Zühd, Fakirlik, Emel, Reca VE Hırs ~ İslami Bilgi

İSLAMİ BİLGİ VE BELGELERİN BULUNDUĞU İNTERNET BLOĞUDUR.

29 Aralık 2015 Salı

Zühd, Fakirlik, Emel, Reca VE Hırs

٩٥٨٥ أﺑﻮ ذر رﻓﻌﻪ ﻟﻴﺴﺖ اﻟﺰﻫﺎدةﻗﻰ اﻟﺪﻧﻴﺎ ﺑﺘﺤﺮﻳﻢ اﻟﺤﻠﺎل وﻟﺎ إﺿﺎﻋﺔ اﻟﻤﺎل وﻟﻜﻦ اﻟﺰﻫﺪ أن ﺗﻜﻮن ﺑﻤﺎ ﻓﻰ ﻳﺪاﻟﻠّﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ أوﺛﻖ ﻣﻨﻚ ﺑﻤﺎ ﻓﻰ ﻳﺪك وأن ﺗﻜﻮن ﻓﻰ ﺛﻮاب اﻟﻤﺼﻴﺒﺔ إذا أﺻﺒﺖ ﺑﻬﺎ أرﻏﺐ ﻣﻨﻚ ﻓﻴﻬﺎ ﻟﻮ أﻧﻬﺎ ﺑﻘﻴﺖ ﻟﻚ


Ebû Zer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dünyada zahitlik, helâl olan şeyi kendine haram etmek ve malı ziyan etmekle olmaz. Zira zühd, Allah katında olana, kendi elindekinden daha çok güvenmen, bir belâ ile karşılaştığın zaman, ondan elde edeceğin sevap nedeniyle o belânın devamını daha çok istemendir." Tirmizî
9585- Bu hadisi Tirmizî (2340) ve İbn Mâce (4100), Amr b. Vâkıd an Yûnus b. Meysere b. Halbes an Ebî İdrîs an Ebî Zer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında garîb, Amr hakkında da zayıf hükmü verdi.

٩٥٨٦ ﻋﺎءﺷﺔ رﻓﻌﺘﻪ إن ﻛﻨﺖ ﺗﺮﻳﺪﻳﻦ اﻟﺎٕﺳﺮاع واﻟﻠﺤﻮق ﺑﻰ ﻓﻴﻜﻔﻴﻚ ﻣﻦ اﻟﺪﻧﻴﺎ ﻛﺰاد اﻟﺮاﻛﺐ وإﻳﺎك وﻣﺡﻠﺴﺔ اﻟﺎٔﻏﻨﻴﺎء وﻟﺎ ﺗﺴﺘﺨﻠﻔﻰ ﺛﻮﺑﺎ ﺣﺘﻰ ﺗﺮﻗﻌﻴﻪ
9586- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"(Ey Âişe!) Eğer bana bir an önce kavuşmak istiyorsan, dünyadan sana bir yolcunun azığı kadar bir azık yeter. Sakın zenginlerle oturma! Yama vurmadıkça bir elbiseyi eskimiş sayma!" Tirmizî
9586- Bu hadisi Tirmizî (1780), Yahyâ b. Mûsâ an Saîd b. Muh. ve Ebû Yahyâ el-Himmânî an Sâlih b. Hassân an Urve an Âişe senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında garîb, Sâlih hakkında ise Buhârî'den naklen zayıf hükmü verdi.

٩٥٨٧ زاد رزﻳﻦ ﻗﺎل ﻋﺮوة ﻓﻤﺎ ﻛﺎﻧﺖ ﻋﺎءﺷﺔ ﺗﺴﺘﺡﺪ ﺛﻮﺑﺎ ﺣﺘﻰ ﺗﺮﻗﻊ ﺛﻮﺑﻬﺎ وﺗﻨﻜﺴﻪ وﻟﻘﺪ ﺟﺎءﻫﺎ ﻳﻮﻣﺎ ﻣﻦ ﻋﻨﺪ ﻣﻌﺎوﻳﺔ ﺛﻤﺎﻧﻮن أﻟﻔﺎ ﻓﻤﺎ أﻣﺴﻰ ﻋﻨﺪﻫﺎ درﻫﻢ ﻗﺎﻟﺖ ﻟﻬﺎ ﺟﺎرﻳﺘﻬﺎ ﻓﻬﻠﺎ اﺷﺘﺮﻳﺖ ﻟﻨﺎ ﻣﻨﻪ ﺑﺪرﻫﻢ ﻟﺤﻤﺎ ﻗﺎﻟﺖ ﻟﻮذﻛﺮﺗﻴﻨﻰ ﻟﻔﻌﻠﺖ ﻫﻤﺎ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9587- Rezîn şunu ilâve etti:
"Urve dedi ki: Âişe elbiselerini yamamadıkça ve içini dışına ters çevirerek giymek suretiyle iyice eskitmedikçe yeni bir elbise edinmezdi. Bir gün ona Muâviye'den seksen bin (dirhem) geldi. Akşama kadar yanında tek bir dirhem kalmadı.
Hatta cariyesi ona: 'Ondan bir dirhemlik et alsaydın iyi olmaz mıydı?' dedi.
Cevabı şu oldu: 'Hatırlatsaydın dediğini yapardım.' İkisi de Tirmizî'ye ait.

٩٥٨٨ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة رﻓﻌﻪ اﻟﻠّﻬﻢ اﺟﻌﻞ رزق آل ﻣﺤﻤﺪ ﻗﻮﺗﺎ
9588- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allahım! Muhammed ailesinin rızkını bellerini doğrultacak kadar kıl!"
9588- Bu hadisi Buhârî (rikâk 17/9, VII, 181), Müslim (zekât 126, s. 730) ve Tirmizî (2361), Umâre b. el-Ka'kâ' an Ebî Zur'a an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٥٨٩ وﻓﻰ أﺧﺮى ﻛﻔﺎﻓﺎ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﺘﺮﻣﺬى
9589- Diğer rivayette "Yetecek kadar" olarak geçer." Buhârî, Müslim ve Tirmizî.
9589- Bu hadisi Buhârî (rikâk 17/9, VII, 181), Müslim (zekât 126, s. 730) ve Tirmizî (2361), Umâre b. el-Ka'kâ' an Ebî Zur'a an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٥٩٠ أﻧﺲ رﻓﻌﻪ اﻟﻠّﻬﻢ اﺣﻴﻨﻰ ﻣﺴﻜﻴﻨﺎ وأﻣﺘﻨﻰ ﻣﺴﻜﻴﻨﺎ واﺣﺸﺮﻧﻰ ﻓﻰ زﻣﺮة اﻟﻤﺴﺎﻛﻴﻦ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻓﻘﺎﻟﺖ ﻋﺎءﺷﺔ ﻟﻢ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻗﺎل إﻧﻬﻢ ﻳﺪﺧﻠﻮن اﻟﺡﻨﺔ ﻗﺒﻞ اﻟﺎٔﻏﻨﻴﺎء ﺑﺎٔرﺑﻌﻴﻦ ﺧﺮﻳﻔﺎ ﻳﺎﻋﺎءﺷﺔ ﻟﺎ ﺗﺮدى اﻟﻤﺴﻜﻴﻦ وﻟﻮ ﺑﺸﻖ ﺗﻤﺮة ﻳﺎ ﻋﺎءﺷﺔ أﺣﺒﻰ اﻟﻤﺴﺎﻛﻴﻦ وﻗﺮﺑﻴﻬﻢ ﻳﻘﺮﺑﻚ اﻟﻠّﻪ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ
9590- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allahım! Beni miskîn olarak yaşat, miskîn olarak öldür, kıyamet günü de beni miskinler arasında dirilt!" Âişe merak edip: "Neden ey Allah Resûlü?" diye sorunca, şöyle buyurdu: "Çünkü onlar cennete zenginlerden kırk yıl önce gireceklerdir. Onun için ey Âişe yoksulu geri çevirme! Yarım hurma bile olsa ona ver! Ey Âişe! Yoksulları sev ve onları kendine yaklaştır ki, Allah da seni kıyamet günü kendisine yaklaştırsın." Tirmizî
9590- Bu hadisi Tirmizî (2352), Abdüla'lâ b. Vâsıl an Sâbit b. Muh. ani'l-Hâris b. en-Nu'mân an Enes senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında garîb hükmü verdi.

٩٥٩١ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة رﻓﻌﻪ ﻳﺪﺧﻞ اﻟﻔﻘﺮاء اﻟﺡﻨﺔ ﻗﺒﻞ اﻟﺎٔﻏﻨﻴﺎء ﺑﺨﻤﺴﻤﺎءة ﻋﺎم ﻧﺼﻒ ﻳﻮم ﻫﻤﺎ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9591- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Cennete fakirler, zenginlerden beşyüz yıl evvel girerler. Bu (Allah'ın indinde) yarım gündür." İkisi de Tirmizî'ye ait.
9591- Bu hadisi Tirmizî (2353-4), Muh. b. Amr an Ebî Seleme an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında sahîh hükmü verdi.

٩٥٩٢ اﺑﻦ ﻋﻤﺮو ﺑﻦ اﻟﻌﺎص ﻗﺎل ﻟﻪ رﺟﻞ أﻟﺴﻨﺎ ﻣﻦ ﻓﻘﺮاء اﻟﻤﻬﺎﺟﺮﻳﻦ ﻓﻘﺎل أﻟﻚ اﻣﺮأة ﺗﺎٔوى إﻟﻴﻬﺎ ﻗﺎل ﻧﻌﻢ ﻗﺎل أﻟﻚ ﻣﺴﻜﻦ ﺗﺴﻜﻨﻪ ﻗﺎل ﻧﻌﻢ ﻗﺎل ﻓﺎٔﻧﺖ ﻣﻦ اﻟﺎٔﻏﻨﻴﺎء ﻗﺎل ﻓﺎٕن ﻟﻰ ﺧﺎدﻣﺎ ﻗﺎل ﻓﺎٔﻧﺖ ﻣﻦ اﻟﻤﻠﻮك ﻗﺎل أﺑﻮﻋﺒﺪاﻟﺮﺣﻤﻦ اﻟﺤﺒﻠﻰ وﺟﺎء ﺛﻠﺎﺛﺔ ﻧﻔﺮ إﻟﻰ اﺑﻦ ﻋﻤﺮو اﺑﻦ اﻟﻌﺎص ﻓﻘﺎل ﻟﻬﻢ ﻣﺎﺷﺌﺘﻢ إن ﺷﺌﺘﻢ رﺟﻌﺘﻢ إﻟﻴﻨﺎ ﻓﺎٔﻋﻄﻴﻨﺎﻛﻢ ﻣﺎﻳﺴﺮ اﻟﻠّﻪ ﻟﻜﻢ وإن ﺷﺌﺘﻢ ذﻛﺮﻧﺎ أﻣﻮرﻛﻢ إﻟﻰ اﻟﺴﻠﻄﺎن وإن ﺷﺌﺘﻢ ﺻﺒﺮﺗﻢ ﻓﺎٕﻧﻰ ﺳﻤﻌﺖ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻘﻮل إن ﻓﻘﺮاء اﻟﻤﻬﺎﺟﺮﻳﻦ ﻳﺴﺒﻘﻮن اﻟﺎٔﻏﻨﻴﺎء ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ إﻟﻰ اﻟﺡﻨﺔ ﺑﺎٔرﺑﻌﻴﻦ ﺧﺮﻳﻔﺎ ﻗﺎﻟﻮا ﻧﺼﺒﺮ ﻟﺎٔﻧﺴﺎٔل ﺷﻴﺌﺎ ﻟﻤﺴﻠﻢ
9592- İbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh'dan:
"Bir adam ona dedi ki: 'Biz muhâcir fakirlerinden değil miyiz?' Şu cevabı verdi:
'Yanında barınacak hanımın yok mu?"
'Evet, var."
'Oturacak evin yok mu?'
'Evet var.'
'O halde sen zenginlerdensin.'
'Benim hizmetçim de var.'
'Öyleyse sen krallardansın.'
Ebû Abdurrahman el-Hubullî dedi ki:
Üç kişi İbn Amr radiyallahu anh'a geldiler. Onlara şöyle dedi:
'Ne istiyorsunuz? İsterseniz bize gelin! Biz size Allah'ın verdiği imkanlardan verelim. İsterseniz durumunuzu sultana bildirelim. İsterseniz sabredin! Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum:
'Muhâcirlerin fakirleri kıyamet günü cennete zenginlerden kırk yıl önce gireceklerdir.'
Bunun üzerine onlar: 'Öyleyse sabredelim, bir şey istemeyelim' dediler." Müslim
9592- Bu hadisi Müslim (zühd 37, s. 2285), İbn Serh an İbn Vehb an Ebî Hânî an Ebî Abdirrahman el-Hubulî senedi ile tahrîc etti.

