında müdellis bir râvi olan İbn İshâk yer almıştır. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma' VII, 330).

0 yorum:

Yorum Gönder

Çok Okunanlar

Blog Arşivi