٩٥٩٣ أﺑﻮ ﺳﻌﻴﺪ ﺟﻠﺴﺖ ﻓﻰ ﻋﺼﺎﺑﺔ ﻣﻦ ﺿﻌﻔﺎء اﻟﻤﻬﺎﺟﺮﻳﻦ وإن ﺑﻌﻀﻬﻢ ﻟﻴﺴﺘﺘﺮ ﺑﺒﻌﺾ ﻣﻦ اﻟﻌﺮى وﻗﺎرىء ﻳﻘﺮأ ﻋﻠﻴﻨﺎ إذ ﺟﺎء اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻓﻘﺎم ﻋﻠﻴﻨﺎ ﻓﺴﻜﺖ اﻟﻘﺎرىء ﻓﺴﻠﻢ ﺛﻢ ﻗﺎل ﻣﺎﻛﻨﺘﻢ ﺗﺼﻨﻌﻮن ﻗﻠﻨﺎ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻛﺎن ﻗﺎرىء ﻟﻨﺎ ﻳﻘﺮأ ﻋﻠﻴﻨﺎ وﻛﻨﺎ ﻧﺴﺘﻤﻊ إﻟﻰ ﻛﺘﺎب اﻟﻠّﻪ ﻓﻘﺎل اﻟﺤﻤﺪ ﻟﻠّﻪ اﻟﺬى ﺟﻌﻞ ﻣﻦ أﻣﺘﻰ ﻣﻦ أﻣﺮت أن أﺻﺒﺮ ﻧﻔﺴﻰ ﻣﻨﻬﻢ وﺟﻠﺲ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ وﺳﻄﻨﺎ ﻟﻴﻌﺪل ﺑﻨﻔﺴﻪ ﻓﻴﻨﺎ ﺛﻢ ﻗﺎل ﺑﻴﺪه ﻫﻜﺬا ﻓﺘﺤﻠﻘﻮا وﺑﺮزت وﺟﻮﻫﻬﻢ ﻓﻤﺎ رأﻳﺖ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻋﺮف ﻣﻨﻬﻢ أﺣﺪا ﻏﻴﺮى ﺛﻢ ﻗﺎل أﺑﺸﺮوا ﺻﻌﺎﻟﻴﻚ اﻟﻤﻬﺎﺟﺮﻳﻦ ﺑﻨﻮر اﻟﺘﺎم ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﺗﺪﺧﻠﻮن اﻟﺡﻨﺔ ﻗﺒﻞ أﻏﻨﻴﺎء اﻟﻨﺎس ﺑﻨﺼﻒ ﻳﻮم وذﻟﻚ ﺧﻤﺴﻤﺎءة ﺳﻨﺔ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى وأﺑﻰ داود
9593- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan:
"Muhâcirlerden yoksul bir grupta bulundum. Yeterli elbiseleri olmadığı için çıplaklıklarını birbiriyle örtüyorlardı. Biri de bize Kur'ân okuyordu. Derken Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gelip yanımızda durdu, Kur'ân okuyan sesini kesti. Selâm verip şöyle buyurdu:
'Burada ne yapıyordunuz?'
Dedik ki: 'Ey Allah Resûlü! Biri bize okuyor, biz de Allah'ın Kitâb'ını dinliyorduk.' Şöyle buyurdu: 'Kendileriyle birlikte sabretmekle emrolunduğum ümmetimden böylelerini yaratan Allah'a hamdolsun.' Sonra tam ortamıza oturup eliyle işaret etti. Bunun üzerine hepsi etrafında halka meydana getirip yüzlerini O'na döndüler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in benden başka onlardan herhangi birini tanıdığını sanmıyordum. Sonra şöyle buyurdu:
'Ey muhâcir yoksulları! Kıyamet günü tam bir nûra kavuşacağınıza sevinin! Cennete zenginlerden yarım gün evvel gireceksiniz. Bu yarım gün dünya günleriyle tam beşyüz yıldır.' Tirmizî ve aynı lafızla Ebû Dâvud.
9593- Bu hadisi Ebû Dâvud (3666), Ebû's-Sıddîk en-Nâcî tarikiyle; Tirmizî (2351), Atiyye tarikiyle Ebû Saîd'den tahrîc ettiler.

٩٥٩٤ وزاد اﻟﺒﺰار ﻓﻰ آﺧﺮه ﺣﺘﻰ أن اﻟﻐﻨﻰ ﻳﻮد أﻧﻪ ﻛﺎن ﺳﺎءﻟﺎ
9594- Bezzâr sonuna şunu ilave etti:
Hatta o gün zengin "keşke dünya hayatını dilenerek tamamlasaydım" temennisinde bulunacaktır.

٩٥٩٥ أﺳﺎﻣﺔ رﻓﻌﻪ ﻗﻤﺖ ﻋﻠﻰ ﺑﺎب اﻟﺡﻨﺔ ﻓﻜﺎن ﻋﺎﻣﺔ ﻣﻦ دﺧﻠﻬﺎ اﻟﻤﺴﺎﻛﻴﻦ وأﺻﺤﺎب اﻟﺡﺪ ﻣﺤﺒﻮﺳﻮن ﻏﻴﺮ أن أﺻﺤﺎب اﻟﻨﺎر ﻗﺪ أﻣﺮﺑﻬﻢ إﻟﻰ اﻟﻨﺎر وﻗﻤﺖ ﻋﻠﻰ ﺑﺎب اﻟﻨﺎر ﻓﺎٕذا ﻋﺎﻣﺔ ﻣﻦ دﺧﻠﻬﺎ اﻟﻨﺴﺎء ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ
9595- Üsâme radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"(Mi'râc'da) cennetin kapısında durdum. Girenlerin çoğu yoksullardı. Cehennemlikler hariç, zenginler hapsedilmişlerdi. Zenginlerden cehennemlik olanların ateşe gitmeleri emrolunmuştu. Sonra cehennem kapısında durdum; baktım ki, girenlerin çoğu kadın!"
Buhârî ile Müslim.
9595- Bu hadisi Buhârî (rikâk 51/2, VII, 200) ve Müslim (zikr 93, s. 2096), Sül. et-Teymî an Ebî Osmân an Usâme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٥٩٦ ﻣﺼﻌﺐ ﺑﻦ ﺳﻌﺪ أن ﺳﻌﺪا ﻇﻦ أن ﻟﻪ ﻓﻀﻠﺎ ﻋﻠﻰ ﻣﻦ دوﻧﻪ ﻣﻦ أﺻﺤﺎب اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻓﻘﺎل اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ إﻧﻤﺎ ﻳﻨﺼﺮ اﻟﻠّﻪ ﻫﺬه اﻟﺎٔﻣﺔ ﺑﻀﻌﻴﻔﻬﺎ ﺑﺪﻋﻮﺗﻬﻢ وﺻﻠﺎﺗﻬﻢ وإﺧﻠﺎﺻﻬﻢ ﻟﻠﺒﺨﺎرى واﻟﻨﺴﺎءى ﺑﻠﻔﻈﻪ
9596- Mus'ab b. Sa'd radiyallahu anh'dan:
"Sa'd, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ashâbının fakirlerine karşı bir üstünlüğü olduğunu sandı. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
'Allah bu ümmete, güçsüzlerin namazları, duaları ve ihlasları sayesinde yardım eder.'
Buhârî ve aynı lafızla Nesâî.
9596- Bu hadisi Buhârî (cihâd 76/1, III, 225) ve Nesâî (cihâd 43/1, VI, 45), Talha b. Musarrif an Mus'ab b. Sa'd an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
٩٥٩٧ ﺳﻬﻞ ﺑﻦ ﺳﻌﺪ ﻣﺮ رﺟﻞ ﻋﻠﻰ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻓﻘﺎل ﻟﺮﺟﻞ ﻋﻨﺪه ﺣﺎﻟﺲ ﻣﺎرأﻳﻚ ﻓﻰ ﻫﺬا ﻓﻘﺎل رﺟﻞ ﻣﻦ أﺷﺮاف اﻟﻨﺎس ﻫﺬا واﻟﻠّﻪ ﺣﺮى إن ﺧﻄﺐ أن ﻳﻨﻜﺢ وإن ﺷﻔﻊ أن ﻳﺸﻔﻊ ﻓﺴﻜﺖ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺛﻢ ﻣﺮ رﺟﻞ ﻓﻘﺎل ﻟﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻣﺎرأﻳﻚ ﻓﻰ ﻫﺬا ﻓﻘﺎل ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻫﺬا رﺟﻞ ﻣﻦ ﻓﻘﺮاء اﻟﻤﺴﻠﻤﻴﻦ ﻫﺬا ﺣﺮى إن ﺧﻄﺐ أن ﻟﺎ ﻳﻨﻜﺢ وإن ﺷﻔﻊ ﻟﺎﻳﺸﻔﻊ وإن ﻗﺎل ﻟﺎﻳﺴﻤﻊ ﻟﻘﻮﻟﻪ ﻓﻘﺎل ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻫﺬا ﺧﻴﺮ ﻣﻦ ﻣﻞء اﻟﺎٔرض ﻣﺜﻞ ﻫﺬا ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ
9597- Sehl b. Sa'd radiyallahu anh'dan:
Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanından geçti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yanındaki adama dedi ki:
'Bu adam hakkında görüşün nedir?'
'O, eşraftandır. Vallahi kız isterse ona kız verirler. İltimas (aracılık) ederse, kabul olunur' deyince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sustu. Sonra oradan bir adam geçti ve onun hakkında 'Ya bu adam için ne dersin?' diye sordu.
'Ey Allah Resûlü! Bu müslümanların fakirlerindendir. Kimse ona kız vermez, iltiması da kabul edilmez, sözü de dinlenmez' deyince, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Bu adam, öteki adamın karakterinde yer yüzü dolusu insandan daha hayırlıdır.' Buhârî ile Müslim.
9597- Bu hadisi Buhârî (nikâh 15, VI, 123; rikâk 16/1, VII, 178), İbn e. Hâzım an ebîhî an Sehl asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٥٩٨ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة رﻓﻌﻪ رب أﺷﻌﺚ أﻏﺒﺮ ﻣﺪﻓﻮع ﺑﺎﻟﺎٔﺑﻮاب ﻟﻮ أﻗﺴﻢ ﻋﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻟﺎٔﺑﺮه ﻟﻤﺴﻠﻢ
9598- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Saçı başı toz toprak içinde, kapılardan kovulmuş nice insan vardır ki, (bir şeyin olması için) Allah'a karşı yemin etse, Allah onu yemininde sadık kılar (yani duasını hemen kabul eder)." Müslim
9598- Bu hadisi Müslim (birr 138, s. 2024; cennet 48, s. 2191), Süveyd b. Saîd an Hafs b. Meysere ani'l-Alâ b. Abdirrahman an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

٩٥٩٩ وﻋﻨﻪ رﻓﻌﻪ ﻣﺎﺑﻌﺚ اﻟﻠّﻪ ﻧﺒﻴﺎ إﻟﺎ راﻋﻰ ﻏﻨﻢ ﻓﻘﺎل أﺻﺤﺎﺑﻪ وأﻧﺖ ﻓﻘﺎل ﻧﻌﻢ ﻛﻨﺖ أرﻋﺎﻫﺎ ﻋﻠﻰ ﻗﺮارﻳﻂ ﻟﺎٔﻫﻞ ﻣﻜﺔ ﻟﻤﺎﻟﻚ واﻟﺒﺨﺎرى ﺑﻠﻔﻈﻪ
9599- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah, koyun çobanlığı yapmayan hiçbir peygamber göndermemiştir."
Ashâbı: "Sen de mi?" diye sorduklarında: "Evet, Mekke ehlinin koyunlarını bir miktar kırat karşılığında otlatırdım" diye cevap verdi. Mâlik ve aynı lafızla Buharî.
9599- Bu hadisi Mâlik (istîzân 18, s. 971) belâğan; Buhârî ise (icâre 2, III, 48), Ahmed b. Muh. el-Mekkî an Amr b. Yahyâ an ceddihî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

٩٦٠٠ ﻋﺒﺪاﻟﻠّﻪ ﺑﻦ ﻣﻐﻔﻞ أن رﺟﻠﺎ ﻗﺎل ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ إﻧﻰ ﻟﺎٔﺣﺒﻚ ﻓﻘﺎل اﻧﻈﺮ ﻣﺎﺗﻘﻮل ﻗﺎل واﻟﻠّﻪ إﻧﻰ ﻟﺎٔﺣﺒﻚ ﺛﻠﺎث ﻣﺮار ﻗﺎل إن ﻛﻨﺖ ﺗﺤﺒﻨﻰ ﻓﺎٔﻋﺪ ﻟﻠﻔﻘﺮ ﺑﺡﻔﺎﻓﺎ ﻓﺎٕن اﻟﻔﻘﺮ أﺳﺮع إﻟﻰ ﻣﻦ ﻳﺤﺒﻨﻰ ﻣﻦ اﻟﺴﻴﻞ إﻟﻰ ﻣﻨﺘﻬﺎه
9600- Abdullah b. Muğaffel radiyallahu anh'dan:
Bir adam dedi ki: "Ey Allah Resûlü! Vallahi seni seviyorum."
"Ne dediğine dikkat et!" dedi. Adam yine: -üç kere- "Vallahi seni seviyorum" dedi. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Eğer beni seviyorsan, fakirlik için kendine bir zırh hazırla! Çünkü fakirlik beni seven kişiye, selin varacağı yere varmasından daha çabuk ulaşır." Tirmizî
9600- Bu hadisi Tirmizî (2350), Muh. b. Amr b. Nebhân an Revh b. Eslem an Şeddâd Ebî Talha an Ebî'l-Vâzi' an Abdillah b. el-Muğaffel senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

٩٦٠١ ﻋﻠﻲ إﻧﺎ ﻟﺡﻠﻮس ﻣﻊ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ إذ ﻃﻠﻊ ﻋﻠﻴﻨﺎ ﻣﺼﻌﺐ اﺑﻦ ﻋﻤﻴﺮ ﻣﺎﻋﻠﻴﻪ إﻟﺎ ﺑﺮدة ﻣﺮﻗﻌﺔ ﺑﻔﺮو ﻓﻠﻤﺎ رآه ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺑﻜﻰ ﻟﻠﺬى ﻛﺎن ﻓﻴﻪ ﻣﻦ اﻟﻨﻌﻤﺔ واﻟﺬى وﻫﻮ ﻓﻴﻪ اﻟﻴﻮم ﺛﻢ ﻗﺎل ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻛﻴﻒ ﺑﻜﻢ إذا ﻏﺪا أﺣﺪﻛﻢ ﻓﻰ ﺣﻠﺔ وراح ﻓﻰ ﺣﻠﺔ أﺧﺮى ووﺿﻌﺖ ﺑﻴﻦ ﻳﺪﻳﻪ ﺻﺤﻔﺔ ورﻓﻌﺖ أﺧﺮى وﺳﺘﺮﺗﻢ ﺑﻴﻮﺗﻜﻢ ﻛﻤﺎ ﺗﺴﺘﺮ اﻟﻜﻌﺒﺔ ﻗﺎﻟﻮا ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻧﺤﻦ ﻳﻮﻣﺌﺬ ﺧﻴﺮ ﻣﻨﺎ اﻟﻴﻮم ﻓﻨﻜﻔﻰ اﻟﻤﻮٔﻧﺔ وﻧﺘﻔﺮغ ﻟﻠﻌﺒﺎدة ﻓﻘﺎل ﺑﻞ أﻧﺘﻢ اﻟﻴﻮم ﺧﻴﺮ ﻣﻨﻜﻢ ﻳﻮﻣﺌﺬ ﻫﻤﺎ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9601- Ali radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber oturuyorduk. Üzerinde kürk parçalarıyla yamanmış bir hırkadan başka bir şey bulunmayan Mus'ab b. Umeyr çıkageldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, onu görünce, (Mus'ab'ın Mekke'deki) eski debdebeli halini hatırlayarak ağladı. Sonra da şöyle buyurdu: 'Sizden biri sabahleyin ayrı, öğlenden sonra ayrı güzel elbise giydiği, önüne bir tabak konup öteki kaldırıldığı, evlerinizi Kâ'benin örtüldüğü gibi örtülere büründürdüğünüz (döşediğiniz) zaman haliniz nice olur?'
'Ey Allah Resûlü! Tabii ki halimiz o gün bugünkünden daha iyi olur. Çünkü o zaman geçim sıkıntımız olmaz, kendimizi tamamen ibadete veririz.' Şöyle buyurdu: 'Bilakis bugün o günkünden daha iyi durumdasınız.'
İkisi de Tirmizî'ye ait.
9601- Bu hadisi Tirmizî (2476), Hennâd an Yûnus b. Bukeyr an Muh. b. İsh. an Yezîd b. Ziyâd an Muh. b. Kâ'b ammen semia Alî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

٩٦٠٢ أﺑﻮ أﻣﺎﻣﺔ ﺑﻦ ﺛﻌﻠﺒﺔ اﻟﺎٔﻧﺼﺎرى ذﻛﺮ أﺻﺤﺎب اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻮﻣﺎ ﻋﻨﺪه اﻟﺪﻧﻴﺎ ﻓﻘﺎل أﻟﺎ ﺗﺴﻤﻌﻮن أﻟﺎ ﺗﺴﻤﻌﻮن إن اﻟﺒﺬاذة ﻣﻦ اﻟﺎٕﻳﻤﺎن إن اﻟﺒﺬاذة ﻣﻦ اﻟﺎٕﻳﻤﺎن ﻳﻌﻨﻰ اﻟﺘﻘﺤﻞ ﻟﺎٔﺑﻰ داود
9602- Ebû Ümâme b. Sa'lebe el-Ensârî radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ashâbı bir gün O'nun yanında dünyadan bahsettiler.
Şöyle buyurdu: 'Duymuyor musunuz, duymuyor musunuz? Mütevâzi giyinmek imandandır, mütevâzi giyinmek imandandır.'
Ebû Dâvud.
9602- Bu hadisi Ebû Dâvud (4161) ve İbn Mâce (4118), iki ayrı tarikten olmak üzere Ebû Umâme'den tahrîc ettiler. Ancak İbn Abdilberr isnâdında ihtilâf nedeniyle sahîh olmadığını söylemiştir.

٩٦٠٣ زﻳﺪ ﺑﻦ أﺳﻠﻢ اﺳﺘﺴﻘﻰ ﻳﻮﻣﺎ ﻋﻤﺮ ﻓﺡﻰء ﺑﻤﺎء ﻗﺪ ﺷﻴﺐ ﺑﻌﺴﻞ ﻓﻘﺎل إﻧﻪ ﻟﻄﻴﺐ ﻟﻜﻨﻰ أﺳﻤﻊ اﻟﻠّﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﻧﻌﻰ ﻋﻠﻰ ﻗﻮم ﺷﻬﻮاﺗﻬﻢ ﻓﻘﺎل ﴿اَذْﻫَﺒْﺘُﻢْ ﻃَﻴِّﺒَﺎﺗِﻜُﻢْ ﻓٖﻰ ﺣَﻴَﺎﺗِﻜُﻢُ اﻟﺪُّﻧْﻴَﺎ وَاﺳْﺘَﻤْﺘَﻌْﺘُﻢْ ﺑِﻬَﺎ﴾ ﻓﺎٔﺧﺎف أن ﺗﻜﻮن ﺣﺴﻨﺎﺗﻨﺎ ﻋﺡﻠﺖ ﻟﻨﺎ ﻓﻠﻢ ﻳﺸﺮﺑﻪ
9603- Zeyd b. Eslem radiyallahu anh'dan:
"Bir gün Ömer su istedi, kendisine bal şerbeti getirildi. Bunun üzerine: 'Bu güzel bir şey, ama Allah bir kavmin şehvet ve arzularını kötüleyerek şöyle buyurmuştur: 'Siz dünya hayatınızda hoş olan şeylerinizi tatmin ettiniz ve onlardan faydalandınız.' Ben iyi şeylerin dünyada bize peşin olarak verilmesinden korkuyorum' dedi. O bal şerbetini içmedi." Rezîn

٩٦٠٤ ﺟﺎﺑﺮ ذﻛﺮ رﺟﻞ ﻋﻨﺪاﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺑﻌﺒﺎدة واﺟﺘﻬﺎد وذﻛﺮ آﺧﺮ ﺑﻮرع ﻓﻘﺎل ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻟﺎ ﻳﻌﺪل اﻟﻮرع ﺑﺸﻰء ﻫﻤﺎ ﻟﺮزﻳﻦ
9604- Câbir radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında ibadet ve ictihadıyla ünlü bir adam ile verâ'(Allah korkusu) sahibi başka bir adam anıldı. Şöyle buyurdu: 'Hiçbir şey verâ'ya denk olamaz!' İkisi de Rezîn'e ait.
9604- Bu hadisi Tirmizî (2519), Zeyd b. Ahram an İbr. b. ebî'l-Vezîr an Abdillah b. Ca'fer el-Muharremî an Muh. b. Abdirrahman an Nebîh an Muh. b. el-Münkedir an Câbir senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

٩٦٠٥ ﻋﻄﻴﺔ اﻟﺴﻌﺪى رﻓﻌﻪ ﻟﺎ ﻳﺒﻠﻎ اﻟﻌﺒﺪ أن ﻳﻜﻮن ﻣﻦ اﻟﻤﺘﻘﻴﻦ ﺣﺘﻰ ﻳﺪع ﻣﺎ ﻟﺎ ﺑﺎٔس ﺑﻪ ﺣﺬرا ﻣﻤﺎ ﺑﻪ اﻟﺒﺎٔس ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9605- Atiyye es-Sa'dî radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kul sakıncalı olan şeyin korkusuyla sakıncasız olanı bırakmadıkça, takvaya erenlerin derecesine ulaşamaz." Tirmizî.
9605- Bu hadisi Tirmizî (2451), Ebû Bekr b. ebî'n-Nadr an Ebî'n-Nadr an Ebî Akîl as-Sekafî an Abdillah b. Yezîd an Rabîa b. Yezîd ve Atiyye b. Kays an Atiyye senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

٩٦٠٦ ﻋﺎءﺷﺔ ﻛﺎن ﻳﺎٔﺗﻰ ﻋﻠﻴﻨﺎ اﻟﺸﻬﺮ ﻟﺎ ﻧﻮﻗﺪ ﻓﻴﻪ ﻧﺎرا إﻧﻤﺎ ﻫﻮ اﻟﺘﻤﺮ واﻟﻤﺎء إﻟﺎ أن ﻳﻮٔﺗﻰ ﺑﺎﻟﻠﺤﻢ
9606- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"(Asr-ı saadette yemek pişirmek için) ateş yakmadan tam bir ay geçerdi. (Hediye olarak) et geldiği günler dışında yiyeceğimiz, hurma ile su olurdu."
9606- Bu rivayeti Buhârî (rikâk 17/5, VII, 181), Müslim (zühd 26, s. 2282) ve Tirmizî (2471), Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe asl-ı senedi ile;

٩٦٠٧ وﻣﻦ رواﻳﺎﺗﻪ ﻣﺎﺷﺒﻊ آل ﻣﺤﻤﺪ ﻣﻦ ﺧﺒﺰ اﻟﺒﺮ ﺛﻠﺎﺛﺎ ﺣﺘﻰ ﻣﻀﻰ ﻟﺴﺒﻴﻠﻪ
9607- Onun rivayetlerindendir:
Muhammed ailesi, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem ölünceye dek ardarda üç gün buğday ekmeği yememiştir."
9607- Bu rivayeti Müslim (zühd 24, s. 2282), İbn e. Şeybe an Hafs b. Giyâs an Hişâm an ebîhî an Âişe senedi ile;

٩٦٠٨ وﻣﻨﻬﺎ ﻣﺎﺷﺒﻊ آل ﻣﺤﻤﺪ ﻣﻦ ﺧﺒﺰ اﻟﺸﻌﻴﺮ ﻳﻮﻣﻴﻦ ﻣﺘﺘﺎﺑﻌﻴﻦ ﺣﺘﻰ ﻗﺒﺾ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ
9608- Onun rivayetlerinden:
"Ölünceye kadar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ailesi ardarda iki gün arpa ekmeği ile karınlarını doyurmamışlardır."
9608- Bu rivayeti Müslim (zühd 22, s. 2282) ve Tirmizî (2357), Şu'be an Ebî İshâk an Abdirrahman b. Yezîd ani'l-Esved an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٠٩ وﻣﻨﻬﺎ ﻣﺎأﻛﻞ آل ﻣﺤﻤﺪ أﻛﻠﺘﻴﻦ ﻓﻰ ﻳﻮم واﺣﺪ إﻟﺎ إﺣﺪاﻫﻤﺎ ﺗﻤﺮ
9609- Onun rivayetlerindendir:
"Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ailesi, iki gün peşpeşe buğday ekmeği ile karınlarını doyurmamışlardır. Yemeklerden biri mutlaka hurma olurdu."
9609- Bu rivayeti Buhârî (rikâk 17/4, VII, 180) ve Müslim (zühd 25, s. 2282), Mis'ar an Hilâl b. Humeyd an Urve an Âişe asl-ı senedi ile;

٩٦١٠ وﻣﻨﻬﺎ ﻗﺎﻟﺖ ﻟﻌﺮوة واﻟﻠّﻪ ﻳﺎاﺑﻦ أﺧﺘﻰ إﻧﺎ ﻛﻨﺎ ﻟﻨﻨﻈﺮ إﻟﻰ اﻟﻬﻠﺎل ﺛﻢ اﻟﻬﻠﺎل ﺛﻢ اﻟﻬﻠﺎل ﺛﻠﺎﺛﺔ أﻫﻠﺔ ﻓﻰ ﺷﻬﺮﻳﻦ وﻣﺎ أوﻗﺪ ﻓﻰ أﺑﻴﺎت اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻧﺎر ﻗﺎل ﻗﻠﺖ ﻳﺎ ﺧﺎﻟﺔ ﻓﻤﺎ ﻛﺎن ﻳﻌﻴﺸﻜﻢ ﻗﺎﻟﺖ اﻟﺎٔﺳﻮدان اﻟﺘﻤﺮ واﻟﻤﺎء إﻟﺎ أﻧﻪ ﻗﺪ ﻛﺎن ﻟﻠﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺟﻴﺮان ﻣﻦ اﻟﺎٔﻧﺼﺎر وﻛﺎﻧﺖ ﻟﻬﻢ ﻣﻨﺎﻳﺢ وﻛﺎﻧﻮا ﻳﺮﺳﻠﻮن إﻟﻴﻪ ﻣﻦ أﻟﺒﺎﻧﻬﺎ ﻓﻴﺴﻘﻴﻨﺎه
9610- Rivayetlerindendir:
(Âişe) Urve'ye dedi ki: "Ey kız kardeşimin oğlu! Vallahi biz (Peygamber kadınları) üst üste üç ay geçirirdik de, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in evlerinde yemek pişirmek için ateş yanmazdı." Dedim ki: "Ey teyze! Ne ile yaşardınız?"
Şöyle dedi: "İki siyah ile: Hurma ve su. Ancak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Ensâr'dan komşuları vardı, (bazen) hayvanlarından sağdıkları sütten gönderirlerdi de ondan içerdik."
9610- Rivayeti Buhârî (hibe 1, III, 129) ve Müslim (zühd 28, s. 2283), Abdülazîz b. e. Hâzım an ebîhî an Yezîd b. Rûmân an Urve an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦١١ وﻣﻨﻬﺎ ﻗﺎﻟﺖ ﺗﻮﻓﻰ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺣﻴﻦ ﺷﺒﻊ اﻟﻨﺎس ﻣﻦ اﻟﺎٔﺳﻮدﻳﻦ اﻟﺘﻤﺮ واﻟﻤﺎء
9611- Onun rivayetlerinden birisi de şöyledir:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, insanlar, hurma ve sudan oluşan iki siyahtan doydukları zaman vefat etmiştir."
9611- Bu hadisi Buhârî (at'ime 6/3, VI, 198; 41, VI, 210) ve Müslim (zühd 30, s. 2283), Mansûr an Safiyye an Âişe asl-ı senedi ile;

٩٦١٢ وﻓﻰ أﺧﺮى وﻣﺎ ﺷﺒﻌﻨﺎ ﻣﻦ اﻟﺎٔﺳﻮدﻳﻦ
9612- Diğer rivayette: "İki siyah şeye (su ile kuru hurmaya) doyup kanmadan" olarak geçer.
9612- Bu rivayeti Müslim (zühd 31, s. 2284), es-Sevrî an Mansûr... asl-ı senedi ile;

٩٦١٣ وﻣﻨﻬﺎ ﻗﺎﻟﺖ ﻟﻘﺪ ﻣﺎت اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ وﻣﺎ ﺷﺒﻊ ﻣﻦ ﺧﺒﺰ وزﻳﺖ ﻓﻰ ﻳﻮم واﺣﺪ ﻣﺮﺗﻴﻦ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﺘﺮﻣﺬى
9613- Onun rivayetlerdendir:
"Bir günde, üst üste iki öğün ekmek ve zeytinyağı yiyerek doymadan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem vefat etti."
Buhârî, Müslim ve Tirmizî.
9613- Bu rivayeti Müslim (zühd 29, s. 2283), İbn Vehb an Yezîd b. Abdillah b. Kusayt an Urve an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٦١٤ اﺑﻦ ﻋﺒﺎس ﻛﺎن اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﺒﻴﺖ اﻟﻠﻴﺎﻟﻰ اﻟﻤﺘﺘﺎﺑﻌﺔ وأﻫﻠﻪ ﻃﺎوﻳﺎ ﻟﺎ ﻳﺡﺪون ﻋﺸﺎء وإﻧﻤﺎ ﻛﺎن أﻛﺜﺮ ﺧﺒﺰﻫﻢ ﺧﺒﺰ اﻟﺸﻌﻴﺮ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9614- İbn- Abbâs radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ailesi ile beraber gecelerce akşam yemeğinden mahrum olarak vakit geçirirdi. Yedikleri ekmek de çoğunlukla arpa ekmeği olurdu." Tirmizî.
9614- Bu hadisi Tirmizî (2360) ve İbn Mâce (3347), Abdullah b. Muâviye an Sâbit b. Yezîd an Hilâl b. Habbâb an İkrime an İbn Abbâs senedi ile tahrîc ettiler ve Tirmizî isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

٩٦١٥ أﻧﺲ ﻟﺒﺲ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ اﻟﺼﻮف واﺣﺘﺬى اﻟﻤﺨﺼﻮف وأﻛﻞ ﺑﺸﻌﺎ وﻟﺒﺲ ﺧﺸﻨﺎ ﻓﻘﻴﻞ ﻟﻠﺤﺴﻦ ﻣﺎاﻟﺒﺸﻊ ﻗﺎل ﻏﻠﻴﻆ اﻟﺸﻌﻴﺮ ﻣﺎﻛﺎن ﻳﺴﻴﻐﻪ إﻟﺎ ﺑﺡﺮﻋﺔ ﻣﺎء
9615- Enes radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, sûf (yünlü elbise) giydi, yamalı ayakkabı giydi. Beşa' yedi. Kalın elbiseler giydi." Hasan'a: "Beşa' nedir?" diye soruldu. "O, boğazdan ancak suyla geçen katı arpa ekmeğidir." şeklinde cevap verdi. İbn Mâce
9615- Bu hadisi İbn Mâce (3348), Yahyâ b. Osmân el-Hımsî an Bakiyye an Yûsuf b. e. Kesîr an Nûh b. Zekvân ani'l-Hasan an Enes senedi ile tahrîc etti. İsnâdı Nûh sebebiyle zayıftır.

٩٦١٦ وﻋﻨﻪ رﻓﻌﻪ إن ﻣﻦ اﻟﺴﺮف أن ﺗﺎٔﻛﻞ ﻛﻞ ﻣﺎاﺷﺘﻬﻴﺖ ﻫﻤﺎ ﻟﻠﻘﺰوﻳﻨﻰ ﺑﻀﻌﻒ
9616- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Her arzuladığını yemen, israftandır."
İbn Mâce zayıf bir senedle.
9616- Bu hadisi de İbn Mâce (3352), yukardaki senedin aynısı ile tahrîc etmiştir. Kezâ bu rivayette zayıftır.

٩٦١٧ ﻋﻤﺮ وذﻛﺮ ﻣﺎأﺻﺎب اﻟﻨﺎس ﻣﻦ اﻟﺪﻧﻴﺎ ﻓﻘﺎل ﻟﻘﺪ رأﻳﺖ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻈﻞ اﻟﻴﻮم ﻳﻠﺘﻮى ﻣﺎﻳﺡﺪ ﻣﻦ اﻟﺪﻗﻞ ﻣﺎﻳﻤﻠﻰء ﺑﻪ ﺑﻄﻨﻪ ﻟﻤﺴﻠﻢ
9617- Ömer radiyallahu anh'dan:
"O, insanların dünyadan elde ettiklerini anlattı ve şöyle dedi: 'Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in günboyu açlıktan kıvranıp da karnını doyuracak adi hurma bulamadığını görmüşümdür.' Müslim
9617- Bu hadisi Müslim (zühd 36, s. 2285), Muh. b. Ca'fer an Şu'be an Simâk ani'n-Nu'mân an Ömer asl-ı senedi ile tahrîc etti.

٩٦١٨ ﻗﺘﺎدة ﻛﻨﺎ ﻧﺎٔﺗﻰ أﻧﺴﺎ وﺧﺒﺎزه ﻗﺎءم ﻓﻴﻘﺪم إﻟﻴﻨﺎ اﻟﻄﻌﺎم وﻳﻘﻮل ﻛﻠﻮا ﻓﻤﺎ أﻋﻠﻢ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ رآى رﻏﻴﻔﺎ ﻣﺮﻗﻘﺎ ﺣﺘﻰ ﻟﺤﻖ ﺑﺎﻟﻠّﻪ وﻟﺎ رآى ﺷﺎة ﺳﻤﻴﻄﺔ ﺑﻌﻴﻨﻴﻪ ﺣﺘﻰ ﻟﺤﻖ ﺑﺎﻟﻠّﻪ ﻟﻠﺒﺨﺎرى
9618- Katâde radiyallahu anh'dan:
"Enes'e ekmekçisi yanındayken giderdik. Bize yemek vererek şöyle derdi: 'Yiyiniz, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ölünceye dek, ince ve has undan ekmek gördüğünü bilmiyorum. Yine ölünceye dek pişirilmiş koyun gördüğünü de bilmiyorum.' Buhârî.
9618- Bu hadisi Buhârî (at'ime 8/1, VI, 199; 26/1, 206; rikâk 17/6, VII, 181), Hemmâm b. Yahyâ an Katâde an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦١٩ أﻧﺲ رﻓﻌﻪ ﻟﻘﺪ أﺧﻔﺖ ﻓﻰ اﻟﻠّﻪ ﻣﺎﻟﻢ ﻳﺨﻒ أﺣﺪ وأوذﻳﺖ ﻓﻰ اﻟﻠّﻪ ﻣﺎﻟﻢ ﻳﻮٔذ أﺣﺪ ﻗﺒﻠﻰ وﻟﻘﺪ أﺗﻰ ﻋﻠﻰ ﺛﻠﺎﺛﻮن ﻣﻦ ﺑﻴﻦ ﻳﻮم واﻟﻴﻠﺔ وﻣﺎﻟﻰ وﻟﺒﻠﺎل ﻃﻌﺎم إﻟﺎ ﺷﻰء ﻳﻮارﻳﻪ إﺑﻂ ﺑﻠﺎل ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9619- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah yolunda kimse benim kadar korkutulmamıştır. Allah yolunda benden önce kimse benim kadar eziyete uğramamıştır. Gecesi ve gündüzüyle tam bir ay, bende ve Bilâl'de, Bilâl'in koltuğunun altında bulunan yiyecekten başka bir şey olmazdı." Tirmizî.
Tirmizî bu hadisi: "Bunun manası şudur: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Mekke'den çıktığı zaman, yanında Bilâl vardı ve Bilâl'in koltuğunun altında taşıdığı çok az bir yiyecek vardı" şeklinde açıklamıştır.
9619- Bu hadisi Tirmizî (2472), ed-Dârimî an Revh b. Eslem an Hammâd b. Seleme an Sâbit an Enes senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

٩٦٢٠ ﻋﺎءﺷﺔ ﻗﺎﻟﺖ ﻟﻤﺎ ﻓﺘﺤﺖ ﺧﻴﺒﺮ ﻗﻠﻨﺎ اﻟﺎٓن ﻧﺸﺒﻊ ﻣﻦ اﻟﺘﻤﺮ
9620- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Hayber fethedildiği zaman 'Artık hurma ile doyarız' dedik." Buhârî
9620- Bu hadisi Buhârî (mağâzî 38/41, V, 83), Muh. b. Beşşâr an Haremî an Şu'be an Umâre an İkrime an Âişe senedi ile tahrîc etti.

٩٦٢١ اﺑﻦ ﻋﻤﺮ ﻣﺎ ﺷﺒﻌﺘﺎ ﻣﻦ ﺗﻤﺮ ﺣﺘﻰ ﻓﺘﺤﻨﺎ ﺧﻴﺒﺮ ﻫﻤﺎ ﻟﻠﺒﺨﺎرى
9621- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:
"Hayber'i fethedinceye dek hurmadan doyasıya yemedik." İkisi de Buhârî'ye ait.
9621- Bu hadisi Buharî (mağâzî 38/42, 83), el-Hasan an Kurre b. Habîb an Abdirrahman b. Abdillah b. Dînâr an ebîhî an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

٩٦٢٢ ﻋﺎءﺷﺔ ﻗﺎﻟﺖ ﺗﻮﻓﻰ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ وﻟﻴﺲ ﻋﻨﺪى ﺷﻰء ﻳﺎٔﻛﻠﻪ ذو ﻛﺒﺪ إﻟﺎ ﺷﻄﺮ ﺷﻌﻴﺮ ﻓﻰ رف ﻟﻰ ﻓﺎٔﻛﻠﺖ ﻣﻨﻪ ﺣﺘﻰ ﻃﺎل ﻋﻠﻰ وﻛﻠﺘﻪ ﻓﻔﻨﻰ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ
9622- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiği zaman, rafımda yarım ölçek arpadan başka canlı varlığın yiyebileceği hiçbir şey yoktu. (Daha sonra) uzun zaman ondan yedim (tartmadan çok bereketliydi). Tartınca bereketi gitti ve bitti. "
Buhârî ile Müslim.
9622- Bu hadisi Buharî (zühd 27, s. 2282-3), Ebû Usâme an Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٢٣ زاد اﻟﺘﺮﻣﺬى ﻓﻠﻮ ﻛﻨﺎ ﺗﺮﻛﻨﺎه ﻟﺎٔﻛﻠﻨﺎ ﻣﻨﻪ أﻛﺜﺮ ﻣﻦ ذﻟﻚ
9623- Tirmizî şunu ilave etti: "Eğer onu (tartmadan) kendi haline bıraksaydık, o süreden daha fazla yerdik."
9623- Bu hadisi Buharî (zühd 27, s. 2282-3), Ebû Usâme an Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٢٤ وﻋﻨﻬﺎ ﺗﻮﻓﻰ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ودرﻋﻪ ﻣﺮﻫﻮﻧﺔ ﻋﻨﺪ ﻳﻬﻮدى ﻓﻰ ﺛﻠﺎﺛﻴﻦ ﺻﺎﻋﺎ ﻣﻦ ﺷﻌﻴﺮ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﻨﺴﺎءى
9624- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiği zaman, zırhı bir yahudinin yanında, ödünç aldığı otuz sa' arpa karşılığında rehin idi." Buhârî ile Müslim ve Nesâî.
9624- Bu hadisi Buhârî (buyû' 14, III, 8; 33, III, 14; 88, III, 34; selm 5, III, 45; 6, III, 46; istikrâd 1, III, 82; rehn 2, III, 115; 5, III, 116; cihâd 89/2, III, 231; mağâzî 86, V, 145), Müslim (müsâkât 124-6, s. 1226), Nesâî (büyû' 58, VII, 288) ve İbn Mâce (2436), el-A'meş an İbrâhim ani'l-Esved an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٢٥ وﻋﻨﻬﺎ ﻣﺎرأﻳﺖ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﺴﺐ أﺣﺪا وﻟﺎ ﻳﻄﻮى ﻟﻪ ﺛﻮب ﻟﻠﻘﺰوﻳﻨﻰ
9625- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in kimseye hakaret ettiğini görmediğim gibi kendisi için (fazladan ikinci) bir elbisenin de katlanıp (muhafaza edildiğini) görmedim."
İbn Mâce.
9625- Bu hadisi İbn Mâce (3554), Abdülkuddûs b. Muh. an Bişr b. Ömer an İbn Lehîa an Ebî'l-Esved an Âsım b. Ömer b. Katâde an Alî b. el-Hüseyn an Âişe senedi ile tahrîc etti.
İbn Lehîa ihtilâflı, kimilerince de zayıf bir râvidir.

٩٦٢٦ ﻋﻠﻰ ﻟﻘﺪ ﺧﺮﺟﺖ ﻣﻦ ﺑﻴﺘﻰ ﻓﻰ ﻳﻮم ﺷﺎت ﻣﻦ ﺑﻨﺖ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ وﻗﺪ أﺧﺬت إﻫﺎﺑﺎ ﻣﻌﻄﻮﻧﺎ ﻓﺡﻮﺑﺖ وﺳﻄﻪ ﻓﺎٔدﺧﻠﺘﻪ ﻓﻰ ﻋﻨﻘﻰ وﺷﺪدت وﺳﻄﻰ ﻓﺤﺰﻣﺘﻪ ﺑﺨﻮص اﻟﻨﺨﻞ وإﻧﻰ ﻟﺸﺪﻳﺪ اﻟﺡﻮع وﻟﻮﻛﺎن ﻓﻰ ﺑﻴﺖ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻃﻌﺎم ﻟﻄﻌﻤﺖ ﻣﻨﻪ ﻓﺨﺮﺟﺖ أﻟﺘﻤﺲ ﺷﻴﺌﺎ ﻓﻤﺮرت ﺑﻴﻬﻮدى ﻓﻰ ﻣﺎل ﻟﻪ وﻫﻮ ﻳﺴﺘﻘﻰ ﺑﺒﻜﺮة ﻟﻪ ﻓﺎﻃﻠﻌﺖ ﻋﻠﻴﻪ ﻣﻦ ﺛﻠﻤﺔ اﻟﺤﺎءط ﻓﻘﺎل ﻣﺎﻟﻚ ﻳﺎأﻋﺮاﺑﻰ ﻫﻞ ﻟﻚ ﻓﻰ دﻟﻮ ﺑﺘﻤﺮة ﻓﻘﻠﺖ ﻧﻌﻢ ﻓﺎﻓﺘﺢ اﻟﺒﺎب ﺣﺘﻰ ادﺧﻞ ﻓﻔﺘﺢ ﻓﺪﺧﻠﺖ ﻓﺎٔﻋﻄﺎﻧﻰ دﻟﻮه ﻓﻜﻠﻤﺎ ﻧﺰﻋﺖ دﻟﻮا أﻋﻄﺎﻧﻰ ﺗﻤﺮة ﺣﺘﻰ إذا اﻣﺘﻠﺎٔت ﻛﻔﻰ أرﺳﻠﺖ دﻟﻮه وﻗﻠﺖ ﺣﺴﺒﻰ ﻓﺎٔﻛﻠﺘﻬﺎ ﺛﻢ ﺟﺮﻋﺖ ﻣﻦ اﻟﻤﺎء ﻓﺸﺮﺑﺖ ﺛﻢ ﺟﺌﺖ اﻟﻤﺴﺡﺪ ﻓﻮﺟﺪت اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻓﻴﻪ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9626- Ali radiyallahu anh'dan:
"Bir kış gecesi, evimden Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in kızının yanından, ortasından delip boynuma geçirdiğim ve (açılmaması için) hurma yaprağı ile belime bağladığım bir deri giysisiyle çıktım. Çok açtım; eğer Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in evinde yemek olsaydı yerdim. (Yiyecek) bir şey aramak için çıktım. Çıkrığı ile su çekmekte olan ve kendi bostanında çalışan bir yahudiye uğradım. Çitin aralığından baktım. Dedi ki:
'Ey Arabî ne istiyorsun? Bir hurmaya bir kova su çeker misin?'
'Evet. Aç kapıyı da gireyim!' dedim. Bunun üzerine kapıyı açtı, içeriye girdim, bana bir kova verdi; bir hurmaya su çekmeye başladım.
Her kovayı çektiğimde bir hurma verdi. Avucum hurma ile dolunca, kovayı salıverdim ve: 'Bu kadar yeter' dedim ve hurmaları yedim. Sonra sudan da içtim. Ardından mescide gittim, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i orada gördüm. " Tirmizî.
9626- Bu hadisi Tirmizî (2473), Hennâd an Yûnus b. Bukeyr an Muh. b. İshâk an Yezîd b. Ziyâd an Muh. b. Ka'b ammen semia Ali senedi ile tahrîc etti ve "hasen garîb" hükmü verdi.

٩٦٢٧ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة ﺧﺮج اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ذات ﻳﻮم أوﻟﻴﻠﺔ ﻓﺎٕذا ﻫﻮ ﺑﺎٔﺑﻰ ﺑﻜﺮ وﻋﻤﺮ ﻓﻘﺎل ﻣﺎأﺧﺮﺟﻜﻤﺎ ﻣﻦ ﺑﻴﻮﺗﻜﻤﺎ ﻫﺬه اﻟﺴﺎﻋﺔ ﻗﺎل اﻟﺡﻮع ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻗﺎل وأﻧﺎ واﻟﺬى ﻧﻔﺴﻰ ﺑﻴﺪه ﻟﺎٔﺧﺮﺟﻨﻰ اﻟﺬى أﺧﺮﺟﻜﻤﺎ ﻗﻮﻣﻮا ﻓﻘﺎﻣﻮا ﻣﻌﻪ ﻓﺎٔﺗﻰ رﺟﻠﺎ ﻣﻦ اﻟﺎٔﻧﺼﺎر ﻓﺎٕذا ﻫﻮ ﻟﻴﺲ ﻓﻰ ﺑﻴﺘﻪ ﻓﻠﻤﺎ رأﺗﻪ اﻟﻤﺮأة ﻗﺎﻟﺖ ﻣﺮﺣﺒﺎ وأﻫﻠﺎ ﻓﻘﺎل ﻟﻬﺎ أﻳﻦ ﻓﻠﺎن ﻗﺎﻟﺖ ذﻫﺐ ﻳﺴﺘﻌﺬب ﻟﻨﺎ اﻟﻤﺎء إذ ﺟﺎء اﻟﺎٔﻧﺼﺎرى ﻓﻨﻈﺮ إﻟﻰ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ وﺻﺎﺣﺒﻴﻪ ﺛﻢ ﻗﺎل اﻟﺤﻤﺪ ﻟﻠّﻪ ﻣﺎأﺣﺪ اﻟﻴﻮم أﻛﺮم أﺿﻴﺎﻓﺎ ﻣﻨﻰ ﻓﺎﻧﻄﻠﻖ ﻓﺡﺎءﻫﻢ ﺑﻌﺬق ﻓﻴﻪ ﺑﺴﺮ وﺗﻤﺮ رﻃﺐ ﻓﻘﺎل ﻛﻠﻮا وأﺧﺬ اﻟﻤﺪﻳﺔ ﻓﻘﺎل ﻟﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ إﻳﺎك واﻟﺤﻠﻮب ﻓﺬﺑﺢ ﻟﻬﻢ ﻓﺎٔﻛﻠﻮا ﻣﻦ اﻟﺸﺎة وﻣﻦ ذﻟﻚ اﻟﻌﺬق وﺷﺮﺑﻮا ﻓﻠﻤﺎ أن ﺷﺒﻌﻮا ورووا ﻗﺎل ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻟﺎٔﺑﻰ ﺑﻜﺮ وﻋﻤﺮ واﻟﺬى ﻧﻔﺴﻰ ﺑﻴﺪه ﻟﺘﺴﺎٔﻟﻦ ﻋﻦ ﻫﺬا اﻟﻨﻌﻴﻢ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ أﺧﺮﺟﻜﻢ اﻟﺡﻮع ﻣﻦ ﺑﻴﻮﺗﻜﻢ ﺛﻢ ﻟﻢ ﺗﺮﺟﻌﻮا ﺣﺘﻰ أﺻﺎﺑﻜﻢ ﻫﺬا اﻟﻨﻌﻴﻢ ﻟﻤﺎﻟﻚ واﻟﺘﺮﻣﺬى وﻣﺴﻠﻢ ﺑﻠﻔﻈﻪ
9627- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
"Bir gün ya da bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem evinden dışarı çıktı. Ebû Bekr ile Ömer'le karşılaştı ve onlara sordu: 'Sizi bu saatte dışarıya çıkartan nedir?'
'Ey Allah Resûlü, açlık' diye cevap verdiler. Şöyle buyurdu:
'Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizi dışarı çıkartan şey beni de çıkartmıştır, haydi kalkın!'
Hemen O'nunla beraber Ensâr'dan bir adamın evine geldiler, ama adam evde yoktu. Karısı onu görünce: 'Merhaba, hoş geldiniz!' dedi: Ona 'Filan (kocan) nerdedir?'diye sorduğunda; 'Bize su getirmeye gitti' dedi.
Çok geçmeden Ensârî de çıkageldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile iki arkadaşını gördü. Sonra şöyle dedi: 'el-Hamdu lillah. Bugün benim kadar kıymetli misafirlere nail olmuş kimse yoktur.' Hemen gidip bir hurma dalı getirdi. Dalda koruk, olgun ve taze hurma karışık bir haldeydi. 'Buyurun yiyin!'dedi. Bir yandan da bıçağı aldı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: 'Sakın sağmal koyun kesmeyesin!' diye tenbih etti. O gitti (normal) bir koyun kesti, pişirdi. Koyunu ve daldaki hurmaları iyice yediler ve sudan içtiler.
Doyduktan sonra Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Bekr ile Ömer'e hitâben şöyle buyurdu: 'Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, kıyamet günü siz bu nimetten sorulacaksınız. Açlık sizi evinizden çıkardı ve siz bu nimeti elde edene kadar evinize dönmediniz.' Mâlik, Tirmizî ve aynı lafızla Müslim.
9627- Bu hadisi Mâlik (sıfatu'n-Nebî 28, s. 932), Müslim (eşribe 140, s. 1609-10) ve Tirmizî (2369), muhtelif tariklerden olmak üzere Ebû Hureyre'den tahrîc ettiler.

٩٦٢٨ ﻋﺘﺒﺔ ﺑﻦ ﻏﺰوان ﻟﻘﺪ رأﻳﺘﻨﻰ ﺳﺎﺑﻊ ﺳﺒﻌﺔ ﻣﻊ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻣﺎﻃﻌﺎﻣﻨﺎ إﻟﺎ ورق اﻟﺤﺒﻠﺔ ﺣﺘﻰ ﻗﺮﺣﺖ أﺷﺪاﻗﻨﺎ ﻟﻤﺴﻠﻢ
9628- Utbe b. Gazvân radiyallahu anh'dan:
"(Bir savaşta) Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber yedi kişiden biriydim. Yemeğimiz hubl (ya da habel) ağacının yapraklarından ibaretti. Yiye yiye avurtlarımız yara olmuştu." Müslim
9628- Bu hadisi Müslim (zühd 15, s. 2279), Ebû Kureyb an Vekî' an Kurre b. Hâlid an Humeyd b. Hilâl an Hâlid b. Umeyr an Utbe senedi ile tahrîc etti.

٩٦٢٩ أﺑﻮ ﻃﻠﺤﺔ ﺷﻜﻮﻧﺎ إﻟﻰ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ اﻟﺡﻮع ورﻓﻌﻨﺎ ﺛﻴﺎﺑﻨﺎ ﻋﻦ ﺣﺡﺮ ﺣﺡﺮ إﻟﻰ ﺑﻄﻮﻧﻨﺎ ﻓﺮﻓﻊ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻋﻦ ﺣﺡﺮﻳﻦ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9629- Ebû Talha radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e açlıktan yakındık. Karınlarımıza bağladığımız taşları bir bir gösterdik.
Bir de baktık ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de açlıktan karnına iki taş bağlamış. " Tirmizî.
9629- Bu hadisi Tirmizî (2371), Abdullah b. e. Ziyâd an Seyyâr b. Hâtim an Sehl b. Eslem an Yezîd b. e. Mansûr an Enes an Ebî Talha senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında garîb hükmü verdi.

٩٦٣٠ ﺧﺒﺎب ﺑﻦ اﻟﺎٔرت ﻫﺎﺟﺮﻧﺎ ﻣﻊ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻧﻠﺘﻤﺲ وﺟﻪ اﻟﻠّﻪ ﻓﻮﻗﻊ أﺟﺮﻧﺎ ﻋﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻓﻤﻨﺎ ﻣﻦ ﻣﺎت ﻟﻢ ﻳﺎٔﻛﻞ ﻣﻦ أﺟﺮه ﺷﻴﺌﺎ ﻣﻨﻬﻢ ﻣﺼﻌﺐ اﺑﻦ ﻋﻤﻴﺮ ﻗﺘﻞ ﻳﻮم أﺣﺪ ﻓﻠﻢ ﻧﺡﺪ ﻣﺎﻧﻜﻔﻨﻪ ﺑﻪ إﻟﺎ ﺑﺮدة إذا ﻏﻄﻴﻨﺎ ﺑﻬﺎ رأﺳﻪ ﺧﺮﺟﺖ رﺟﻠﺎه وإذا ﻏﻄﻴﻨﺎ رﺟﻠﻴﻪ ﺧﺮج رأﺳﻪ ﻓﺎٔﻣﺮﻧﺎ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ أن ﻧﻐﻄﻰ رأﺳﻪ وأن ﻧﺡﻌﻞ ﻋﻠﻰ رﺟﻠﻴﻪ ﻣﻦ اﻟﺎٕٔذﺧﺮ وﻣﻨﺎ ﻣﻦ أﻳﻨﻌﺖ ﻟﻪ ﺛﻤﺮﺗﻪ ﻓﻬﻮ ﻳﻬﺪﺑﻬﺎ ﻟﻠﺴﺘﺔ إﻟﺎ ﻣﺎﻟﻜﺎ
9630- Habbâb b. el-Eret radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile sırf Allah için hicret ettik. Karşılığını Allah vermiştir. İçimizden karşılığını almadan ölenler oldu. Onlardan birisi de Mus'ab b. Umeyr'dir. Uhud muharebesinde öldürüldü.
Bir kaftandan başka onu sarıp defnedecek bir şey bulamadık. O kaftan ile başını örttüğümüzde ayakları; ayaklarını örttüğümüzde başı açıkta kalıyordu. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem bunun üzerine onunla başını örtmemizi ve (açıkta kalan) iki ayağına da izhir (otu) koymamızı emretti. Aramızda kendisine hicret semeresi ulaşan ve bu meyvelerden devşirenler de vardı. "
Mâlik hariç altı hadis imamı.
9630- Bu hadisi Buhârî (cenâiz 28, II, 78; menâkıbu'l-Ensâr 45, IV, 261; mağâzî 17, V, 30; 27, V, 39; rikâk 16/2, VII, 178), Müslim (cenâiz 44, s. 649), Ebû Dâvud (2876), Tirmizî (3853) ve Nesâî (cenâiz 40/4, IV, 38-9), el-A'meş an Ebî Vâil an Habbâb asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٣١ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة ﻟﻘﺪ رأﻳﺖ ﺳﺒﻌﻴﻦ ﻣﻦ أﻫﻞ اﻟﺼﻔﺔ ﻣﺎﻣﻨﻬﻢ رﺟﻞ ﻋﻠﻴﻪ رداء إﻣﺎ إزار وإﻣﺎ ﻛﺴﺎء ﻗﺪ رﺑﻄﻮا ﻓﻰ أﻋﻨﺎﻓﻬﻢ ﻣﻨﻬﺎ ﻣﺎﻳﺒﻠﻎ ﻧﺼﻒ اﻟﺴﺎﻗﻴﻦ وﻣﻨﻬﺎ ﻣﺎﻳﺒﻠﻎ اﻟﻜﻌﺒﻴﻦ ﻓﻴﺡﻤﻌﻪ ﺑﻴﺪه ﻛﺮاﻫﻴﺔ أن ﺗﺮى ﻋﻮرﺗﻪ ﻟﻠﺒﺨﺎرى
9631- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
"Suffe ehlinden yetmiş kişi gördüm. Hiçbirinin sırtında (belden üstünü örten) ridâsı yoktu. Giydikleri ya izar ya da kisâ idi. Boyunlarına bağlamışlardı. Kimilerinin giydikleri baldırlarının yarısına kimilerinin de aşık kemiklerine kadar ulaşıyordu. Kimisi de (namazda) avretinin görülmesinden korktuğu için onu eliyle toplayıp kapatıyordu. " Buhârî.
9631- Bu hadisi Buhârî (salât 58/3, I, 114), Yûsuf b. Îsâ an İbn Fudayl an ebîhî an Ebî Hâzım an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

٩٦٣٢ أﻧﺲ رأﻳﺖ ﻋﻤﺮ وﻫﻮ ﻳﻮﻣﺌﺬ أﻣﻴﺮ اﻟﻤﻮٔﻣﻨﻴﻦ وﻗﺪ رﻗﻊ ﺑﻴﻦ ﻛﺘﻔﻴﻪ ﺑﺮﻗﺎع ﺛﻠﺎث ﻟﺒﺪ ﺑﻌﻀﻬﺎ ﻋﻠﻰ ﺑﻌﺾ ﻟﻤﺎﻟﻚ
9632- Enes radiyallahu anh'dan:
"Müminlerin emîri iken Ömer'in (elbisesinin) sırtında üstüste vurulmuş üç yama gördüm." Mâlik.
9632- Bu hadisi Mâlik (libâs 19, s. 918), an İshâk b. Abdillah b. e. Talha an Enes senedi ile tahrîc etti.

٩٦٣٣ ﻋﺒﺪاﻟﺮﺣﻤﻦ ﺑﻦ ﻋﻮف ﻗﺎل اﺑﺘﻠﻴﻨﺎ ﻣﻊ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺑﺎﻟﻀﺮاء ﻓﺼﺒﺮﻧﺎ ﺛﻢ اﺑﺘﻠﻴﻨﺎ ﺑﺎﻟﺴﺮاء ﺑﻌﺪه ﻓﻠﻢ ﻧﺼﺒﺮ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9633- Abdurrahman b. Avf radiyallahu anh'dan:
"Peyamber sallallahu aleyhi ve sellem ile çok sıkıntılar çektik, sabrettik. (O'nun vefatından) sonra bolluk günlerine kavuştuk, bu defa sabretmedik." Tirmizî.
9633- Bu hadisi Tirmizî (2464), Kuteybe an Ebî Safvân an Yûnus ani'z-Zührî an Humeyd b. Abdirrahman an Abdirrahman b. Avf senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

٩٦٣٤ اﺑﻦ ﺳﻴﺮﻳﻦ ﻛﻨﺎ ﻋﻨﺪ أﺑﻰ ﻫﺮﻳﺮة وﻋﻠﻴﻪ ﺛﻮﺑﺎن ﻣﻤﺸﻘﺎن ﻣﻦ ﻛﺘﺎن ﻓﺘﻤﺨﻂ ﻓﻘﺎل ﺑﺦ ﺑﺦ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة ﻳﺘﻤﺨﻂ ﻓﻰ اﻟﻜﺘﺎن ﻟﻘﺪ رأﻳﺘﻨﻰ وإﻧﻰ ﻟﺎٔﺧﺮ ﻓﻴﻤﺎ ﺑﻴﻦ ﻣﻨﺒﺮ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ إﻟﻰ ﺣﺡﺮة ﻋﺎءﺷﺔ ﻣﻐﺸﻴﺎ ﻋﻠﻰ ﻓﻴﺡﻰء اﻟﺡﺎءى ﻓﻴﻀﻊ رﺟﻠﻪ ﻋﻠﻰ ﻋﻨﻘﻰ وﻳﺮى أﻧﻰ ﻣﺡﻨﻮن وﻣﺎ ﺑﻰ ﻣﻦ ﺟﻨﻮن ﻣﺎﺑﻰ إﻟﺎ اﻟﺡﻮع ﻟﻠﺒﺨﺎرى واﻟﺘﺮﻣﺬى
9634- İbn Sîrîn radiyallahu anh'dan:
"Ebû Hureyre ile birlikteydik, üstünde aşı boyalı ketenden yapılmış iki elbise vardı. Bunlardan birisine burnunu silerek şöyle dedi: 'Vay, vay! Ebû Hureyre (şimdi) keten elbisesi ile burnunu siliyor. Bir zamanlar o kadar fakir ve perişan idim ki, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in minberi ile Âişe'nin sahanlığı arasında açlıktan düşüp bayıldım. Birinin gelip delirdiğimi sanarak ayağı ile boynuma bastığını hatırlıyorum. Oysa deli değildim. Sadece aç ve bitkindim.'
Buhârî ile Tirmizî.
9634- Bu hadisi Buhârî (i'tisâm 17/3, VIII, 152) ve Tirmizî (2367), Hammâd b. Zeyd an Eyyûb an Muh. b. Sîrîn asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٣٥ ﻓﻀﺎﻟﺔ ﺑﻦ ﻋﺒﻴﺪ أن اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻛﺎن إذا ﺻﻠﻰ ﻳﺨﺮ رﺟﺎل ﻣﻦ ﻗﺎﻣﺘﻬﻢ ﻓﻰ اﻟﺼﻠﺎة ﻣﻦ اﻟﺨﺼﺎﺻﺔ وﻫﻢ أﺻﺤﺎب اﻟﺼﻔﺔ ﺣﺘﻰ ﻳﻘﻮل اﻟﺎٔﻋﺮاب ﻣﺡﻨﻴﻦ أو ﻣﺡﺎﻧﻮن ﻓﺎٕذا ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ اﻧﺼﺮف إﻟﻴﻬﻢ ﻓﻘﺎل ﻟﻮ ﺗﻌﻠﻤﻮن ﻣﺎﻟﻜﻢ ﻋﻨﺪ اﻟﻠّﻪ ﻟﺎٔﺣﺒﺒﺘﻢ أن ﺗﺰدادوا ﻓﺎﻗﺔ وﺣﺎﺟﺔ ﻟﻠﺘﺮﻣﺬى
9635- Fadâle b. Ubeyd radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namaz kıldırırken bazı kimseler arkasında açlıktan yere çökerlerdi. Onlar Suffe ashâbıydı. Hatta bedeviler onlar için deli derlerdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namazı bitirdiği zaman onlara döner ve şöyle buyururdu: 'Allah katındaki ecrin büyüklüğünü bilseydiniz, zaruret ve ihtiyaç halinizin daha da artmasını isterdiniz.' Tirmizî.
9635- Bu hadisi Tirmizî (2368), el-Abbâs ed-Dûrî an Abdillah b. Zeyd an Hayve b. Şurayh an Ebî Hanî' an Amr b. Mâlik el-Cenbî an Fadâle senedi ile tahrîc etti.

٩٦٣٦ ﻋﻤﺮ رﻓﻌﻪ ﻟﺎ ﺗﻔﺘﺢ اﻟﺪﻧﻴﺎ ﻋﻠﻰ أﺣﺪ إﻟﺎ أﻟﻘﻰ اﻟﻠّﻪ ﺑﻴﻨﻬﻢ اﻟﻌﺪاوة واﻟﺒﻐﻀﺎء إﻟﻰ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻟﺎٔﺣﻤﺪ واﻟﺒﺰار ﻣﻄﻮﻟﺎ
9636- Ömer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Dünya kimlere açılmış ise, mutlaka Allah onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin koymuştur"
Ahmed ve daha uzun metinle Bezzâr.
9636- Bu hadisi Ahmed (I, 16), Hasan an İbn Lehîa an Ebî'l-Esved an Muh. b. Abdirrahman b. Lebîbe an Ebî Sinân ed-Dûelî an Ömer senedi ile tahrîc etti.
Heysemî'ye göre isnâdı hasendir (Mecma' X, 236).

٩٦٣٧ أﺑﻮ ذر رﻓﻌﻪ ﻳﺎأﺑﺎذر ﺗﻘﻮل ﻛﺜﺮة اﻟﻤﺎل اﻟﻐﻨﻰ ﻗﻠﺖ ﻧﻌﻢ ﻗﺎل ﺗﻘﻮل ﻗﻠﺔ اﻟﻤﺎل اﻟﻔﻘﺮ ﻗﻠﺖ ﻧﻌﻢ ﻗﺎل ذﻟﻚ ﺛﻠﺎﺛﺎ ﺛﻢ ﻗﺎل اﻟﻐﻨﻰ ﻓﻰ اﻟﻘﻠﺐ واﻟﻔﻘﺮ ﻓﻰ اﻟﻘﻠﺐ ﻣﻦ ﻛﺎن اﻟﻐﻨﻰ ﻓﻰ ﻗﻠﺒﻪ ﻓﻠﺎ ﻳﻐﻨﻴﻪ ﻣﺎٔﻛﺜﺮ ﻓﻰ اﻟﺪﻧﻴﺎ وإﻧﻤﺎ ﺗﺼﻴﺮ ﻧﻔﺴﻪ ﻛﺮﻳﻤﺎ ﻟﻠﻜﺒﻴﺮ ﺑﺨﻔﻰ
9637- Ebû Zer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ey Ebû Zer! Malın çokluğuna zenginlik mi diyorsun?"
"Evet."
"Malın azlığına da fakirlik mi diyorsun?"
"Evet."
-Bunu üç kere söyledi- Sonra şöyle buyurdu:
"Zenginlik kalpte olur, fakirlik de kalpte olur. Kalbinde zengin olan kimseyi dünyadaki mal zengin etmez, ancak cömert yapar." Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de hafî bir senedle.
9637- Heysemî, isnâdında tanımadığı bir râvinin olduğunu söylemiştir (Mecma' X, 237).

٩٦٣٨ أم ﺳﻠﻤﺔ دﺧﻞ ﻋﻠﻰ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ وﻫﻮ ﺳﺎﻫﻢ اﻟﻮﺟﻪ ﻓﺤﺴﺒﺖ ذﻟﻚ ﻣﻦ وﺟﻊ ﻓﻘﻠﺖ ﻳﺎ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﻣﺎﻟﻚ ﺳﺎﻫﻢ اﻟﻮﺟﻪ ﻓﻘﺎل ﻣﻦ أﺟﻞ اﻟﺪﻧﺎﻧﻴﺮ اﻟﺴﺒﻌﺔ اﻟﺘﻰ أﻣﺴﻰ أﻣﺴﻴﻨﺎ وﻟﻢ ﻧﻨﻔﻘﻬﺎ ﻟﺎٔﺣﻤﺪ واﻟﻤﻮﺻﻠﻰ
9638- Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yanıma yüzü solgun olarak girdi; hastalıktan olduğunu sandım. Sordum:
'Ey Allah Resûlü! Neden yüzün solgun?'
'Dün gelen yedi dinar yüzünden böyle sarardım. Çünkü akşam oldu, hâlâ onu infak edemedim.' Ahmed ve Ebû Ya'lâ.
9638- Bu hadisi Ahmed (IV, 293), Ebû'l-Velîd an Ebî Avâne an Abdilmelik b. Umeyr an Rib'î b. Hırâş an Ümmi Seleme senedi ile tahrîc etti.
Heysemî'ye göre râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma' X, 238).

٩٦٣٩ ﻋﻠﻰ ﺗﻮﻓﻰ رﺟﻞ ﻣﻦ أﻫﻞ اﻟﺼﻔﺔ وﺗﺮك دﻳﻨﺎرﻳﻦ أو درﻫﻤﻴﻦ ﻓﻘﺎل اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻛﻴﺘﺎن ﺻﻠﻮا ﻋﻠﻰ ﺻﺎﺣﺒﻜﻢ ﻟﺎٔﺣﻤﺪ وﻟﺎﺑﻨﻪ واﻟﺒﺰار دﻳﻨﺎرا أو درﻫﻤﺎ
9639- Ali radiyallahu anh'dan:
"Suffe ehlinden bir adam geride iki dinar ya da iki dirhem borç bırakarak vefat etti.
Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Bunlar önemsiz borçtur. Haydi arkadaşınızın namazını kılın!'"
Ahmed, oğlu Abdullah ile Bezzâr ise "Bir dinar veya bir dirhem" olarak rivayet ettiler.
9639- Bu hadisi Ahmed (I, 101, 137, 138), Ca'fer b. Sül. an Uteybe ed-Darîr an Yezîd b. Asram an Alî asl-ı senedi ile tahrîc etti.
Uteybe, Heysemî'ye göre hâli mechûldür. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma' X, 240).

٩٦٤٠ اﺑﻦ ﻣﺴﻌﻮد دﺧﻞ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻋﻠﻰ ﺑﻠﺎل وﻋﻨﺪه ﺻﺒﺮ ﻣﻦ ﺗﻤﺮ ﻓﻘﺎل ﻣﺎﻫﺬا ﻳﺎﺑﻠﺎل ﻓﻘﺎل أﻋﺪ ذﻟﻚ ﻟﺎٔﺿﻴﺎﻓﻚ ﻓﻘﺎل أﻣﺎ ﺗﺨﺸﻰ أن ﻳﻜﻮن ﻟﻪ دﺧﺎن ﻓﻰ ﺟﻬﻨﻢ أﻧﻔﻖ ﺑﻠﺎل وﻟﺎ ﺗﺨﺶ ﻣﻦ ذى اﻟﻌﺮش إﻗﻠﺎﻟﺎ ﻟﻠﻜﺒﻴﺮ واﻟﺒﺰار
9640- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Bilâl'in yanına girdi. Orada bir torba hurma gördü ve 'Bu nedir ey Bilal?' diye sordu.
'Bunları senin misafirlerine hazırlıyorum' dedi.
'Cehennemde bunun duman olacağından korkmuyor musun? Bunu infak et, ey Bilal! Arş'ın sahibinden yana kıtlıktan korkma!'
Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr'de ve Bezzâr.
9640- M. el-Kebîr'deki isnâdında yer alan Kays b. er-Rebî' ihtilâflıdır. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma' III, 126).

٩٦٤١ ﻧﺎﻓﻊ ﺳﻤﻊ اﺑﻦ ﻋﻤﺮ رﺟﻠﺎ ﻳﻘﻮل اﻟﺸﺤﻴﺢ أﻋﺬر ﻣﻦ اﻟﻈﺎﻟﻢ ﻓﻘﺎل اﺑﻦ ﻋﻤﺮ ﻛﺬﺑﺖ ﺳﻤﻌﺖ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻘﻮل اﻟﺸﺤﻴﺢ ﻟﺎٔﻳﺪﺧﻞ اﻟﺡﻨﺔ ﻟﻠﺎٔوﺳﻂ ﺑﻀﻌﻒ
9641- Nâfi' radiyallahu anh'dan:
"İbn Ömer bir adamın şöyle dediğini duydu:
'Cimri, zalimden daha çok özürlüdür.' İbn Ömer: 'Yalan söyledin. Ben Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: 'Cimri asla cennete giremez.'
Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat'ta zayıf bir senedle.
9641- Râvilerinden İsmaîl b. Amr el-Becelî, İbn Hibbân'a göre güvenilir, çoğunluğa göre ise zayıftır. Diğer râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma' X, 248).

٩٦٤٢ اﻟﺒﺮاء رﻓﻌﻪ ﻣﻦ ﻗﻀﻰ ﻧﻬﻤﺘﻪ ﻓﻰ اﻟﺪﻧﻴﺎ ﺣﻴﻞ ﺑﻴﻨﻪ وﺑﻴﻦ ﺷﻬﻮﺗﻪ ﻓﻰ اﻟﺎٓﺧﺮة وﻣﻦ ﻣﺪ ﻋﻴﻨﻴﻪ إﻟﻰ زﻳﻨﺔ اﻟﻤﺘﺮﻓﻴﻦ ﻛﺎن ﻣﻬﻴﻨﺎ ﻓﻰ ﻣﻠﻜﻮت اﻟﺴﻤﻮات وﻣﻦ ﺻﺒﺮ ﻋﻠﻰ اﻟﻘﻮت اﻟﺸﺪﻳﺪ ﺻﺒﺮا ﺟﻤﻴﻠﺎ أﺳﻜﻨﻪ اﻟﻠّﻪ ﻣﻦ اﻟﻔﺮدوس ﺣﻴﺚ ﺷﺎء ﻟﻠﺎٔوﺳﻂ واﻟﺼﻐﻴﺮ ﺑﻠﻴﻦ
9642- el-Berâ radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kim dünyada huzurlu bir hayat sürerse âhirette arzu ve isteklerine perde çekilir. Kim gözünü zenginlerin ziynetine dikerse, göklerin melekûtûnda aşağılanır. Kim de kendisine verilen az azığa karşı güzel bir sabır ve metânet gösterirse, Allah onu Firdevs cennetinde istediği yere yerleştirir." Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr vel-Evsat'ta leyyin bir senedle.

٩٦٤٣ اﺑﻦ ﻋﻤﺮ رﻓﻌﻪ ﻣﺎذءﺑﺎن ﺿﺎوﻳﺎن ﻓﻰ ﺧﻀﻴﺮة ﻳﺎٔﻛﻠﺎن وﻳﻔﺴﺪان ﺑﺎٔﺿﺮ ﻓﻴﻬﺎ ﻣﻦ ﺣﺐ اﻟﺸﺮف وﺣﺐ اﻟﻤﺎل ﻓﻰ دﻳﻦ اﻟﻤﺮء اﻟﻤﺴﻠﻢ ﻟﻠﺒﺰار
9643- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İki kurdun bir bahçeye gelip yemesi ve orayı ifsad etmesi, mal ve mevki sevgisinin müslüman kişinin dinine verdiği zarardan daha zararlı değildir." Bezzâr.
9643- Râvileri, içlerinden Kutbe b. el-Alâ ile birlikte güvenilir râvilerdir (Mecma' X, 252).

٩٦٤٤ اﺑﻦ ﻋﺒﺎس رﻓﻌﻪ ﻣﺎﻋﺎل ﻣﻘﺘﺼﺪ ﻗﻂ ﻟﻠﻜﺒﻴﺮ واﻟﺎٔوﺳﻂ ﺑﻠﻴﻦ
9644- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İktisatlı kişi asla fakir olamaz." Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr vel-Evsat'ta leyyin bir senedle.
9644- Râvileri güvenilir kimselerdir. Ancak içlerinden birisinde zaaf vardır (Mecma' X, 252).

٩٦٤٥ أﺑﻮ ﻋﺒﻴﺪة ﻗﻴﻞ ﻟﻪ ﻣﺎﻳﺒﻜﻴﻚ ﻓﻘﺎل ﻧﺒﻜﻰ إن اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ذﻛﺮ ﻳﻮﻣﺎ ﻳﻔﺘﺢ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻰ اﻟﻤﺴﻠﻤﻴﻦ ﺣﺘﻰ ذﻛﺮ اﻟﺸﺎم ﻓﻘﺎل إن ﻳﻨﺴﺎٔ ﻓﻰ أﺟﻠﻚ ﻳﺎأﺑﺎ ﻋﺒﻴﺪة ﻓﺤﺴﺒﻚ ﻣﻦ اﻟﺨﺪم ﺛﻠﺎﺛﺔ ﺧﺎدم ﻳﺨﺪﻣﻚ وﺧﺎدم ﻳﺴﺎﻓﺮ ﻣﻌﻚ وﺧﺎدم ﻳﺨﺪﻣﻚ أﻫﻠﻚ وﻳﺮد ﻋﻠﻴﻬﻢ وﺣﺴﺒﻚ ﻣﻦ اﻟﺪواب ﺛﻠﺎﺛﺔ داﺑﺔ ﻟﺮﺣﻠﻚ وداﺑﺔ ﻟﺜﻘﻠﻚ وداﺑﺔ ﻟﻐﻠﺎﻣﻚ ﺛﻢ ﻫﺬا أﻧﺎ أﻧﻈﺮ إﻟﻰ ﺑﻴﺘﻰ ﻗﺪ اﻣﺘﻠﺎٔ رﻗﻴﻘﺎ وأﻧﻈﺮ إﻟﻰ ﻣﺮﺑﻄﻰ ﻗﺪ اﻣﺘﻠﺎٔ دواﺑﺎ وﺧﻴﻠﺎ ﻓﻜﻴﻒ أﻟﻘﻰ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺑﻌﺪ ﻫﺬا وﻗﺪ أوﺻﺎﻧﺎ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ إن أﺣﺒﻜﻢ إﻟﻰ وأﻗﺮﺑﻜﻢ ﻣﻨﻰ ﻣﻦ ﻟﻘﻴﻨﻰ ﻋﻠﻰ ﻣﺜﻞ اﻟﺤﺎل اﻟﺬى ﻓﺎرﻗﻨﻰ ﻋﻠﻴﻬﺎ ﻟﺎٔﺣﻤﺪ واﻟﺒﺰار ﺑﺮا وﻟﻢ ﻳﺴﻢ
9645- Ebû Ubeyde radiyallahu anh'dan:
Ona: "Neden ağlıyorsun?" diye soruldu.
"Ağlıyorum, çünkü bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bize çok fetihler müyesser olacağından, hatta Şam'ın da fethedileceğinden bahsetti ve buyurdu ki:
'Ey Ubeyde! Eğer o zamana kadar yaşarsan sana üç hizmetçi yeter: Birisi sana hizmet eder. Birisi seninle yolculuk eder. Diğeri de evdeki ailene ve çoluk çocuğuna hizmet eder.
Üç tane de hayvan yeter: Birisi kendin binmen için. İkincisi yüklerini taşıması için, üçüncüsü de kölen için.' Şimdi evime bakıyorum da kölelerle dolu. Ahırıma bakıyorum; at ve hayvanlarla dolu. Bütün bunlardan sonra Allah Resûlü'nün sallallahu aleyhi ve sellem yanına ne yüzle gideyim? Oysa Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bize şunu tavsiye etmiştir: 'İçinizden en sevdiğim ve bana en yakın olacak kimseler, bana kendilerini bıraktığım şekilde kavuşanlardır.' Ahmed ve Bezzâr ismi belirtilmemiş bir râvi kanalıyla.
9645- Bu hadisi Ahmed (I, 195-6), Ebû'l-Muğîre an Safvân b. Amr an Ebî Hasbe Müslim b. Ekyes mevlâ Abdillah b. Âmir an Ebî Ubeyde senedi ile tahrîc etti.
Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma' X, 252).

٩٦٤٦ أﻧﺲ دﺧﻠﺖ ﻋﻠﻰ ﺳﻠﻤﺎن ﻓﺮأﻳﺖ ﺑﻴﺘﻪ رﺛﺎ ﻓﻘﻠﺖ ﻟﻪ ﻓﻰ ذﻟﻚ ﻓﻘﺎل إن اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻋﻬﺪ إﻟﻰ أن ﻳﻜﻮن زادك ﻓﻰ اﻟﺪﻧﻴﺎ ﻛﺰاد اﻟﺮاﻛﺐ ﻟﻠﻜﺒﻴﺮ
9646- Enes radiyallahu anh'dan:
"Selman'ın yanına girdim, evini çok yoksul gördüm. 'Bu ne hal?' diye sorunca şöyle dedi: 'Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bana: 'Dünyadaki azığın, yola çıkan süvarinin azığı gibi olsun!' buyurdu."
Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebir'de.
9646- Güvenilir bir râvi olan el-Hasan b. Yahyâ b. el-Ca'd dışındaki râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma' X, 254).

٩٦٤٧ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة ﻗﺎل أﺗﻰ رﺟﻞ أﻫﻠﻪ ﻓﺮآى ﻣﺎﺑﻬﻢ ﻣﻦ اﻟﺤﺎﺟﺔ ﻓﺨﺮج إﻟﻰ اﻟﺒﺮﻳﺔ ﻓﻘﺎﻟﺖ اﻣﺮأﺗﻪ اﻟﻠّﻬﻢ ارزﻗﻨﺎ ﻣﺎﻧﻄﺤﻦ وﻣﺎﻧﻌﺡﻦ وﻧﺨﺒﺰ ﻓﺎٕذا اﻟﺡﻔﻨﺔ ﻣﻠﺎٔى ﺧﺒﺰا واﻟﺮﺣﻰ ﺗﻄﺤﻦ واﻟﺘﻨﻮر ﻣﻠﺎٓن ﺟﻨﻮب ﺷﻮاء ﻓﺡﺎء زوﺟﻬﺎ ﻓﻘﺎل ﻋﻨﺪﻛﻢ ﺷﻰء ﻗﺎﻟﺖ رزق اﻟﻠّﻪ ﻓﺮﻓﻊ اﻟﺮﺣﻰ ﻓﻜﻨﺲ ﺣﻮﻟﻬﺎ ﻓﻘﺎل رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻟﻮ ﺗﺮﻛﻬﺎ ﻟﻄﺤﻨﺖ إﻟﻰ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻟﺎٔﺣﻤﺪ واﻟﺒﺰار
9647- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
"Bir adam evine, ailesinin yanına girdi. Onları ihtiyaç içinde görünce, bir şeyler bulmak için çıktı. Hanımı arkasından şöyle dua etti: 'Allahım! Öğütüp hamur yapacak, ondan da ekmek pişirecek bir şeyi bize rızık olarak ver!' Bir de ne görsün, ekmek dolu büyük bir çanak. Un öğüten bir eldeğirmeni, kızarmış (etlerle) dolu fırın. Kocası az sonra gelip sordu: 'Yiyecek bir şey var mı?'
'Allah bize bol rızık verdi.' Adam değirmeni kaldırdı ve etrafındaki unları silip süpürdü. (Daha sonra) Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: 'Eğer o, değirmeni silmeseydi kıyamete kadar onlara un öğütecekti.' Ahmed ve Bezzâr.
9647- Bu hadisi Ahmed (II, 513), İbn Âmir an Ebî Bekr an Hişâm an Muh. b. Sîrîn an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.
Heysemî, Bezzâr ile Taberânî'nin güvenilir şeyhleri dışındaki râvilerin Sahîh ricâlinden olduğunu söylemiştir (Mecma' X, 257).

٩٦٤٨ ﻋﻘﺒﺔ ﺑﻦ ﻋﺎﻣﺮ رﻓﻌﻪ إذا أﺣﺐ اﻟﻠّﻪ ﻋﺒﺪا ﺣﻤﺎه اﻟﺪﻧﻴﺎ ﻛﻤﺎ ﻳﺤﻤﻰ أﺣﺪﻛﻢ ﻣﺮﻳﻀﻪ اﻟﻤﺎء ﻟﻴﺸﻔﻰ ﻟﻠﻤﻮﺻﻠﻰ
9648- Ukbe b. Âmir radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah bir kulunu severse, onu dünyadan, sizden birinin hastasını bir an önce iyileşsin diye sudan koruduğu gibi korur."
Ebû Ya'lâ.
9648- Heysemî'ye göre isnâdı hasendir (Mecma' X, 285).

٩٦٤٩ ﻋﺎءﺷﺔ أن اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﻳﻌﺡﺒﻪ ﻣﻦ اﻟﺪﻧﻴﺎ ﺛﻠﺎث اﻟﻄﻌﺎم واﻟﻨﺴﺎء واﻟﻄﻴﺐ ﻓﺎٔﺻﺎب اﻟﻨﺴﺎء واﻟﻄﻴﺐ وﻟﻢ ﻳﺼﺐ اﻟﻄﻌﺎم ﻟﺎٔﺣﻤﺪ ﺑﺮا وﻟﻢ ﻳﺴﻢ
9649- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dünyadan şu üç şeyi sevdi: Yemek, kadın ve güzel koku. Kadını buldu, güzel kokuyu da buldu. Fakat yemek bulamadı."
Ahmed ismi belirtilmemiş bir râvi kanalıyla.
9649- Bu hadisi Ahmed (VI, 72), Muh. b. Abdillah an İsrâîl an Ebî İshâk an raculin an Âişe senedi ile tahrîc etti.
Kimliği belirsiz râvi dışındakiler Sahîh ricâlindendir (Mecma' X, 315).

٩٦٥٠ وﻋﻨﻬﺎ أﺗﻰ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺑﻘﺪح ﻓﻴﻪ ﻟﺒﻦ وﻋﺴﻞ ﻓﻘﺎل ﺷﺮﺑﺘﻴﻦ ﻓﻰ ﺷﺮﺑﺔ وأدﻣﻴﻦ ﻓﻰ ﻗﺪح ﻟﺎ ﺣﺎﺟﺔ ﻟﻰ ﺑﻪ أﻣﺎ إﻧﻰ ﻟﺎ أزﻋﻢ أﻧﻪ ﺣﺮام أﻛﺮه أن ﻳﺴﺎٔﻟﻨﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻦ ﻓﻀﻮل اﻟﺪﻧﻴﺎ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ﻟﻠﺎٔوﺳﻂ ﺑﻠﻴﻦ
9650- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e içinde süt ve bal bulunan bir kap getirildi. Şöyle buyurdu: 'Bir içecek içinde iki içecek -ya da- bir kadehte iki katık. Buna ihtiyacım yoktur. Haram olduğunu iddia etmiyorum, sadece kıyamet günü Allah'ın dünya nimetlerinin fazlasından bana hesap sormasını istemiyorum.'
Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat'ta leyyin bir senedle.
9650- Râvilerinden Nuaym b. Müverri' el-Anberî, İbn Hibbân'a göre güvenilir, birçoklarınca ise zayıf bir râvidir. Diğerleri ise güvenilir râvilerdir (Mecma' X, 325).

٩٦٥١ اﺑﻦ ﻣﺴﻌﻮد ﻗﺎل ﺧﻂ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺧﻄﺎ ﻣﺮﺑﻌﺎ وﺧﻂ ﺧﻄﺎ ﻓﻰ اﻟﻮﺳﻂ وﺧﻂ ﺧﻄﺎ ﺧﺎرﺟﺎ ﻣﻨﻪ وﺧﻂ ﺧﻄﻮﻃﺎ ﺻﻐﺎرا إﻟﻰ ﻫﺬا اﻟﺬى ﻓﻰ اﻟﻮﺳﻂ ﻣﻦ ﺟﺎﻧﺒﻪ اﻟﺬى ﻓﻰ اﻟﻮﺳﻂ ﻓﻘﺎل ﻫﺬا اﻟﺎٕﻧﺴﺎن وﻫﺬا أﺟﻠﻪ ﻣﺤﻴﻂ ﺑﻪ وﻫﺬا اﻟﺬى ﻫﻮ ﺧﺎرج أﻣﻠﻪ وﻫﺬه اﻟﺨﻄﻮط اﻟﺼﻐﺎر اﻟﺎٔﻏﺮاض ﻓﺎٕن أﺧﻄﺎٔ ﻫﺬا ﻧﻬﺸﻪ ﻫﺬا وإن أﺧﻄﺎٔ ﻫﺬا ﻧﻬﺸﻪ ﻫﺬا
9651- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, (yere) bir kare şekil çizdi. Ortasına da bir çizgi çizdi, karenin dışına da bir çizgi çizdi. Sonra ortadakine doğru, küçük küçük çizgiler çizdi ve şöyle buyurdu: 'Bu ortadaki insandır, onu çevreleyen ecelidir. Dışta kalan çizgi onun emelidir. Bu küçük çizgiler ise (onun başına gelecek) musibetlerdir. Bu musibet oku yolunu şaşırarak insana değmese bile, ona diğer biri değer. Bu da değmezse ecel oku değer.' Buhârî ve Tirmizî
9651- Bu hadisi Buhârî (rikâk 4/1, VII, 171) ve Tirmizî (2454), er-Rebî' b. Huseym an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٥٢ أﻧﺲ ﺧﻂ رﺳﻮل اﻟﻠّﻪ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺧﻄﺎ وﻗﺎل ﻫﺬا اﻟﺎٕﻧﺴﺎن وﺧﻂ إﻟﻰ ﺟﻨﺒﻪ ﺧﻄﺎ وﻗﺎل ﻫﺬا أﺟﻠﻪ وﺧﻂ آﺧﺮ ﺑﻌﻴﺪا ﻣﻨﻪ وﻗﺎل ﻫﺬا اﻟﺎٔﻣﻞ ﻓﺒﻴﻨﻤﺎ ﻫﻮ ﻛﺬﻟﻚ إذ ﺟﺎءه اﻟﺎٔﻗﺮب
9652- Enes radiyallahu anh'dan:
"Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem bir çizgi çizdi ve şöyle buyurdu: 'İşte bu insandır.' Yanına bir çizgi daha çizip: 'Bu da onun ecelidir' buyurdu. Ondan biraz ötede bir çizgi çizdi ve: 'Bu onun emelidir' buyurdu. O insan böyle emeli içinde durup kıvranırken (yani emeline kavuşmadan) bir de bakar ki, ona daha yakın olan (eceli) gelmiş. "
Buhârî ve Tirmizî
9652- Bu hadisi Buhârî (rikâk 4/2, VII, 171) ve Tirmizî (2334), İshâk b. Abdillah b. e. Talha ve Ubeydullah b. e. Bekr an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٥٣ اﺑﻦ ﻋﻤﺮ أﺧﺬ اﻟﻨﺒﻰ ﺻﻠﻰ اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺑﻤﻨﻜﺒﻰ وﻗﺎل ﻛﻦ ﻓﻰ اﻟﺪﻧﻴﺎ ﻛﺎٔﻧﻚ ﻏﺮﻳﺐ أو ﻋﺎﺑﺮ ﺳﺒﻴﻞ وﻛﺎن اﺑﻦ ﻋﻤﺮ ﻳﻘﻮل إذا أﻣﺴﻴﺖ ﻓﻠﺎ ﺗﻨﺘﻈﺮ اﻟﺼﺒﺎح وإذا أﺻﺒﺤﺖ ﻓﻠﺎ ﺗﻨﺘﻈﺮ اﻟﻤﺴﺎء وﺧﺬ ﻣﻦ ﺻﺤﺘﻚ ﻟﻤﺮﺿﻚ وﻣﻦ ﺣﻴﺎﻧﻚ ﻟﻤﻮﺗﻚ ﻫﻰ ﻟﻠﺒﺨﺎرى وﻟﻠﺘﺮﻣﺬى وزاد ﺑﻌﺪ أو ﻋﺎﺑﺮ ﺳﺒﻴﻞ وﻋﺪ ﻧﻔﺴﻚ ﻣﻦ أﻫﻞ اﻟﻘﺒﻮر
9653- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, omuzumdan tutup şöyle buyurdu: 'Dünyada sanki bir yabancı ya da bir yolcu imişsin gibi ol!' (Ondan sonra) İbn Ömer şöyle derdi:
'Akşam olunca, sabahı bekleme! Sabah olunca da akşamı bekleme! Sağlıklı olduğun zaman hastalık için hazırlık yap! Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap!"' Buhârî ve Tirmizî.

Tirmizî, "Ya da bir yolcu" ifadesinden sonra şunu ekledi:
"Kendini kabir ehlinden say!"
9653- Bu hadisi Buhârî (rikâk 3, VII, 170) ve Tirmizî (2333), Mücâhid an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٥٤ أﺑﻮ ﻫﺮﻳﺮة رﻓﻌﻪ أﻋﺬر اﻟﻠّﻪ إﻟﻰ اﻣﺮىء أﺧﺮ أﺟﻠﻪ ﺣﺘﻰ ﺑﻠﻎ ﺳﺘﻴﻦ ﺳﻨﺔ ﻟﻠﺒﺨﺎرى
9654- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah, altmış yıl ömür verdiği kişiden her çeşit özür ve bahaneyi kaldırmıştır."
Buhârî.
9654- Bu hadisi Buhârî (rikâk 5/1, VII, 171), Abdüsselâm b. Mutahhar an Ömer b. Alî an Maan b. Muh. el-Gifârî an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

٩٦٥٥ وﻋﻨﻪ رﻓﻌﻪ ﻗﻠﺐ اﻟﺸﻴﺦ ﺷﺎب ﻋﻠﻰ ﺣﺐ اﺛﻨﺘﻴﻦ ﺣﺐ اﻟﻌﻴﺶ أو ﻗﺎل ﻃﻮل اﻟﺤﻴﺎة وﺣﺐ اﻟﻤﺎل
9655- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Yaşlı adam; yaşama (ya da uzun yaşama) arzusu ve mal sevgisi hususlarında gençtir."
Tirmizî
9655- Bu hadisi Buhârî (rikâk 5/2, VII, 1717), Müslim (zekât 113-4, s. 724) ve Tirmizî (2338), ayrı ayrı el-A'rec, Saîd b. el-Müseyyeb ve Ebû Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٥٦ أﻧﺲ رﻓﻌﻪ ﻳﻬﺮم اﺑﻦ آدم وﻳﺸﺐ ﻣﻌﻪ اﺛﻨﺘﺎن اﻟﺤﺮص ﻋﻠﻰ اﻟﻤﺎل واﻟﺤﺮص ﻋﻠﻰ اﻟﻌﻤﺮ
9656- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Âdemoğlu yaşlanır ama ondaki mal hırsı ve yaşama arzusu genç kalır."
Buhârî, Müslim ve Tirmizî
9656- Bu hadisi Buhârî (rikâk 5/3, VII, 172), Müslim (zekât 115, s. 724-5) ve Tirmizî (2339), Katâde an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

٩٦٥٧ وﻋﻨﻪ رﻓﻌﻪ ﻟﻮ ﻛﺎن ﻟﺎﺑﻦ آدم وادﻳﺎن ﻣﻦ ﻣﺎل ﻟﺎﺑﺘﻐﻰ ﻟﻬﻤﺎ ﺛﺎﻟﺜﺎ وﻟﺎ ﻳﻤﻠﺎٔ ﺟﻮف اﺑﻦ آدم إﻟﺎ اﻟﺘﺮاب وﻳﺘﻮب اﻟﻠّﻪ ﻋﻠﻰ ﻣﻦ ﺗﺎب ﻫﻰ ﻟﻠﺸﻴﺨﻴﻦ واﻟﺘﺮﻣﺬى
9657- Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İnsanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa, üçüncüsünü ister, Âdemoğlunun karnını ancak toprak doldurur. Bununla beraber Allah tevbekârın tevbesini kabul eder."
Buhârî, Müslim ve Tirmizî.
9657- Bu hadisi Buhârî (rikâk 10/2, VII, 175), Müslim (zekât 116, s. 725) ve Tirmizî (2337), ez-Zührî ve Katâde an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

0 yorum:

Yorum Gönder

Çok Okunanlar

Blog Arşivi